İzmir depreminde en büyük yıkımın yaşandığı Bayraklı, Deprem Haftası nedeniyle “Deprem Gerçeği ile Yaşamak” adlı panele ev sahipliği yaptı. Etkinlikte, İzmir’in deprem senaryosu, zemin araştırmaları, depremin vatandaş üzerindeki etkileri, deprem sonrası yapılanlar ve yapılması gerekenler konuşuldu. Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, “Deprem aniden gelmez. 7 büyüklüğünde bir depremin olacağı, 10 yıl önceden belirtiler verir. Bunları doğru gözlemlenip tedbirler alınmalıdır. Depremde erken uyarı düzeni oluşturulması hayati önem arz ediyor” dedi.
Bayraklı Belediyesi ile Bayraklı Kent Konseyi tarafından düzenlenen panel, Osmangazi Konferans Salonu’nda yapıldı. Jeofizik Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Sinancan Öziçer’in moderatörlüğünü yaptığı etkinliğe, Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan konuşmacı olarak katıldı. Bayraklı Kent Konseyi Başkanı Ali Nuri Köse, “Ortak akıl, ortak proje, her zaman bir kentin ileri adım atmasında önemli rol oynamaktadır. Depremin en çok etkilediği yer Bayraklı oldu ve biz de bu konuda deprem gerçeğini, yapabileceklerimizi konuşmak istedik. Topluma faydalı etkinliklerimizi sürdüreceğiz” diye konuştu.
Depremin kişiler üzerinde bıraktığı izlerin kolay unutulmayacağını vurgulayan Jeofizik Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Sinancan Öziçer, “Ben de Doğanlar Apartmanı’nda bu depremi yaşayanlardan biriyim. Bayraklı’da yıkılan 17 yapının altında 290 kişi kaldı. Çok zor günlerdi. Umuyoruz ki bu deprem bir milat olur ve eksikliklerimizi çok hızlı ve doğru şekilde tamamlarız. Hayatlarımızı daha sağlıklı ve güvenli yapılarda sürdürmeye devam ederiz” dedi.
"DEPREM GERÇEĞİNİ UNUTMAYALIM"
Bayraklı’daki deprem gerçeğini anlatan ve gerçek hikayelerin yer aldığı ‘Bayraklar Asılı Kaldı’ ve ‘Göçük Altında’ adlı kitaplarını anlatarak konuşmasına başlayan Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, “Deprem konusunda araştırmalar yaparak görüşebildiğim kadar vatandaşla konuştum ve etkilerini bir kitapta topladım. İnsanlar depremde korku ve can havliyle hemen kaçmaya, çocuklarına koşmaya, telefonlarına ulaşmaya çalışıyor ve birçoğunu da deprem ayakta, merdivende, kapıda yakalıyor. Hayatta kalmak için en güvenli yerde cenin pozisyonunda, kafamızı koruyacak şekilde kalmak, alabiliyorsak belki telefonu yanımıza almak en doğru sonuç olacaktır. Yaşadığımız yapıların sağlam zeminde, kaliteli yapılmış olmasına dikkat etmek gerekir. Deprem sonrası zemin ve yıkılmayan yapılar yorgunlaştı. Yeni bir depremde yerin sıvılaşması daha da artacak. Dünya afet yasası, büyük deprem sonrası yıkılan evlerin yerine yapılaşma olamayacağını söylüyor. Ama bizim ülkemizde bu durum farklı işliyor. Halkımız da yıkılan evinin yerine yeni ev yapılsın istiyor. Ama biri de çıkıp buraya yeni yapı yapılması doğru değildir” demiyor. Daha güvenli zeminlerin olduğu yerlerde yapılaşmaların olması en doğru karar olmalıdır. Deprem gerçeğini hiçbir zaman unutmayalım” diye konuştu.
Ahmet Ercan, “Deprem aniden gelmez. 7 büyüklüğünde bir depremin olacağı, 10 yıl önceden belirtiler verir. Bunları doğru gözlemlenip tedbirler alınmalıdır. Depremde erken uyarı düzeni oluşturulması hayati önem arz ediyor” dedi.
Ercan, İzmir’e bir de müjde vererek, İstanbul’da bir firmanın deprem konusunda dalga gelişlerini ölçebilen bir sistem yaptığını ve bunu İzmir’de denemeye başladığını duyurdu. Ercan, “Yakın zamanda, ayda 5-6 liralık abonelik sistemiyle vatandaşlar da telefonlarına alacakları bir uygulamayla bunu kullanabilecek” diye konuştu.
Panele, Bayraklı Kent Konseyi Başkanı Ali Nuri Köse, Bayraklı Belediyesi Başkan Yardımcıları, muhtarlar, İzmir’in çeşitli ilçelerinden ve Bayraklı’dan çok sayıda depremzede katıldı.