Abone Ol

Sağlık Bakanlığı onay verdi! Koronavirüste ilk tedavi yöntemi bulundu

Hematoloji Uzmanı Prof. Dr. Ercüment Ovalı, iyileşen koronavirüs hastalarından alınan kanlarla 12 hastanın tedavisi için yapılacak klinik çalışmasına Sağlık Bakanlığı'nın onay verdiğini açıkladı.

Sağlık Bakanlığı onay verdi! Koronavirüste ilk tedavi yöntemi bulundu

Dünya korona virüse karşı bir aşı, tedavi veya ilaç geliştirebilmek için çalışıyor. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca da geçtiğimiz günlerde yaptığı bir açıklamayla Türkiye'de aşı, ilaç veya cihaz gibi korona virüse karşı geliştirilecek olan tüm çalışmalara Maliye Bakanlığı'nın destek olacağını açıklamıştı.

Haber Global'in haberine göre, bu kapsamda en çarpıcı açıklamalardan biri Hematoloji Uzmanı Prof. Dr. Ercüment Ovalı'dan geldi. Laboratuvarda bir süredir korona virüse karşı tedavi çalışmaları üzerine çalışan Ovalı ve ekibi, korona virüse karşı antikorla tedavi üzerine yaptığı çalışmalardan önemli sonuçlar elde etti ve bu bulguları Sağlık Bakanlığı ile paylaştı. Halen hastanelerde tedavi gören korona virüs hastalarıyla tedavi için klinik çalışmalar yapmak üzere izin isteyen Ovalı ve ekibi beklediği onayı aldı.

"KAHRAMANLARIMI ÖPÜYORUM"

Gelişmeyi Ovalı, sosyal medya hesabından "6 nisanda ilk covid19 spesifik immun plazma 12 hastanın tedavisi için bir klinik çalışma kapsamında kullanılmaya başlıyor. Bakanlık projemize onay verdi. Üretim başladı. Kahramanlarımı öpüyorum" ifadeleriyle duyurdu.

Kök hücre ve yapay deri çalışmalarıyla dünya çapında tanınan Prof. Dr. Ercüment Ovalı "28 kahraman Türk çocuğu" dediği ekibiyle birlikte laboratuvara girdi. Ovalı ve ekibi hazırladıkları projeyi Sağlık Bakanlığı'na sundu.

 "BİZ BUNLARDAN BİRİYİZ"

Prof. Dr. Ercüment Ovalı ve ekibi korona virüs vakalarının, hastalığı yenen insanların kanındaki antikorlar aracılığı ile tedavi edilebilmesi için proje hazırladı. Ovalı yaptıkları çalışmayı şöyle anlatmıştı: "Tedavi ile ilgili 4 proje hazırlamıştık. Çok kişinin bir arada olmaması için personel sayısını azalttık. İçlerinden biri, bir gün evvel beni aradı ve 'Hocam kanıma dokunuyor, biz böyle evde elimiz kolumuz bağlı duracak mıyız? Öleceksek de adam gibi ölelim' dedi. 'Ne yapmak istiyorsun? İnsanların kaçtığı bir virüsü milyonlarca defa lobaratuvarda çalışacaksın ve sadece 15 santim ötende olacak. Hepiniz hayatınızdan olursunuz' dedim. 'Ben varım' dedi. Sabah baktım bütün ekip toplanmış. Sadece başarmak için geldiler ve Türkiye'de bizim gibi bir sürü ekip var. Biz bunlardan biriyiz."

"HASTALIĞI YENENLERİN KANINDAKİ..."

Prof. Dr. Ercüment Ovalı, Sağlık Bakanlığı, Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı'na (TÜSEB) destek amacıyla başvurduklarını söylemişti. Ovalı, hazırladıkları projenin ayrıntılarını da şöyle anlattı:

"Salgınla yüz yüze geldiğimizden beri grup olarak yetiştirmek için çok yoğun çalışıyoruz. Bir yere de geldik. Bakanlık aşı çalışmalarına başladı. Biz ikinci bir çağrı için öneri verdik. Bize çok hızlı dönecekler. Aşı koruyucu bir çalışma ancak başarısız olma ihtimali var. Hazırlamak kolay ama işe yaramayabilir, tekrar tekrar üzerine çalışmak gerekir ve bu zaman alır. Biz bakanlığa hiperimmün globalizm hazırlanması önerisini verdik. Yenen insanların kanından bu hastalığı durduracak antikorların izole edilerek diğer insanların tedavisinde ve korunmasında kullanılması esasına dayanıyor. Hastalığı yenenlerin plazma ve hücre bağışında bulunması gerekiyor. Yoğun bakımda yatan hastalar için bağışık olan insanların hücrelerini ve kanındaki antikorlarını kullanacağız."

Prof. Dr. Ercüment Ovalı, toplum içinde görünen hastalar kadar yenenlerin de bulunduğunu ifade etti. Ovalı, "Sağlık Bakanlığı hızla donör çağrısında bulunmalı. ABD'de sağlık enstitüsü 18 yaş üstü kişilere çağrı yaptı. Hastalığı yenenleri teşhis etmemiz gerekiyor. Antiviral ilaçların yan etkileri çok fazla. İnsan kanından yapılacak olanların yan etkisi karşılaştırılmayacak kadar az" dedi.

Ovalı, dünyada bununla ilgili çalışmaların hangi aşamada olduğunu da şöyle cevapladı:

"SARS ve MERS'te bu yöntem kullanıldı. Ancak yeni tip koronavirüs enfeksiyonu bizim için çok yeni. Önce toplumun bir kısmının bu hastalığı yenmesi gerekiyor. Ondan sonra bu grup donör olacak ve ilaç çalışması yapılacak. Bu, tarihin en eski ve emniyetli bir teknolojisidir. Bu hastalığı yenecek olan şey, bu ülkenin insanlarının kanında var."