Masharipov, Pazartesi akşamı İstanbul Esenyurt'ta düzenlenen bir operasyonla yakalandı. Zanlının yanı sıra biri erkek üçü kadın dört yabancı uyruklu kişi daha gözaltına alındı. Evde 197 bin ABD doları, iki tabanca ve şarjörleri, iki adet insansız hava aracı ve sim kartlar da ele geçirildi.
Uzmanlar, özellikle evde bulunan insansız hava aracının (drone) "şaşırtıcı ve dikkat çekici" olduğunu belirtirken, zanlının bugüne kadar bulunduğu ülkelerin militanlaşma güzergahını da ortaya koyduğunu vurguluyor.
Arapça, Rusça, Çince ve Türkçe de biliyor
İstanbul Valisi Vasip Şahin zanlının dört yabancı dil bildiğini söyledi. Valilikten daha sonra paylaşılan bilgi notuna göre, Masharipov ana dili Özbekçenin yanı sıra Arapça, Rusça, Çince ve Türkçe biliyor.
Bunun yanı sıra zanlının Tacik asıllı Özbek vatandaşı olduğu, Afganistan ve Pakistan'da iki yıl eğitim aldığı belirtiliyor.
Zanlının Ocak 2016'da İran sınırından Türkiye'ye kaçak olarak girdiğinin "kuvvetle muhtemel" olduğu ifade edilirken, Suriye'de Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) örgütü ile bağlantı kurduğu da bildirildi.
İran sınırı, kaçakçılık ve özellikle Afganistan ve Pakistan'da savaştan ve çatışmalardan kaçan mülteciler tarafından sıkça kullanılan bir rota.
'Eylemin karakteri IŞİD eylemlerinden farklı'
Bu yeni bilgiler ışığında BBC Türkçe'nin sorularını yanıtlayan uzmanlar ise birbirinden farklı noktalara dikkat çekiyor.
Güvenlik uzmanı Abdullah Ağar, "Bir kere eylemin karakteri IŞİD'in Türkiye'de gerçekleştirdiği eylemlerden çok farklı. Fotoğraf şu ana kadar karşılaştığımız fotoğraflardan farklı" diyor.
Zanlı ile birlikte yakalanan kadınların "IŞİDli kadın profillerine hiç benzemediğini" söyleyen Ağar, bunun yanı sıra ele geçirilen insansız hava aracının ve 197 bin doların da dikkat çekici olduğunu belirtiyor.
Ağar, işin içinde para olmasından dolayı, IŞİD'in adı geçmesine karşın, aslında eylemin söz konusu kişiye örgüt tarafından ihale edilmiş gibi göründüğü yorumunu yapıyor.
BBC Türkçe'nin sorularını yanıtlayan siyaset uzmanı Hasan Selim Özertem ise evde birlikte bulunduğu insanların, dışarıdan dikkat çekmemek için bir araya gelmiş olabileceklerini söylüyor.
Türkiye'de özellikle birbiri ardına gerçekleşen saldırıların ardından herkesin etrafındaki kişilere, komşularına daha dikkatli bakmaya başladığını hatırlatan Özertem, "Evdeki kişilerin profillerine bakarak değerlendirme yapmak zor. İçeridekilerin, dışarıdan bakıldığında belli olmasın diye; şüphe uyandırmasın diye daha az dikkat çekecek bir profilde olmaları muhtemel" diyor.
Bildiği diller ile gittiği ülkeler örtüşüyor
Bildiği diller ve bulunduğu ülkelerin birbiriyle eşleşmesini yapan Hasan Selim Özertem'e göre, zanlının "bildiği dillerin hiçbiri şaşırtıcı değil."
Özertem; Afganistan, Pakistan ve Suriye'de selefi örgütlerin geçiş güzergahlarında bulunduğunu söylediği zanlının, militanlaştırılmasının bu rota üzerinde gerçekleştiğini belirtiyor.
IŞİD, Orta Asya'da nasıl örgütleniyor?
"Özellikle Orta Asya'dan, Kazakistan, Kırgızistan gibi ülkelerden, Doğu Türkistan'dan ciddi bir militan geçişi olduğu ifade ediliyor. Rakamlar 12 bin civarında. Oldukça yüksek bir rakam" diyen Özertem ekliyor:
"Hem uyruğu açısından, Afganistan'da eğitim alması açısından, orada militanlaştırılması ve daha sonrasında Suriye'deki radikal gruplarca militan temin güzergahında bunlara katılmış biri olduğu söylenebilir."
16 gün sonra Esenyurt'ta yakalanan zanlının saldırıyı düzenlediğini kabul ettiği ve parmak izlerinin de örtüştüğü açıklanmıştı.