Canak’a ‘çete kurmak, rüşvet ve görevi kötüye kullanmak’ suçlarından 22 yıl hapis istendi. Davaya Yargıtay bakacak
Rüşvet iddiaları üzerine görevden uzaklaştırılan İstanbul Özel Yetkili 14’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nin eski Başkanı Erkan Canak hakkındaki iddianame tamamlandı. Örgüt kurmaktan görevi kötüye kullanmaya kadar birçok ağır suçlamanın yöneltildiği iddianamede hakime, bir sanığın tahliyesi karşılığında eskort verildiği de öne sürüldü.
Hrant Dink ve uyuşturucu davalarına bakan İstanbul Özel Yetkili 14’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nin eski Başkanı Erkan Canak hakkında “rüşvet” iddiaları ayyuka çıkınca, görevden uzaklaştırılmıştı. Canak hakkındaki incelemeyi tamamlayan HSYK, geçtiğimiz ay soruşturma izni verdi. Tüm belgeler de soruşturmayı yürütmesi için görevlendirilen Bakırköy Cumhuriyet Başsavcı Vekili Mustafa Atagün’e gönderildi. Atagün’ün yürüttüğü soruşturma kapsamında aralarında Canak’ın da bulunduğu 12 sanıklı bir iddianame hazırlandı. Uyuşturucu baronlarını tahliye etme karşılığı rüşvet aldığı öne sürülen Canak hakkında “suç işlemek amacıyla örgüt kurma”, “rüşvet” ve “görevi kötüye kullanma” suçlarından 22 yıla kadar hapis istendi. İddianamede Canak’a şok suçlamalar yöneltildi.
‘Hakime garsoniyer tuttular’
İddianamede, Canak’ın özel yetkili mahkemelerde görev sırada “uyuşturucu ticareti” suçlamalarıyla yargılanan sanıklarla yakın ilişki kurduğu ve bu sayede kendisine menfaat temin ettiği belirtildi. İddianamede Canak’ın, “uyuşturucu ticareti için örgüt kurmak” suçundan yargılanan S.O. isimli bir sanığın tahliyesi için rüşvet aldığı öne sürüldü. İddiaya göre Canak, S.O.’yu tahliye edebilmek için davada “örgüt yoktur” kararı verdi. Bu şekilde S.O. tahliye olurken, Canak ise Zeytinburnu’nda bulunan Tercüman Sitesi’nde bulunan bir daireyi rüşvet olarak aldı. Canak’ın kullanımında bulunan dairenin tahliye olan sanığın annesinin üzerine olduğu anlaşılırken, Canak’ın bu daireyi ‘garsoniyer’ olarak kullandığı da iddia edildi. Canak’ın bu evde rüşvet karşılığı ayarlanan çok sayıda hayat kadınıyla birlikte olduğu öne sürüldü.
‘Sazlı sözlü yemekte pazarlık’
İddianamede Canak hakkında başka şok suçlamalar da yer aldı. Canak’ın uyuşturucu ticareti suçlamasıyla tutuklu bulunan M.B. isimli bir sanığın tahliyesi için “iş takipçiliği” yapan bir avukat aracılığıyla “rüşvet” pazarlığı yaptığı öne sürüldü. İddiaya göre, sazlı sözlü bir yemekte yapılan rüşvet pazarlığının ardından Canak geceyi Ortaköy’deki Prenses Otel’de S.Ş. isimli kadınla geçirdiği öne sürüldü. Gecenin masraflarının da uyuşturucu sanığının avukatı tarafından karşılandığı iddia edildi.
Yargıtay’da yargılanacak
Canak, suçu işlediği tarihte halen fiilen görevde olduğu için Yargıtay 5’inci Dairesi’nde yargılanacak. Yargıtay 5. Ceza Dairesi yargılamayı ilk derece mahkemesi sıfatıyla yapacak. Canak hakkında hazırlanan iddianame ise HSYK’ya ve ilgili Yargıtay dairesine ulaştı. Canak’ın cezası kesinleşirse avukatlık yapamayacak. Diğer sanıkların yargılanmasına ise Bakırköy’deki Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam edilceği öğrenildi.
Barondan kırmızı hat
Öte yandan Canak’ın adı başka rüşvet iddialarıyla da gündeme gelmişti. Canak’ın adı uyuşturucu baronu olduğu iddiasıyla yargılanan Mahmut Çelik’le ilişkili olduğu öne sürülmüştü. Canak ile Çelik arasında sadece birbirlerini aradıkları kırmızı hat olduğu da iddialar arasındaydı. Canak, müfettişlere verdiği ifadede, “Mahmut Çelik isimli şahsın telefonunu eski İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Zafer Başkurt’tan aldım. Başkurt bana ‘Benim evde ailem var. Beni aradığı zaman konuşmam güç olur. Telefonunu sana veriyim sen irtibat kur’ dedi.” ifadelerini kullandığı iddia edilmişti.
Avukatın tahliye tehdidi
Yargıya müdahale ettikleri gerekçesiyle Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklanan avukat Kudbettin Kaya’nın, bir uyuşturucu baronunu serbest bırakması için İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Erkan Canak’ı tehdit etmesi dinlemelere takılmıştı. Ergenekon soruşturma ve davasını etkiledikleri iddiasıyla yürütülen soruşturmada, Canak’ın avukat Ali Hadi Emre ile yaptığı konuşma da dosyaya girmişti. Canak, 14 Mayıs 2010’da Ali Hadi Emre’yi arayarak arkadaşı Kudbettin Kaya’nın 200 kilo uyuşturucuyla yakalanan uyuşturucu baronunu serbest bırakması için kendisini tehdit ettiğini söylüyordu. Canak, “Vallahi eğer böyle giderse yine tehditvari şey yapacaksa ben çekip gideceğim bakanlığa, her şeyi söyleyeceğim.” diyordu. Bunun üzerine Emre, kendisinin devreye gireceğini, böyle bir şey yapmamasını istiyordu. Canak’ın, “Kadir Bey’e (Kadir Özbek) de anlatacağım. Gerekirse Seyfi Bey’e de (Seyfi Oktay) anlatacağım. Yani ne bileyim uyuşturucu baronunu tahliye etmem için beni böyle tehdit etmesi mi lazım yani, çok ayıp değil mi!” şeklindeki sözleri dinlemeye takılmıştı. (Vatan)