Abone Ol

Prof. Dr. İlber Ortaylı tv100 ekranlarında Atatürk'ü anlattı: Kimse O'nun yerini tutamaz.

Cumhuriyetin kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ü vefatının 86. yıl dönümünde özlemle, minnetle, sevgiyle anıyoruz. Atatürk’ü anlayarak ve değerlerine sahip çıkarak geçirdiğimiz her yıl, O’na olan bağlılığımızı hiç eksiltmedi. Tarihçi-yazar Prof. Dr. İlber Ortaylı tv100 muhabiri Başak Bilgin’in özel röportajında Atatürk’ü işte bu sözlerle anlattı…

Prof. Dr. İlber Ortaylı tv100 ekranlarında Atatürk'ü anlattı: Kimse O'nun yerini tutamaz.

"Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır. Ancak Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır" demişti Mustafa Kemal Atatürk. Bugün 10 Kasım.. Mustafa Kemal Atatürk'ü kaybedeli tam 86 yıl oldu.Ondan geriye bir milletin bitmek bitmeyen sevdası kaldı.

Mustafa Kemal Atatürk, hayata gözlerini kapattığında sadece Türkiye’de değil, bütün dünyada hüzünle karşılandı. Çünkü o devrin en büyük lideriydi.

Tarihçi-yazar Prof. Dr. İlber Ortaylı Atatürk için şu ifadeleri kullandı: 

"Atatürk arkasından devrimci bir ordu yarattı. Sağlıkçılar, subaylar öğretmenler. Bunlar nesilden nesile geçiyor. Kolay yetişmiyor.

Diğer liderler de halki tarafindan bu kadar seviliyor mu?

O hala milli bir sembol. Türkiye değişen bir toplum.Problemler olduğu zaman liderler aranıyor. Her yerde aranıyor ve bizde de aranıyor. O'nun yerini tutacak kimse yok."

Türk Milleti Atatürk’ün giyim tarzından, sanata olan ilgisine, zekasından, bilime ışık tutan fikirlerine hayrandı.

Prof. Dr. İlber Ortaylı, "Zevklerinde bir incelik var. Çok sayıda dil biliyor. Çok okuyan birisi. Çok iyi bir hafızası var.Türk komutanlarının hepsinde böyle bir kalite var.

1934’ten itibaren inanılmaz derecede hastaydı. Yemek yiyemiyor, yediği dokunuyor.

Her 10 Kasım sabahı hazır oluyorum. Dışarda olmak istiyorum. Sirenler çalsın, ayağa kalkalım istiyorum. Türk Milleti Atatürk’ü asla unutmayacak." dedi. 

Türk ulusunun kurtarıcısı Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ten geriye kişiliği, karakteri, bitmek bilmeyen memleket sevgisi kaldı. Bugün hala onu öğrenmeye, anlamaya, O'nu dinlemeye devam ediyoruz.