Bildirici, kendi fikirlerini kesinleşmiş doğrular gibi sunduğu, peşin hükümlerini yazdığı ve gerçeği atmak istediği başlığa göre eğip büktüğü, dahası insanları hedef gösterdiği metinlere haber denmez." düşüncesini dile getirdi.
Bildirici, " Prof. Dr. Saltık’ı doğrudan suçluyor, yargılıyor ve sonra da hedef gösteriyor birilerine.
Övenleri alkışlayanların, eleştirenleri bu şekilde hedef göstermesi kabul edilemez." ifadesini kullandı.
Bildirici, "Tabii bu metin en baştan Türkiye’de korona ile mücadelede “hızla hareket edilerek gerekli önlemlerin alındığını” veri kabul ediyor. Böyle bir ön kabulün üzerine inşa edilmiş metin.
Oysa önlemlerin yeterli olup olmadığını söylemek de gazeteciye düşmez. Gazeteci, soru soran, sorgulayan bir mesleğin mensubudur. Baştan önlemleri yeterli görür, başarılı ilan ederse sorgulayacak bir konu kalmaz.
O zaman da alınan önlemleri irdeleyip, eksiklerini bulup yöneticileri uyarma, toplum sağlığını koruma işlevini yerine getirmemiş olur. Burada da olan bu." görüşünü savundu.
Bildirici yazısında şunları kaydetti:
Dahası gazeteci, korona ile mücadele konusunda böyle bir peşin hüküm verdiği için de Prof. Dr. Saltık’ın eleştirilerini “siyaset yapmak” diye nitelendirebiliyor. Bununla da kalmıyor, ara başlıklarla suçlamalarda daha da ileri gidiyor:
Alınan önlemleri yetersizmiş gibi göstermeye çalıştı
Ülke içi karışıklık özlemi mi dile getirildi sorusu akla geldi,
Olağanüstü bir dönemde iç karışıklık mı hedefledi
Sosyal medyadan ‘Kaos peşinde mi?’ diye soruldu
Bakar mısınız, “Tavsiye kararları uygulanmaz ya da kısmen uygulanırsa Bilim Kurulu’ndaki arkadaşlarımızın istifa etmesi gerekir” eleştirisinin getirildiği noktaya? İç karışıklık yaratmak, kaos çıkarmak vs…
Prof. Dr. Saltık’ı doğrudan suçluyor, yargılıyor ve sonra da hedef gösteriyor birilerine. Övenleri alkışlayanların, eleştirenleri bu şekilde hedef göstermesi kabul edilemez.
Yazının devamı için tıklayın
Kaynak: Medya Ombudsmanı