(Hülya Karabağlı – Türkiye Gündemi Özel Haber)
İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Jeofizik Mühendisliği Bölümü Emekli Öğretim Üyesi Prof. Dr. Haluk Eyidoğan, 1-5 Temmuz tarihleri arasında öncü niteliğinden 7.1 büyüklüğüne ulaşan ve daha büyük şiddeti tetikleyebileceği olasılığından söz edilen ABD’nin Kaliforniya Eyaleti’nin Ridgecrest Bölgesi depremlerinde iki önemli kent Los Angeles ve İstanbul için önemli uyarılarda bulundu.
Yoğun yüksek yapılarıyla bilinen Los Angeles’ta zemin büyütmeleri ve yapılara etkileri konusunda yeterli veri olduğuna ilişkin verilere dikkat çeken Eyidoğan, “Böyle bir deprem faaliyetinin Los Angeles’ın üzerinde bulunduğu ve ABD’nin deprem bakımından en tehlikeli San Andreas Fayı üzerinde olması durumunda önemli hasarlar ve kayıplar olması kaçınılmazdır” dedi.
Bu depremden çıkarılacak derslere işaret eden Prof. Eyidoğan, “Marmara Denizi içerisinde uzanan Kuzey Marmara Fayı’nın İstanbul dahil çevresindeki şehirlerin geleceği bakımından çok dikkatle izlenmesi ve çağdaş afet yönetim uygulamalarıyla riskleri azaltacak çalışmaların artarak sürmesi gerektiğini hatırlatmaktadır” diye konuştu.
Jeofizik mühendisi Prof. Dr. Haluk Eyidoğan’ın, Kaliforniya depremi ve İstanbul’a çıkarılacak dersler konusunda ‘Türkiye Gündemi’ne özel açıklamaları şöyle:
“1992 Landers depremi sürecindeki gibi yeni depremlerin tetiklenmesi olasılığıdır”
ABD Kaliforniya, Searles Vadisi, Ridgecrest bölgesinde 1 Temmuz 2019’da başlayan küçük deprem etkinliğinin ardından 4 Temmuz 2019’da yerel saatle 10:33’de 6.4 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. Ridgecrest bölgesi deprem bakımından çok aktif olmamakla birlikte son 30 yılda orta kuvvette depremler olan bir bölgeydi. Depremin bulunduğu ve fazla yerleşim olmayan bu bölge tektonik olarak Doğu Kaliforniya Makaslama Bölgesi olarak anılır. Depremin olduğu alanda KKB-GGD doğrultulu iki fay kuşağı vardır.
Kuzeydeki Owens Fayı, güneydeki ise üzerinde birçok ardışık tetiklemeli depremlere sahne olmuş Landers Fay kuşağıdır. Owens Fayı üzerinde 26 Mart 1872’de 7.6 büyüklüğünde, Landers Fayı üzerinde ise 29 Haziran 1992’de 7.3 büyüklüğünde deprem olduğunu biliyoruz. Bölgede ayrıca KKD-GGB doğrultusunda yerleşen ve Landers Fayı’nı kesen Garlock Fayı vardır. İşte 4 Temmuz 2019’da 6.4 büyüklüğündeki bu son deprem bu iki fay kuşağının birbirini kestiği kavşakta ortaya çıkmıştır.
6.4 büyüklüğündeki depremin olduğu alanda 4 Temmuz’a kadar büyüklükleri 0,5 ila 4,0 arasında değişen 11 deprem kaydedilmiştir. Bu dönemde olan 4.0 büyüklüğündeki deprem, ana depremden 30.5 dakika önce gerçekleşmişti.
6.4 büyüklüğündeki depremde ilginç bir olay oldu. Depremde birbirine dik iki fay birden kırıldı. 1 Temmuz da başlayan fay hareketi 6.4 büyüklüğünde depremi yarattıktan sonra ortaya çıkan birbirine dik iki artçı deprem faaliyeti iki fayın harekete geçtiğini açık bir biçimde gösterdi. Bu konuyla ilgili bir taslak metin hazırlayıp dün sosyal medyada duyurdum. O metinde şunu yazdım: “Bu da üzerinde deprembilim açısından araştırılması gereken çok ilginç bir faylanma durumudur.
Şimdi tartışılan önemli bir konu da bu depremden daha büyük veya ona yakın büyüklükte yakındaki faylar üzerinde 1992 Landers depremi sürecindeki gibi yeni depremlerin tetiklenmesi olasılığıdır”. Nitekim bu sabah Kaliforniya tarih ve saatiyle 5 Temmuz 2019’da saat 20:19’da 6.4 büyüklüğündeki depremin 10 km kuzeybatısında, Owens Fayı üzerinde 7.1 büyüklüğünde bir depremle Kaliforniya’nın kuzey doğusu şiddetle sallandı.
6.4 büyüklüğündeki depremi önce ana deprem olarak değerlendirdik ancak 34 saat sonra bu depremin on kilometre ötesindeki 7.1 büyüklüğündeki bir depremi tetiklediğini gördük. Ridgecrest’deki bu deprem olayları Deprembilim camiasında çok tartışılacaktır.
6.4 büyüklüğündeki deprem daha büyük bir depremi tetikleyen öncü deprem olarak değerlendirilebilir. Yapılan gerilim (stres) modellemelerinde 7.1 büyüklüğündeki depremin olduğu bölgede gerilim artışı görülmektedir. 26 Mart 1872’de 7.6 büyüklüğünde bir deprem yaratmış olan fayın yeniden canlandığı anlaşılmaktadır.
Depremlerin yaşandığı Ridgecrest bölgesinde yerleşim yoğun değildir ve nüfusu 1.800 civarındadır. Depremin Los Angeles’a 200 km uzakta olması 4 milyona yakın nüfuslu şehri önemli derecede etkilemedi. Yoğun yüksek yapıların bulunduğu Los Angeles’daki çok sayıda ivmeölçerlerin zemin sorunları olan şehirde zemin büyütmeleri ve yapılara etkileri konusunda değerlendirilecek oldukça fazla veri var.
Böyle bir deprem faaliyetinin Los Angeles’ın üzerinde bulunduğu ve ABD’nin deprem bakımından en tehlikeli San Andreas Fayı üzerinde olması durumunda önemli hasarlar ve kayıplar olması kaçınılmazdır.
Kaliforniya’da yaşanan bu ilginç deprem olayından çıkardığımız dersler bize Marmara Denizi içerisinde uzanan Kuzey Marmara Fayı’nın İstanbul dahil çevresindeki şehirlerin geleceği bakımından çok dikkatle izlenmesi ve çağdaş afet yönetim uygulamalarıyla riskleri azaltacak çalışmaların artarak sürmesi gerektiğini hatırlatmaktadır.