Kendisine hakaret edildiğini belirten Kaynak, olayın etkisinden hâlâ kurtulamadığını ifade ederek, bu kişilerin kendi arasında, "Kendini atsa, kemerini takmadı, düştü deriz değil mi kanka?" diyerek konuştuklarını anlattı.
Gazete Duvar'dan Hacı Bişkin'in haberine göre Kaynak, “Bağırmaktan sesim kısıldı. Bunlar polis değilse kim?” diye sordu. Kaynak’ın avukatı Eren Keskin son dönemde kayıtsız gözaltıların arttığını, kamera kayıtlarını isteyeceklerini belirterek olayın peşini bırakmayacaklarını söyledi.
"Taciz etmeye yeltendiler"
Mine Kaynak, 3 Mart sabahı arkadaşlarıyla bir konser çıkışı Kadıköy Antikacılar sokağında otururken olayın yaşandığını belirtti. Sabah saatlerinde iki kişinin aniden yanına yaklaştığını ve GBT kontrollerini yaptıklarını söyleyen Kaynak, şunları anlattı:
“Hakkımda bir aramam olduğunu söyleyerek beni götürmek istediler. Ben de ‘aracınız sivil, siz sivilsiniz nereden bileceğim sizin polis olduğunuzu’ diyerek polis kimliklerini göstermelerini istedim. Hızlı bir şekilde kimliklerini çıkartıp ceplerine koydular. Gözlüğümü takmadığım için isimlerini de okuyamadım. Arabaya bindikten sonra otoban gibi bir yere götürdüler. Bana o sırada sürekli sorular sorarak taciz, hakaret ve küfür ettiler. ‘Bu saatte sokakta ne geziyorsunuz? Arkadaşınla neden sokakta oturuyorsun?’ gibi birçok soru soruyorlardı. Elle taciz etmeye kalktı. Bağırarak karşı çıktım” diyor.
"Ayağı kaydı, öldü deriz"
Küfür ve hakaretlerle birlikte tehdit edildiğini de söyleyen Kaynak bu iki kişinin kendi aralarında “’Eee kanka bunlar bir yandan devrimcilik yapıyor, bir yandan aranıyor” diye konuştuklarını aktarırken “Söylenilen bu cümleler hala kulağımda” dedi.
Hakaretlere ve küfürlere tepki gösterdiğini belirten Kaynak, bu kişilere kendisini hemen karakola götürmelerini yoksa kapıdan kendisini atacağını söylediğini belirtip şunları ifade etti: “’Beni emniyete götürüyorsunuz, ya da bırakıyorsunuz’ dedim. Gülüyorlar, çirkefleşiyorlardı. Sürekli elle taciz ederek vücuduma dokunmak istiyorlardı. Belki vicdan yapar diye sen benim çocuğum yaşındasın utanmıyor musun dedim. Eşkıya gibiydiler. Aracın kapısını açmaya çalıştım ama açamadım. Sonra kendi aralarında, ‘Kendini atsa kemerini takmadı, düştü deriz değil mi kanka?’ gibi cümleler kullanıyorlardı. Ben de ‘bu dili biliyorum zaten’ dedim. ‘Başını vurdu öldü, ayağı kaydı öldü’ dersiniz, her şeyi yaparsınız' dedim. Kendilerine gözaltına alındığımda 3 arkadaşa mesaj attığımı, avukatlara haber verdiğimi söyleyerek ‘Bana her şeyi yapabilirsiniz, öldürebilirsiniz de ama bu sizin yanınıza kalmaz’ dedim.”
‘6 SAAT ARAÇTA BEKLEDİM’
Aracın içerisinde içki şişeleri ve boş bira kutuları gördüğünü belirten Kaynak, 6 saat bu araçta bekletildiğini söyledi. Arkadaşının yanında araca alındığını ifade eden Kaynak şunları kaydetti: “Beni 6 saatin sonunda Kadıköy iskeleye 10-15 dakikalık bir mesafede attılar. Bir büfeye sordum orada dolmuşa binip iskeleye 15 dakikada gittim. Ama neresi olduğunu sormayı unuttum. Bağırmaktan sesim kısılmıştı. Kaç gün geçti hala sesim kısık. Bunların polis olduğuna insanın inanası gelmiyor. Kim bunlar? Polis değilse kim?”
SUÇ DUYURUSUNDA BULUNULACAK
Kaynak’ın avukatı Eren Keskin, olay yerindeki kamera görüntülerinin incelenmesini isteyeceklerini söyleyerek, “90’lı yıllardın kayıtsız gözaltıları bu dönemde de sıkça görülmeye başlandı. Böyle bir şey kabul edilemez. Konuyla ilgili suç duyurusunda bulunacağız. Olayın peşini bırakmayacağız” dedi.
(Gazete Duvar - Hacı Bişkin)