Dönem dizilerinde rol almayı daha çok sevdiğini belirten oyuncu sinemada ise müzisyen kimliğini ön plana çıkaracağı bir filmde oynamak istiyor. Selen Öztürk, Vatan gazetesinden Melis Güvenç'in sorularını yanıtladı:
Sizi yine bir sultan rolünde izliyoruz. Osmanlı dönemini anlatan başka bir dizide, başka bir sultana hayat vermek nasıl?
Evet yine bir Osmanlı hikayesi ama atmosfer ve insanlar bambaşka. İzleyicilerin tepkisini de düşünerek bir oyuncu olarak farklı bir karakter yaratabilecek miyim endişesini yaşadım. Ama bu sefer Padişahın kardeşi, bir hanedan mensubu Sultan’ı canlandırıyorum. Her seferinde bambaşka roller oynama hevesindeyim. Bu konuda kendimi riske atmayı ve zorlamayı seviyorum. ,
Önce karaktere bakarım
Neden tekrar bir sultanı oynamak istediniz?
Aıkçası Hatırla Gönül’den sonra yine ters köşe bir karaktere hayat vermeyi istedim. Ama bundan sonra zengin, cesur, hırslı ve güçlü bir kadın karakteri oynamak öncelikli tercihim oldu. Ben önce karaktere sonra senaryoya sevdalanma peşindeyim. Payitaht’ın senaryosunu okuyunca ve Seniha’yla tanışınca heyecanlandım.
Tarihi dizilere ilginiz nereden geliyor?
Çocukluğumdan beri gerek sinema gerek dizi olsun tarihi işlere kuvvetli bir ilgim ve merakım var.Bu alaka hiç yaşamadığımız hep anlatılan ya da okuduğumuz, izlediğimiz bir dünya geçmişini tanıma bilme görme arzusundan kaynaklı. Hiç bir teknolojinin olmadığı çağlarda yaşamayı çok isterdim. Tiyatro kökenli bir oyuncu olarak da dönem işlerinde oynamaktan başka bir haz alıyorum. Her defasında da farklı bir enerjiyle yepyeni bir insan doğurabiliyorsam ne mutlu bana. Kendimi zaten yaşadığım döneme çok da ait hissetmeyen biriyim. Geçmişin koridorlarında oyun da olsa nefes almak ruhumu zenginleştiriyor. Aslında kalbimin bir köşesinde 1950-70 arası sanatçı belki şair ya da müzisyen bir kadını oynamak da var. Bu da bir hayalcik...
Sadece yalnızken ve yazarken özgürüm
Dünyevi hırsları daha yüksek biriydim. Ama insan hayatı sorguladıkça törpüleniyor. Hırslı değil, çalışkan, azimli ve istekliyim. İşimle, hayallerimle ilgili konularda cesaretim daha yüksek lakin hayatın diğer alanlarında o kadar cesur biri değilim. Kendimi sadece yazarken, müzik yaparken ve yalnızken, cesur ve özgür hissediyorum.
Hayalperest ve mutluyum
Hayatınızdaki kişilere şans verme konusunda ne kadar açıksınız?
Şans verme konusunda açık gönüllüyüm. Pes etmek istemem kimi zaman sınırlara dayansam da, pes etmek isteyenleri de cesaretlendirmeye çalışırım. Yapılmış herhangi bir hata, alınmış yanlış kararlar, güvenilmiş yanlış kişiler insanı baş koyduğu yoldan vazgeçirmemeli. İnsan her zaman kendine yepyeni şanslar tanımalı, öğrenmeli ve yoluna devam etmeli. Her şeyin başı, her yeni başlangıcın başı sınırsız kabulden geçer. Hayat akıyor ve her an yeni mucizelere gebe, gelecek olanı sükûnetle kucaklamalıyız.
Hayallerler aranız nasıl?
Lennon kadar olamasam da ben de bir hayalciyim, hayal kurmaktan hiç vazgeçmedim. Hayal etmek insan olmanın nüvesi. Hayal kuracağız ki o düşünce zerresi gerçeğe dönüşsün, yaşamaya başlasın. En sevdiğim Chaplin ve Einstein da önce hayal ettiler. Ucunda ölüm dahi olsa hayal kurmak en büyük özgürlüktür. Evet hayalperestim bu yüzden belki biraz ruhum esrik ama inanın orada çok mutlu ve özgürüm.
Şarkılarımı kanalımda yayınlayacağım
Hayalim müzisyen kimliğimi de gösterebileceğim bir sinema filminde oynamak. Bununla ilgili bir hikayemi senaryolaştırma niyetindeyim. Onun dışında arzum önce bir Youtube kanalı açmak ve yavaş yavaş şarkılarımı o kanaldan yayınlamak. Ayrıca 2018’de olacak şekilde müzikal bir gösteri hazırlığı içindeyim...