31 Mart yerel seçimlerine iki ay kala siyasi partilerin hamleleri netleşmeye ve adayları belirlenmeye başladı. Diken'den Minez Bayülgen seçim yaklaşırken, adayların son durumunu PİAR Araştırma Başkanı Kadir Atalay ile konuştu.
‘Toplumda, “Gitsinler de ne olursa olsun” psikolojisi çok baskın’
31 Mart’a iki ay kala anketler, seçimler kadar öne çıkmış durumda. Siz peş peşe kamuoyu yoklamaları yapıyorsunuz. 31 Mart’teki yerel seçimde, geçmiş genel ve yerel seçimlerden daha farklı bir eğilim, sürpriz diyebileceğiniz bir şey görüyor musunuz?
Ekonomik kriz hiç bu kadar öne çıkmamıştı. Evet, 24 Haziran seçimleri öncesinde de seçmene göre ciddi bir ekonomik bozulma vardı. Ancak Erdoğan’ın tabanı ona güvenmiş ve bir şans daha vermişti. Bir de kutuplaşmayı eklemem gerek çünkü o da tavan yaptı.
Sahada kutuplaşmayla ilgili ne görüyorsunuz?
Artık insanların canına tak etmiş durumda olduğunu görüyoruz. Toplumda, “Gitsinler de ne olursa olsun” psikolojisi çok baskın.
‘Krizin sorumlusunu sürekli değiştirmesi, cumhurbaşkanına güveni çok düşürdü’
İktidar ekonomik krizi daha önce ‘dış güçler’in oyununa bağlarken, şimdi esnaf, zincir marketler, tarım üreticileri gibi ‘iç güçler’i sorumlu tutuyor. Kamuoyunun bu sözlere tepkisi nedir?
İnanmıyor. Aksine yaşanan krizin inkarı ve krizin bu ‘sorumlularını’ durmadan değiştirmesi, seçmen nezdinde cumhurbaşkanı Erdoğan’ın güvenilirliğini çok düşürdü. Oy kaybı bu yüzden hızlandı. Bir tek, gelir ve eğitim seviyesi en düşük olan kesimin desteği var ki, bu bölgeler AK Parti’nin en güçlü olduğu yerler zaten.
Niye en güçlü?
Her daim ekonomik kriz içinde yaşadıkları için olan bitenden fazla etkilenmiyorlar. Ancak sosyal yardımları kesilirse o zaman iş değişir.
‘Cumhurbaşkanı ziyareti sonrası, Ekrem İmamoğlu’na sağ seçmen büyük karşılık verdi’
AKP’nin İstanbul büyükşehir adayı Binali Yıldırım, TBMM başkanlığından istifa etmeye gerek duymamıştı. Ancak birden bu görevden istifa edeceğini açıkladı. Yıldırım’ın İstanbul oylarında bir düşüş mü var?
Öyle gözüküyor. Bu ay yaptığımız ankette, seçmene Binali Yıldırım’ın istifa etmemesinin doğru olup olmadığını sormuştuk. Yüzde 50, “İstifa etmeli” demişti. AK Parti de aynı sonucu kendi yaptırdığı anketlerinde görmüştür.
En çekişmeli yer İstanbul. CHP adayı Ekrem İmamoğlu çok tanınan bir ismin karşısında yarışıyor. Kendini yeterince tanıtabildi mi? Seçmen artık onu biliyor mu?
Tanınırlığı yeterince fazla değil. Ancak İmamoğlu büyük bir atak yaptı. CHP seçmeni çok karşı çıktı ama İmamoğlu’nun Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı ziyareti sayesinde, değil İstanbul’da tüm Türkiye’de tanınırlığı çok çok arttı. Son anketimizde de gördük ki, bu ziyaret sonrasında sağ seçmen İmamoğlu’na büyük bir karşılık verdi.
‘İstanbul’da kilit parti HDP, Türkiye genelindeyse HDP ve MHP’
Türkiye’de iktidarların el değiştirmesinin işareti İstanbul’u almak olarak algılanır. İstanbul için kilit parti hangisi?
İstanbul’da belirleyici grup her zaman HDP’dir. Ve bu yüzden HDP’nin aday çıkarmayarak fedakarlık yapması gerekiyordu.
‘İstanbul’da pek çok ilçeyi muhalefet alacak’
Siz, CHP’nin İstanbul’da işinin çok kolay olmadığını söylüyorsunuz. HDP’nin aday çıkarmaması İstanbul’u nasıl etkileyecek?
Buna net yanıt vermek için araştırmacıların HDP’nin bu kararı sonrasında yeni bir ölçümleme yapması şart. İstanbul’da durum şimdilik net değil. Ancak şöyle söyleyebilirim; Bahçelievler, Beyoğlu gibi AK Parti’nin elinde olan bazı ilçelerin muhalefete geçeceğini öngörüyorduk. HDP’nin kararıyla birlikte bu ilçeleri artık muhalefetin alacağını tahmin ediyoruz.
Yani İstanbul’u AKP- MHP kazansa bile çoğu ilçeyi muhalefet mi alır?
Evet, iktidar İstanbul’u belki alacak ama ilçeler bazında büyük güç kaybedecek.
Az önce İstanbul genelinde belirleyeci partinin HDP olduğunu söylediniz. Peki Türkiye genelinde seçimlerin kritik parti/ partileri ne?
HDP ve MHP.
‘MHP’li seçmenin yüzde 50’i AKP’ye oy vermiyor’
MHP niye, hangi açıdan kritik parti?
Son araştırmamızda, MHP’li seçmenlere “AK Parti’nin aday çıkardığı yerlerde oy verecek misiniz” diye sorduk. Yüzde 50’si ‘Hayır’, yüzde 30’u ‘Evet’ dedi. Yani Türkiye genelinde, MHP seçmeninin en az yüzde 50’si AK Parti adayına oy vermemeyi tercih ediyor.
Bu ne anlama geliyor, sonucu nasıl etkileyecek sizce?
Bu kitle AK Parti’den koparak MHP’ye geçen ve sağın dışındaki adaylara, partilere oy veremeyenlerden oluşuyor. Bir kere millet ittifakına oy vermeleri demek önümüzdeki genel seçimleri etkilemesi anlamına geliyor. Böyle olursa bu kitle millet ittifakının kalıcı seçmeni haline gelebilir. Bu yüzden kritikler.
Araştırmalarınıza göre AKP en büyük güç kaybını hangi şehirde yaşayacak?
Ankara. İktidar 20 yıldan fazla yönettiği başkenti kaybetmeye doğru gidiyor. Ulusalcısından, Kemalistine, sağcılarına kadar her zaman milliyetçi adayların kazandığı bir şehirdir Ankara. Bugün her anketimizde CHP’li aday Mansur Yavaş ve AK Parti adayı Mehmet Haseki arasında en az altı yedi puan oy farkı Yavaş’ın lehine çıkıyor.
HDP, İstanbul, İzmir ve Adana’da büyükşehir belediye başkan adaylarını çıkarmayacaklarını açıkladı. Sizce neden fedakarlık yapması gerekti?
Bakın, her şeyden önce iktidarın HDP’yi işaret ederek “Teröristlerle işbirliği yapıyorsunuz” sözlerinin seçmende karşılığı var. Düşünün bu söylem, millet ittifakı seçmenin neredeyse yüzde 80’ininde karşılık buluyor.
Bu yüzden mıuhalefet partileri HDP’yi yanlarına alıp da bir siyasi hamle yapamıyor. Muhalefet de HDP’ye, “Bizimle işbirliği yap ama kimsenin haberi olmasın, fedakarlık yapmalısın” diyor.
‘Batı’daki HDP’li seçmenin yüzde 7’si İYİ Parti’ye oy veriyor’
Millet ittifakı seçmeninin yüzde 80’i ‘Terörist işbirliği’ yorumlarına katılıyorsa HDP aday çıkarmamasının muhalefete nasıl yarayacağını düşünüyor?
HDP, “Her ne kadar millet ittfakı seçmeninin yüzde 80’i ninde Türk-Kürt kutuplaşması ciddi boyutlarda olsa da, ben onların yanında durarak bu söylemlerin önüne geçeceğim. Yeter ki Türkiye’de şu iklim değişsin. Ondan sonra her şey düzelir zaten” diyor. HDP’nin ki çok doğru bir siyasi hamle.
Siz sahada da olan bir araştırmacısınız. HDP’nin kemik kitlesi nasıl bakıyor, davranıyor?
HDP’nin özellikle Kürt tabanı, siyasal Kürtçüler “Sürekli biz fedakarlık yapıyoruz, bırakalım bunları, birbirlerini yesinler” diyor. HDP’de diyor ki, “Hayır, birbirlerini değil bizi yiyorlar.” HDP’nin üzerine atılan ‘terörist’ söylemlerinin karşılığının olmadığı bir yüzde 20 var. Ve HDP buradan aldığı bir iki puanla barajı geçtiği için millet ittifakının yanında yer alması gerektiğini biliyor. Bu yüzden HDP’nin aday çıkarmaması çok mantıklı.
‘HDP’lilerin yüzde 30’u seçimi boykot edebilir, yüzde 60’ı muhalefeti destekleyecek’
Geçmiş yerel seçimlerde HDP’nin iddialı olmadığı yerlerde HDP seçmeni kime oy vermişti?
HDP’nin kazanamayacağı yerlerde seçmeni, oradaki en güçlü muhalefet partisine oy veriyor. Bu eğilim de zaten en çok Batı illerinde oluyor. Batıda yaşayan ve HDP’nin yüzde 20’lerin altında oy aldığı yerlerde seçmenine sormuştuk. Yüzde 53 CHP, yüzde 7 İYİ Parti’ye oy vereceğini açıklamıştı.
Peki, HDP’nin aday çıkarmamasına kızan ve sandığa gitmeme, boykot etme kararı alacak bir kitle olur mu?
Mutlaka olacaktır. Ancak bu kitlenin oranı seçimlere etki edecek kadar fazla olmaz. Sahada da görüyoruz, büyük çoğunluğu millet ittifakının adaylarını destekleyecek.
HDP’nin aday çıkarmama kararının AKP’ye yarayacağını düşününler var. 24 Haziran’da HDP’ye oy veren ancak 31 Mart’ta AKP’yi destekleyecekler var mı?
Var. Yüzde 4. Yüzde 60, millet ittifakına vereceğini söylüyor. Kalan yüzde 30 seçimleri belki boykot edebilir. Ezcümle HDP seçmeninin yerel seçimlerde oyları hep dağılır. Genel seçimlerde aldıkları oy oranının çok altında alırlar. “Oyum boşa gitmesin, kazanacak olana vereyim” düşüncesi baskın olur ve bu oyların çoğunluğu muhalefet gider.
Seçmenin karşısına geçen seçimlerde güvenlik sorunları kondu. Seçmen buna göre oy verdi. İktidar bu seçimde de seçmenin karşısına beka sorununu koyuyor. Sizin araştırmanıza göre seçmenin şikayet listesinde neler var?
İlk dört sıranın tamamı ekonomiyle bağlantılı. İlk kez bir anketimizde yolsuzluk ile ilgili bir şikayet oldu. Yüzde 8 ile yolsuzluk öne çıktı.
‘İktidarın kendi seçmeni de yolsuzluktan şikayetçi’
Yolsuzluk neden bu seçimler öncesinde sürpriz yaptı peki?
Sahada, cumhur ittifakının tabanı artık yolsuzluk şikayetini sık dile getiriyor çünkü ekonomik kriz vatandaşın cebine dokundukça iktidarın diğer konularda yaptığı yanlışlar göze batmaya başladı.
Mesela demokrasi ihtiyacı nüksetti.
Vatandaş için genel ve yerel seçimler her zaman farklı mıdır? Yoksa aday kim olursa olsun önce hangi partiden olduklarına mı bakarlar?
Her zaman farklıdır. Seçmen çoğunlukla partilerden ziyaede adaylara bakar. Zaten bu yüzden iktidar beka sorunu söylemiyle bu yerel seçimlerin sanki bir genel seçim yaşayacakmışız gibi olmasını arzu ediyor ve bunun için efor sarfediyor. Ancak seçmen için bir şey ifade etmiyor.
‘HDP’nin hamlesiyle CHP, Adana’yı rahatça kazanacak’
AKP adaylarını uzun zaman önce açıkladı. Medya amborgosunu da düşünürsek, CHP bu kez biraz geç mi kaldı adaylarını açıklamada?
Çok geç kaldı. Ne kadar erken açıklarsanız, o kadar erken çalışmaya başlarsınız bu kadar basit. Kampanya çalışmaları çok önemlidir. Kampanyayı ne kadar geç başlatırsanız o kadar zarardır.
HDP’nin aday çıkarmayacağı yerlerden biri Kürt nüfusunun yoğun olduğu Adana. Adana’da hangi parti öndeydi, şimdi ne olacak?
Adana’da MHP ve CHP çekişmesi vardı. HDP’nin bu hamlesiyle artık CHP, Adana’yı rahatlıkla kazanacaktır.
‘Mustafa Sarıgül’ün adaylığı CHP’ye zarar vermez’
Yine yoğun Kürt nüfusunun olduğu illerden İzmir’de de HDP, CHP’li aday Tunç Soyer’i destekleyeceğini açıkladı. Soyer’e iktidara yakın medya tarafından yapılan karalamalar İzmirliler de nasıl karşılık buluyor?
Soyer’e dönük karalamaların İzmirli seçmende karşılığı yok. Şimdi HDP’nin oy desteğiyle de, Türkiye’deki tüm büyükşehirler arasında Tunç Soyer’in rekor kırmasını bekleyebiliriz.
Bu arada yeni bir gelişme yaşandı. Mustafa Sarıgül, DSP’den Şişli adayı olduğunu açıkladı. Sarıgül’ün oyu nedir?
Biz bir ölçümleme yapmadık ancak yaklaşık yüzde 20 civarında oy alabileceğini biliyoruz. Dolayısıyla Sarıgül, Şişli’de CHP adayına bir zarar yaşatmaz. CHP, yine Şişli’yi rahatlıkla kazanır.
‘CHP her zaman MHP’ye, İYİ Parti’de AKP’ye göre aday çıkarmalı’
Daha önceki yerel seçimlerde CHP’nin içi bu kadar dalgalanmamıştı. Neden şimdi bir değişim var? Bu olumlu mu yoksa olumsuz bir farklılık mı?
CHP’nin içindeki aday çekişmeleri gibi dalgalanmalar biraz partinin kendine bu yerel seçimde duyduğu güvenden kaynaklanıyor. Hem seçime ittifak halinde girilmesi, hem de HDP’nin batıda aday çıkarmama stratejisiyle CHP bu seçimin kazananları arasına adını yazdıracak ve Kemal Kılıçdaroğlu’nun koltuğu sağlamlaşacak.
Türkiye genelinde CHP-İYİ Parti’nin adayları, AKP-MHP’den oy kopartacak adaylardan seçilmiş oldu mu?
CHP her zaman AK Parti’nin karşısına aday getiriyor. Ve bu siyasi olarak yanlış bir konumlandırma.
Neden yanlış?
CHP hiçbir zaman AK Parti seçmeninden oy alamıyor. CHP, MHP’den oy alıyor. MHP’deki merkez sağcı, laik ve seküler kesimlerden oy gelebiliyor. Dolayısıyla CHP’nin MHP karşısında aday çıkarması daha doğru. Keza İYİ Parti’nin de oy alabileceği seçmen grubu AK Parti’dir. O da AK Parti’ye göre aday çıkarmalı.