AKP'nin, kolluk kuvvetlerine yardımcı olmak üzere, bekçilere silah kullanma, üst araması dahil geniş yetkiler veren Çarşı ve Mahalle Bekçileri Yasa Teklifi, TBMM İçişleri Komisyonu'nda Anayasa’ya aykırılık gerekçeleri ve tartışmalı oturumlarla AKP ve MHP oylarıyla kabul edildi.
Genel Kurul’a önümüzdeki günlerde gelmesi beklenen teklifle CHP, Anayasaya aykırılık içeren maddelerin ayıklanmaması durumunda kanunu Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) götürücek.
Hülya Karabağlı - Medyafaresi.com Özel Haber
TBMM İçişleri Komisyonu'nda kabul edilirken muhalefet partilerinin "ahlak polisliği" eleştirisine neden olan ve iktidarın ‘sokaktaki gözü’ yorumlarıyla da dikkat çeken Çarşı ve Mahalle Bekçileri Yasa Teklifini CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel Medyafaresi.com’a değerlendirdi.
Kamuoyuna ifade edilenin aksine maksadı çok aşan bir kanun teklifiyle karşı karşıya olduklarını ifade eden Özel,” Öyle bir kanun getirdiler ki, resmen Anayasa’ya aykırı olarak üçüncü bir kolluk gücünü tarif ediyor” dedi.
Kanunlarda olmayan önleyici ve koruyucu tedbir yetkisinin; başlamamış bir gösterinin kamu düzenini bozacak mahiyette olduğuna bekçilerin karar verdiğine dikkat çeken Özel, “Ancak ve ancak hakimin vereceği kararı bekçiye verdirtiyorlar özellikle önleyici ve koruyucu dedikleri subjektif kavramla.
Açıkçası burada Gezi paranoyası da görülüyor. Yarın öbür gün Gezi olayları yeniden olacak bunlar başlamadan durduralım. Ali İsmail Korkmaz’ın evine dönerken karanlık bir sokakta başına gelenler insanın aklına geliyor. Aslında bu kanun acaba Ali İsmail’i daha sokağa çıkmadan, evinden çıkmadan, yürüyüşe katılmadan durdurmak için planlanan bir kanun, kanunun satır aralarında bu da var” diye konuştu.
Önümüzdeki günlerde TBMM Genel Kurulu'nda görüşülmesi beklenen teklife, TBMM İçişleri Komisyonu'nun CHP, HDP ve İyi Partili üyeleri muhalefet şerhi düştü. CHP, bekçilerin yetkilerinin genişletilmesinin "paralel kolluk riski" yaratacağına dikkat çekti. CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel,”Yapılan ahlak polisi eleştirileri de yapılan paramiliter güç eleştirileri de özellikle iktidarın kendi siyasi kolluğunu oluşturuyor eleştirileri de son derece haklı” diyor.
Özgür Özel’in düzenlemeye ilişkin Medyafaresi.com’a değerlendirmeleri şöyle:.
“AKP ile toplum arasındaki güven ilişkisi tamamen ortadan kalkmış”.
Karşı karşıya olduğumuz durum en net şekilde şunu gösteriyor ki, Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) ile toplum arasındaki güven ilişkisi tamamen ortadan kalkmış. Çünkü mahalle bekçisi dediğiniz Türk toplumunda bekçi amcası mahallede ki de herkes tarafından seçilen babacanlığından, insan sevgisinden ve temizliğinden kimsenin şüphesi olmayan biriydi ve geçmişinden iyi hatıralarla geçmişte bırakmıştık. Valilere verilen yetkiyle bekçi alımları düzenlenmişti ancak burada bekçilerin yetkileriyle ilgili birtakım tartışmalar ortaya çıkınca yeni bir kanun gündeme geldi. Mevcut bekçilerin fiili durumunu kanuna yazmak onların yetki sorunu çerçevelerini çizmek gibi algılanmakla birlikte kanun geldiğinde görüldü ki, bu kanun kamuoyuna ifade edilen maksadı çok çok aşan bir kanun olmuş. Öyle bir kanun getirdiler ki resmen Anayasa’ya aykırı olarak üçüncü bir kolluk gücünü tarif ediyor.
“Gece görev yapacak olan bekçilerin neredeyse tamamına yakını erkek; Türkiye’nin yarısı kadın”
Silah kullanma yetkisinden üst aramaya, üst arama sırasında sıvazlama olarak tabir edilen yetkinin kullanılabilecek. Gece görev yapacak olan bekçilerin neredeyse tamamına yakını erkek, 21 kadın bekçi varken üst araması noktasında bunu toplumun yarısının kadın olarak düşünüldüğünde büyük tartışmalara yol açtığı görülüyor. Öyle maddeler konulmuş ki; en basitinden bekçilere resmen polis yetkileri veriliyor ayrıca bizim kanunlarımızda olmayan önleyici ve koruyucu tedbir yetkisi de veriliyor.
“Ancak ve ancak hakimin vereceği kararı bekçiye verdirtiyorlar”
Mesela, kamu düzenini bozacak nitelikte gösteri ve yürüyüş ve karışıklıkların önlenmesi amacıyla genel kolluk kuvvetleri gelene kadar önleyici ve koruyucu tedbirleri alır diyor. Başlamamış bir gösteri var bunun veya bir gösteri yapılacağını bunun da kamu düzenini bozacak mahiyette olduğuna bekçi karar veriyor. Ancak ve ancak hakimin vereceği kararı bekçiye verdirtiyorlar.
“Gezi paranoyası da görülüyor”.
Özellikle önleyici ve koruyucu dedikleri subjektif kavramla ve açıkçası burada Gezi paranoyası da görülüyor. Yarın öbür gün Gezi olayları yeniden olacak bunlar başlamadan durduralım. İnsanın aklına Ali İsmail Korkmaz’ın evine dönerken karanlık bir sokakta başına gelenleri hatırlatıyor. Aslında bu kanun acaba Ali İsmail’i daha sokağa çıkmadan, evinden çıkmadan, yürüyüşe katılmadan durdurmak için planlanan bir kanun, kanunun satır aralarında bu da var. Bu nedenle paramiliter güç eleştirilerini de haksız görmemek gerekiyor.
Tamamında verilen bu tip yetkilere bakıldığında bir objektivite yok bu kararı kimin, nasıl vereceği ve uygulayacağı tamamen bekçinin inisiyatifine bırakılmış görünüyor ve işin bu tarafı son derece sakıncalı.
Anayasa Mahkemesi yolu açık
Komisyonda ufak tefek değişiklikler oldu ama bu haliyle Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) itirazlarını barındıran bir teklif biz buna en şiddetli muhalefeti yapacağız. Hatta bu kanunu gelmeden önceki kanunlarda da bu kanunda da itiraz maddelerimiz giderilene kadar iç tüzük ve Anayasa’nın verdiği tüm yetkileri de kullanacağız. Meclis’ten geçtikten sonra da anayasaya aykırılıklar giderilmediyse Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) gitme yetkisini kullanmaktan da kaçınmayız. Ama ilk önce itirazımın yoğunlaştığı maddeleri bildirip orada doğru bir strateji izleyeceğiz.
“Gaziantep Islahiye de işten çıkarılan 654 işi Ak Parti üyesi”
Yapılan ahlak polisi eleştirileri de yapılan paramiliter güç eleştirileri özellikle iktidarın kendi siyasi kolluğunu oluşturuyor eleştirileri de son derece haklı. Bugün Salı Gaziantep’in Islahiye İlçesi’nde 20 bin kişilik çarın kentte çalışmış ve işten çıkarılmış tazminatını alamamış 654 kişi hak aramaya gelmiş temsilcilerini göndererek. 654’ü de Ak parti üyesi bir Çadırkent de işten çıkarılmasalar bizim haberimiz olmaz. Diyorlar ki, biz işe girmeden önce Ak Partiye üye olduk çünkü üye olmayanları almıyorlar.
“Bekçilerin tamamı Ak Parti Gençlik Kollarından geçmiş kişilerden oluşacağına ilişkin bir kanaat oluşmuş”
Bekçilik kanunu gelirken bekçinin Ak Parti referansları kişinin ya da birinci derece yakınları için Ak Parti aidiyeti olması kendi siyasi kolluğunu oluşturuyor eleştirileri haklı çıkarıyor. Bunun iki sakıncası var. Böyle bir şeyin olması son derece sakıncalı ve rahatsızlık verici bir şey ve demokrasi ve hukuk devletiyle bağdaşmaz. İkincisi insanların kamu görevinin yapacak bu kişileri bu gözle görmeleri de hem kişilere haksızlık hem de toplum huzurunu bozması açısından.
Vatandaşımız polise, askere, bu Ak partili, bu MHP’li bu CHP’li diye bakmaz. Polisimiz, askerimiz bizim milli takımımızdır siyasi görüşleriyle ilgilenmeyiz onlar da siyasi görüşlerini kolay kolay açıklamaz. Ama bugün gelinen noktada toplumda bekçilerin tamamı Ak Parti Gençlik Kollarından geçmiş kişilerden oluşacağına ilişkin bir kanat oluşmuşken bu toplumsal yarayı derinleştirecek bir adım atmalarını doğru bulmuyoruz.
Hatta şu anda iki kanaat var; Ak Parti olmayanı almazlar diye diğeri de Ak Partililer arasında ‘Ya ne yapalım başka yer de iş bulamazsak bekçi oluruz’ deniliyormuş gençler arasında. Bunun şimdiden gençler arasında bunu böyle yapmamaları lazım.
CHP: Paralel kolluk riski yaratır
Yasa teklifine CHP'li Komisyon üyeleri Ali Öztunç, Ensar Aytekin, Yaşar Tüzün, Erkan Aydın, Nihat Yeşil ve Faruk Sarıaslan, bekliçilerin genel kolluk teşkilatları bünyesine "silahlı bir kolluk" olarak dahil edildiği ve bu yönüyle, ciddi sakınca ve Anayasa'ya aykırılıklar içerdiği gerekçesiyle muhalefet şerhi koydu.
"Teklifteki birçok düzenleme; hukuki belirlilik ve güvenlik ilkelerine aykırıdır ve keyfî durumlar yaratmaya elverişlidir. Her ne kadar, Avrupa insan hakları hukukunun temel ilkelerinden olan kişisel özerklik ilkesi uyarınca, kişinin, hayatını, kendi tercihleri istikametinde özgürce yaşayabilmesi gerekse de; kanun teklifi, muhtelif maddelerinde kullandığı belirsiz ifadeler ve bekçilere tanıdığı kapsamı belirsiz yetkilerle, devletin ahlak polisliği yapması, gece saatlerinde dışarıda olan bireylerin hayat tarzına müdahale etmesi ve daha genel olarak, kendisini hukukla bağlı addetmeyen ve yürütmeye bağımlı silahlı bir yapının doğması risklerini içermektedir.
"Halihazırdaki 772 sayılı Kanun, bekçilerin özlük işlerine ilişkin ayrı bir bölüm ve ayrıntılı düzenlemeler içerirken, kanun teklifi, genel kolluk teşkilatları bünyesine dahil etmek suretiyle idare içerisindeki önemini artırdığı bekçilerin özlük hakları konusunda suskun kalmaktadır. Anayasa m.123/1 ve m.128/2 uyarınca, bir genel kolluk unsuru olarak bekçilik yardımcı kolluğunun özlük haklarının genel çerçevesi, soyut ve genel olarak kanun düzeyinde belirlenmelidir. Kanun teklifi, bu haliyle; özlük işleri kanunla güvence altına alınmamış ve kişiye bağımlı paralel bir kolluk yaratma riski taşımaktadır."