İŞTE HAKAN GENCE'NİN O RÖPORTAJI
GAMZE BALIM'IN SEKSİ POZLARI.. FOTO GALERİ
Can Tanrıyar’la bir hafta için magazinin manşetlerini kapladınız. Modellik yaptığınızı anladık. Onun dışında siz kimsiniz?
- İzmir’de doğup büyüdüm. Annem ev kadını. Babam özel sektörde çalışıyor. Anneme ve bana çok düşkün, kıskanç bir adam. Dışarıdan bana zarar geleceğini düşünerek hep koruma içgüdüsüyle hareket eder.
Babanızın kıskançlığı işe yaramamış anlaşılan. Henüz 18 yaşında güzellik yarışmasına katılmışsınız...
14 yaşında gırtlak kanserine yakalandım. Peruk ve maskeyle dolaşırken insanların bakışları beni en az hastalık kadar yıprattı. Herkesin baktığı güzel bir kız olduğumu kanıtlamak için modelliğe başladım. İç dünyama etkisiyse erken olgunlaşmak oldu. 50 yaşında bir kadın gibi davranmaya başladım. Bazen Can’ın yanında anneannesi gibi kalıyorum. 33 yaş büyük olsa da genç ruhlu o, hızına yetişmek mümkün değil.
Aslında beni yarışmaya götüren hikâye bambaşka.
Anlatın da öğrenelim o zaman?
- 14 yaşındaydım o yaz nefes alıp vermelerimde zorluklar başladı. Sesim gittikçe kalınlaştı. Dondurma yediğim için oldu diye düşünüyorduk. Ama bir gün tamamen nefes alamayacak noktaya geldim ve tıkandım. Nefes alamıyordum. Hemen Dokuz Eylül Üniversitesi hastanesine gittik. Gırtlak kanseri teşhisi kondu.
Hastalığınızı ilk öğrendiğiniz ânı hatırlıyor musunuz?
- Evet, doktor annem ve babama akrabalarımızda daha önce kanser hastalığı olup olmadığını sordu. Babamın babaaanneside gırtlak kanserinden vefat etmiş. Doktorlar benim hastalığımın genetik olduğunu düşündü. Beni karşılarına alıp konuştuklarında, kanserin ilaçla geçen bir şey olduğunu sanıyordum. Ama hastalık son evreye gelmişti. Bir yıla yakın tedavi görmem gerekti.
O yaşta bu kadar ağır bir hastalığı nasıl taşıdınız?
- En büyük motivasyon kaynağım annemdi. Önce saçlarımı ve kaşlarımı kaybettim. Kortizonlu ilaçlar yüzünden 10 kilo aldım. Uzun süre vücudum tedaviye yanıt vermedi. Doktorlar son ana kadar beslenmek için gırtlağımı delmek istemedi. Tedavi sürecinde ses tellerim yandı. Kemoterapiyi radyoterapiyle birlikte almaya başlayınca tedaviye olumlu yanıt verdim.
Hastalık süreci sizde neleri değiştirdi?
- Bir daha eski Gamze olamadım. 14 yaşımda 50 yaşında bir kadın gibi düşünmeye başladım. Yaşıtlarım gibi deli dolu hareket edemedim.
Peki modellik ve güzellik yarışmasıyla bütün bunların bağlantısı ne?
- İnsanlar peruk taktığım ve maskeyle dolaştığım sürede sürekli bana bakıyordu. Gördüğüm tepkiler beni tedavi sürecinden daha çok üzdü. Kendimi kendime kanıtlamak için lise ikinci sınıfta modelliğe başladım. Herkesin baktığı güzel kız olmak istedim. 2012 Türkiye Güzellik Yarışması’na katıldım. İlk 20 arasında kaldım. Küçüktüm ve belki hazır değildim ama iyi bir tecrübe kazandım. Okumayı da bırakmadım. Beykent Üniversitesi’nde Radyo Televizyon Bölümü’nü kazanıp İstanbul’a geldim.
CAN BENİ ‘İŞ GİBİ’ GÖRMÜŞ
Can Tanrıyar’la nerede tanıştınız?
-Bodrum’da... İkincilik kazandığım Fashion TV modellik yarışmasından hemen sonra karşı karşıya geldik.
Yıldırım aşkı mı?
-Valla adam ben podyumdayken bana o kadar çok bakıyordu ki, ben de öyle sandım önce. Ama o beni ‘iş gibi’ görmüş meğer.
Nasıl yani?
- “Senin gözlerinde önemli bir ışık gördüm” dedi. Yarışmadan sonra ben İzmir’e gittim sonra İstanbul’da buluştuk. Modellik için çektirdiğim fotoğraflarımı yetersiz buldu. Zeynel Abidin Ağgül’le fotoğraf çekimleri yaptırdı.
Birlikte misiniz, değil misiniz?
- Can bana her anlamda çok şey öğretiyor. Bir isim koyamam ilişkimize. Her şeyden arınmış insanlar olarak, bir şeyler paylaşıyoruz.
Edebi bir yanıt ama tatmin edici değil. Aradaki 33 yaş sizin için problem değil mi?
- Yaş farkı şu an problem gibi görünmüyor. Can genç ruhlu. Yaşadıklarımın olgunluğuyla Can’ın yanında anneannesi gibi kalıyorum. Onun hızına yetişmek mümkün değil.
Karşınızdaki magazin dünyasının tanıdığı Can Tanrıyar değil de 53 yaşında kimsenin tanımadığı biri olsaydı ne olurdu?
- Farklı bir ortamda tanışıp özünü tanısaydım tabii olabilir.
BİZİMKİSİNE ‘İLİŞKİ’ DE DENEMEZ ASLINDA
Ailenizin ilişkinize tepkisi ne oldu?
- Onların bu duruma biraz daha alışması gerekiyor. Annem her yanlışım ve doğrumda destek oldu. Şimdi de nasıl mutlu olacaksam öyle yaşamamı istiyor. Bu yaş farkını tabii normal bir babanın doğal karşılaması çok zor. Ama daha fazla sıkıştırma beni!
Can Tanrıyar’ın size çekici gelen yanı ne?
- Babam her zaman kıskanan, sahiplenen bir adam oldu. Babamın anneme yaklaştığı gibi bir insan aradım. Can da sahiplenici bir adam. Aklıyla kılıma zarar gelmesini engeller.
Evleneceğiniz doğru mu?
- Hayır. Bizimkine bir ilişki de denemez aslında. Paylaşımlarımız nereye gider hiç belli değil.
Petek Dinçöz’e benziyorsunuz. Hayranlığınız var mıydı?
- Benzediğimizi düşünmüyorum. Her şarışın birbirine benzese herkes Petek olurdu. Açıkçası Petek hiçbir zaman benim dikkatimi çekmedi. Ne bir şarkısını dinledim ne de ekranda gördüğümde güzel bir kadın dedim. Ama Can’la yaşadıklarına saygı duyarım.
Can’la Petek tanıştıklarında o da 20 yaşındaydı. Acaba sizde Petek’i mi gördü?
- Bunu hiç konuşmadık. İnsanların hayatlarında bir şey biter. Yeni bir defter açılır. Bu yüzden hiç öyle bir soru sormadım.
Bir gün alışveriş yaparken Petek Dinçöz’le karşılaşsanız ne olur?
- Alışverişime devam ederim.
Can Tanrıyar’ın Petek’le yaşadıklarına baktıktan sonra “Bizim de birlikteliğimiz biterse neler olur?” korkusu yaşıyor musunuz?
- Bir insan herkese aynı olamaz. Can’ı çok iyi tanıdım. Biz beyaz bir sayfa açtık.
Hakan GENCE / Fotoğraflar: Emre YUNUSOĞLU / Hürriyet