Sabah yazarı Okan Müderrisoğlu’nun “küreselci” olmakla eleştirdiği iki akademisyenin Ankara’da danışman pozisyonunda “sisteme” girerek ekonomi yönetiminde etkili olmaya başladığını öne sürdüğü yazı haliyle büyük ilgi çekti.
Yazıda ağır ifadeler var, Müderrisoğlu söz konunu akademisyenlerin “Örtülü IMF izlenimi vermeye başladıklarını” söylüyor, “kamusal verilere önden sahip olmanın ayrıcalığı ile donandıklarını” savunuyor, danışmanlık yaparken “Yabancı yatırım bankalarıyla da görüştüklenini, asıl fikir alışverişini oralarda döndürdüklerini” öne sürüyor. “Yardımdan çok yararlanmayı, fikir vermekten çok fikir pazarlamayı esas aldıklarını” iddia ediyor, “Kısa vadedeki sınırlı getirilerine karşın orta vadede devlete bir şey kazandırmadıklarını” belirtiyor.
Müderrisoğlu’nu tanıyorum, iktidar çevreleriyle çok güçlü ilişkileri bulunan bir gazetecidir; bu yazıyı yazdıysa iktidarın bir kanadının da aynı görüşte olduğunu söylemek yanlış olmaz.
Peki ama Müderrisoğlu’nun söz ettiği iki akademisyen kim? Onları şöyle tarif ediyor: “Bu isimlerden biri, Merkez Bankası’ndaki hassas görevinden ayrıldıktan sonra, müesses nizamın kadrolarına eklemlendi.”
Ankara’daki kaynaklarım, Müderrisoğlu’nun söz ettiği kişinin Merkez Bankası eski Başekonomisti, Bilkent Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Hakan Kara olduğunu söylüyor. Kara, AKP iktidarında Merkez Bankası’nda uzun yıllar görev yapmış, Erdem Başçı, Murat Çetinkaya gibi başkanların döneminde para politikasının şekillenmesine katkı sunduktan sonra Berat Albayrak’ın Hazine ve Maliye Bakanı olduğu dönemde görevden alınmıştı. Kara gerek sosyal medyada gerek farklı mecralarda yayınlanan röportajlarında, Albayrak döneminin ekonomi politikalarını eleştirmişti.
Müderrisoğlu ikinci ismi de şöyle tarifliyor: “Diğeri bir akademisyen. IMF, yabancı yatırımcılar ve CHP ile ilişkileri bilinen bir aktör.”
Kaynaklarım, Müderrisoğlu’nun sözünü ettiği ikinci akademisyenin, para politikası konusunda Türkiye’nin önde gelen uzmanları arasında yer alan Bilkent Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Refet Gürkaynak olduğu görüşünde. Gürkaynak, Berat Albayrak’ın Hazine ve Maliye Bakanlığı döneminde ekonomi politikalarıyla ilgili hayli sert eleştiriler içeren yorumlar yapmıştı. İsmini TÜİK'in geçen hafta duyurduğu fiyat istatistikleri danışma kurulunda görünce şaşırmıştım. İktidara yakın medyanın daha iki yıl önce çok sert eleştirdiği bir iktisatçıydı...
“E ne var bunda, Merkez Bankası’nın, TÜİK'in bağımsız akademisyenlerden görüş alması fena mı?” denebilir. Yok canım, keşke devlet, başta hukuk olmak üzere diğer alanlarda da tarafsız ve bağımsız uzmanların fikrine kulak verse! Ama Okan Müderrisoğulu’nun yazısındaki sert ifadeler, iktidar içinde bir kanadın Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan ve Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal’ın bağımsız, eleştirel uzmanlara akıl danışmasından rahatsız olduğunu gösteriyor.
Son söz Erdoğan’ın. Onun Müderrisoğlu’nun ifade ettiği kaygıları mı, Elvan-Ağbal ikilisinin fikirlerini mi dikkate aldığını yakında öğreneceğiz.