Tantan, Hizbullah'ın "vahşetini izlettirdiği" toplantıda, Bahçeli'nin de yer aldığına dikkati çekti.
Tantan, AKP listelerinden seçime gireceği açıklanan Hizbullah'a yakınlığıyla bilinen HÜDA PAR'ahakkında açıklama yapmasını isteyen Bahçeli’ye yanıt verdi.
TIKLAYIN - Eski İçişleri Bakanı Sadettin Tantan'dan Bahçeli'ye HÜDA Par yanıtı: Başbakan yardımcısı olarak Gaffar Okkan'ın nasıl öldürüldüğüne şahit oldu
Sözcü yazarı Aytunç Erkin'e konuşan Tantan, DSP-MHP-ANAP koalisyonunda, 1999'da göreve başladığında terör örgütleriyle ilgili çalışmalara hemen başladıklarını anlattı. Tantan, şunları söyledi:
“… İller bazında yapıla gelen çalışmalar vardı. Polis, kısmen jandarma çalışmalar yapıyordu. Diyarbakır Emniyet Müdürü Gaffar Okkan ve arkadaşları çok önemli çalışmalar yürütüyordu. Mezar evleri, hücre evleri, daha önce domuz bağıyla öldürülenlerin yerleri tespit edildi. Düşünün, o evlerin güvenli olup olmadığına dair işaretleri bile vardı. Evin kapısına asılan oyuncak bebek, tavşan vs… Haberleşiyorlardı. Güvenli güvensiz ayrımı yapılan evlerdi bunlar! Hüseyin Velioğlu ve arkadaşları Beykoz'da kıstırıldı. Velioğlu öldürüldü, diğerleri yakalandı. İller bazında bu örgütü çökerttik.
Hizbullah vahşetini gazetecilere izlettirdim. 17 Ocak 2000'deki Beykoz operasyonundan 10 gün sonraydı sanıyorum. 27 Ocak'ta, Başbakanlık Konutu'nda, Başbakan yardımcıları Devlet Bahçeli, Hüsamettin Özkan ve ANAP lideri Mesut Yılmaz örgütün telle boğma, boğaz kesme ve bıçakla işkence sahnelerini içeren üç sorgu kasetini izlediler. Basına bile şu başlıkla yansıdı: ‘10 dakika dayanabildiler'. O kadar vahşi bir örgütten bahsediyoruz. Sayın Bahçeli de biliyor. Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantılarında Hizbullah'la ilgili çalışmaları anlatıyordum. Başbakan Yardımcısı görevinde olan bir isim!
"HÜDA PAR'ın Başkanı Hizbullah sanıklarının avukatı değil mi?"
Ben hep konuştum ama devlet terbiyesinden dolayı detaya inmedim. Hizbullah terör örgütünün kuruluşuna bakın. O zaman bir siyasi parti yok; terör örgütü. PKK da terör örgütü ve siyasi partisi yok. İkisinin de stratejisi aynı: Türk kimliğini ortadan kaldırmak, özerklik ve cumhuriyetle kavga etmek. İlim Kitabevi'nde Hüseyin Velioğlu silahlı mücadeleyi savunuyor. O dönem daha ılımlı olan Menzil Kitabevi'nden Fidan Güngör ve arkadaşlarını tasfiye ettiler. Bugün Velioğlu'ndan sonra gelen liderleri de Almanya'ya kaçtı. İsa Altsoy'dan bahsediyorum. Şu anda da 2011'de serbest kalan ve yurtdışına kaçan örgütün lider kadrolarından Edip Gümüş ile Cemal Tutar sosyal medyada HÜDA PAR'ı ayakta tutmak için çalışmalar yapıyor. Bunlar bilinmeyen konular değil. HÜDA PAR'ın Başkanı Hizbullah sanıklarının avukatı değil mi? Kaçanlar belli, kaçırılanlar belli. Sayın Bahçeli'ye sormak gerekir; cumhuriyet ilkelerine karşı HÜDA PAR'ın ayrımcı parti politikalarını nasıl hazmedebiliyor?
Sayın Bahçeli, HÜDA PAR'ın parti programını okumuş olsa, cumhuriyetin ilkelerine karşı, Atatürk'ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti'nin temel felsefesine karşı duran HÜDA PAR ile; yine bir organize suç örgütü ve terör örgütü ile Oslo'da istihbarat başkanıyla oturan, Cumhur İttifakı'nın büyük ortağının duruşuna karşı tavır alır. Her iki örgütün de kimler tarafından kontrol altında olduğunu bilen Sayın Bahçeli, buna ne diyecek acaba? Bunu sormak lazım, sorgulamak lazım.”
“HÜDA PAR, Türk'ü tanımıyor, cumhuriyeti tanımıyor"
HÜDA PAR, Türk'ü tanımıyor, cumhuriyeti tanımıyor. Hizbullah'ın devamı olarak bir parti kuruldu. Bahçeli'nin bu yapıyı bilmemesi imkansız.
Bütün bu örgütlerle mücadele eden ve şehit olan arkadaşlarımız mezarda yatıyor. Gaffar Okkan'ı şehit edenlerin üstünü nasıl örteceksiniz? Örtemeyiz! Bu PKK için de böyle Hizbullah için de! Bu vahşetin ileri düzeyde olduğu o kadar net ki… İran bu iki örgütü PKK ve Hizbullah'ı barıştırmaya çalıştı. İran Hizbullah'ı ile Türk Hizbullah'ı çok farklı. İran'dakini İsrail kurdurdu. Bugün bir katiller sürüsünün siyasi partiye dönüştüğü bir dönemi yaşıyoruz.”