Özel gereksinimi olan oğlu Dağhan’ın doğumunun ardından zorlu bir annelik yaşayan Özge Uzun, oğlunun doğumuyla hissettiklerini şöyle tanımladı: Yolda yürürken üzerinize kocaman bir duvarın düştüğünü düşünün. Duvarın altında kalıyorsunuz, ölmüyorsunuz, hafif kıpırdayabiliyorsunuz, nefes alıyorsunuz ama altından da çıkamıyorsunuz. Bu geçici bir durum da değil.
“Özge olmaktan çok nefret ettiğim anlar var!”
Rana Çetin’in sunuculuk ve annelik arasında nasıl denge kurduğu sorusuna Özge Uzun “İşteyken normal işimi yapıyorum. Ama bazen bazı anlar geliyor bir anda kafana beyzbol sopası yemiş gibi oluyorsun ve ne yapıyorum ben, neredeyim, nasıl bir hayat bu diyorsun. Özge olmaktan çok nefret ettiğim, Özge olmak istemediğim çok anlar var. Özge olmak çok zor çünkü. Başka bir insan olarak yaşamak istediğim zamanlar oluyor. Ne kadar dışarıdan pırıltılı bir hayat yaşıyormuşum gibi görünse de öyle değil. Bazıları çok şanslı, armut pişip ağzına düşebiliyor, top ayaklarına gelebiliyor ama ben hep topun peşinde koşmak zorunda oldum.” diye yanıt verdi.
“Boşanıyorum, bunu da ilk kez burada söylüyorum”
Sunucu Çetin’in "Dağhan’ın özel ilgi isteyen bir çocuk olması evliliğinizi nasıl etkiledi?" sorusuna cevap veren Özge Uzun “Ayrıldık, şu anda boşanmaya çalışıyoruz, ilk kez de burada söylüyorum. Bunu Dağhan’ın üzerine atarsam çok büyük haksızlık etmiş olurum. Çok iyi idare ettik gerçekten 10 yıl. Bu kadar sorun sıkıntıya rağmen. Sadece evladımızla ilgili değil. Evlilik zaten çok zor, iki farklı insanın bir araya gelmesi, başka bir deli işi.’ dedi.
Yeni çıkan “Sizin Hiç Maviniz Var mı?” kitabını özellikle çocuk dünyaya geldikten sonra kadınları yalnızlığa iten erkeklerin okumasını istediğini belirtti.
Normal çocuklu ailelerin, özel gereksinimi olan çocuklara bulaşıcı hastalığı varmış, çocuğunu ondan koruması gerekirmiş gibi davranmasına da çok kızdığını belirten Uzun, “Onları çimdiklemek istiyorum. Bir kendinize gelin demek istiyorum” dedi.