ABD yönetiminin pandemiye karşı aldığı önlemleri 'kafa karıştırıcı, tutarsız ve verimsiz' olarak niteleyen Acemoğlu, "Koronavirüs krizi, ABD'nin otoriterleşmesini gözler önüne serdi" dedi.
Acemoğlu, Foreign Affairs'de yayımlanan makalesinde, Trump yönetiminin ABD'yi otoriter ülkelerin geçtiği kurumsal çürüme patikasına sürüklediğini belirtirken, bu ülkelere Juan Peron yönetimindeki Arjantin'i, Erdoğan yönetiminde Türkiye'yi ve Orban yönetimindeki Macaristan'ı örnek olarak gösterdi.
Acemoğlu'nun yazısının ilgili bölümleri şöyle:
"ABD yönetiminin yeni tip Koronavirüs pandemisine karşı aldığı önlemler kafa karıştırıcı, tutarsız ve verimsiz. Çin, Güney Kore ve İtalya'dan gelen veriler, virüsün sosyal mesafe uygulamayan alanlarda hızla yayıldığını ve insanları uzak tutmak için alınan basit önlemlerin yeni yayılma oranını açıkça göstermesine rağmen ABD Başkanı Trump yönetimi, hiçbir sosyal mesafeyi koordine etmedi.
Ve İtalya'da hastaneler akut vakalarla dolup taşarken, yönetim ABD sağlık sistemini desteklemek, hastanelerdeki vantilatör sayısını artırmak veya Koronavirüs testini yaygın olarak kullanılabilir hale getirmek için çok az çaba harcadı.
"Trump pek tabii suçlanmayı hak ediyor"
"Birçok kişi, bu başarısızlıklardan dolayı başlangıçta krizin şiddetini küçümseyen ABD Başkanı'nı suçluyor. Trump, 4 Mart'a kadar yeni Koronavirüsün neden olduğu hastalık olan Covid-19'un gripten daha kötü olmadığı konusunda ısrar etti. Bir hafta sonra ABD sağlık sisteminin salgına iyi hazırlandığını iddia etti.
Ülkesini kriz hakkında hiçbir şey bilmeden geçirmeye teşvik eden Trump pek tabii suçlanmayı hak ediyor. Ancak daha da tartışmalı olan konu, Trump'ın yeni tip Koronavirüs salgını ortaya çıkmadan çok önce başlayan ve gittikçe daha çok hissedilen ABD kurumlarına saldırısı oldu.
"Üç yıldan biraz uzun bir süredir görevde olan Trump, daha önce ABD'nin siyasi olarak işlemesini sağlayan birçok siyasal normu - başkanın açıkça yalan söylemeyeceği, davalara müdahale etmeyeceği, hukuk önleyemeyeceği beklentisi de dahil olmak üzere- ortadan kaldırdı.
Trump, bu normları ortadan kaldırırken, ABD siyasetinin kutuplaşmasını hızlandırdı. Kutuplaşmanın maliyeti yalnızca siyasal söylemde hissedilmiyor. Sağlık hizmetlerinin eksikliği ve kamu altyapısının bozulması gibi temel sorunları çözemediği de açık.
"Profesyonel bürokratlar, yönetimler için bir tür korkuluk"
"Başkana üst düzey atamalar yapma yetkisi veren ABD kurumları, partizanlığın etkilemediği bir tür liyakatın yürütme organlarında kök salmasını kolaylaştırmıyor. Partizan olmayan, kural ile prosedürleri koruyan ve teknokrat uzmanlığa sırtını yaslayan, siyasi atananlar altında hizmet veren profesyonel bürokratlar, yönetimler için bir tür korkuluk görevi görerek daha aşırı veya çıplak partizan politikalarının uygulanmasını önlüyor. Profesyonel bir kamu hizmeti de doğal afetlere ve acil sağlık sorunlarına karşı en güçlü savunma oluyor.
"Trump yönetiminin tek hatası, ülkeyi bulaşıcı hastalıklardan koruyan kritik sağlık altyapısını sürdürmek değildi -2018 yılına kadar Ulusal Güvenlik Konseyi'nin bir parçası olan salgın hazırlık birimini dağıtmıştı-, kamu hizmetini de aktif olarak zayıflattı. Başkanın tarafsız uzmanlığa düşmanlığı, en yetenekli ve deneyimli federal çalışanların çoğunu işini bırakmaya zorladı. Onların yerlerinde sadece Trump'a sadık olanlar kaldı.
Trump'ın yönetiminin sorunlarına dikkat çekenlere yönelik saldırıları, bürokratların konuşmasını engelleyen bir korku atmosferi yarattı. Bu suskunluk, Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi gibi federal sağlık kurumlarından Koronavirüs salgınına karşı gelen yavaş, sessiz ve etkisiz tepkiyi açıklıyor."
"Trump'ın bürokrasiye saldırısı, ülkeyi kurumsal çürüme patikasına sürüklüyor"
Acemoğlu, ABD liderine süreç boyunca danışmanlık yapan Dr. Anthony Fauci'nin "Başkanla savaşa gitmek istemezsin. Ancak doğruları söylemeye devam edebileceğin bir denge kurmalısın" ifadelerine dikkat çekti.
Tecrübeli akademisyen, "Trump'ın federal bürokrasiye yaptığı saldırı, ABD'yi bir zamanlar demokratik olan bugünün otoriter ülkelerinin geçtiği kurumsal çürüme patikasına sürüklüyor" değerlendirmesinde bulundu ve ekledi, "20. Yüzyılın ortasındaki Juan Peron yönetimindeki Arjantin'den bugünkü Erdoğan yönetiminde Türkiye ile Orban yönetimindeki Macaristan'a, neredeyse tüm trajedilerde dönüm noktası kamu hizmeti ve yargının bağımsızlığını kaybetmesi oldu".
Acemoğlu, "demokrasiden otoriter devlet yapısına dönmeye başlayan ülkelerde" genellikle ilk olarak devlet kurumlarının "liderlerin istediğini söyleyecek papağanlarla" doldurulduğunu ve bunun "kaçınılmaz" olarak politika hatalarına sebep olduğunu ifade etti. Acemoğlu bu tür yapılarda bağımsızlık ve liyakat olmadığı için görevdekilerin hatalarını tekrarladığını, bunun da halkın devlet kurumlarına güvenini yitirmesine sebep olduğunu yazdı. Acemoğlu, bu şartlar oluştuğunda "kağıt devlete" dönüşmenin çok hızlı olabileceğini ifade etti.