Eski Demokratik Birlik Partisi (PYD) Eş Başkanı Salih Müslim, ABD öncülüğündeki koalisyon güçleriyle birlikte IŞİD’e karşı yaptıkları ittifakın arka planına ilişkin açıklamalarda bulundu. Türk askerinin İdlib’e müdahalesine karşı çıkan Müslim, Türkiye’nin başının çok ağrıyacağını iddia etti.
Müslim, Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) Rakka’da ABD’yle birlikte IŞİD’e karşı gerçekleştirdiği operasyona ilişkin olarak, “IŞİD Kobani'de Kürtleri yıkmak istedi fakat başkent olarak gördüğü Rakka'da Kürtler tarafından yıkıldı. Rakka'nın IŞİD'den temizlenmesi büyük bir değişim etkisi olacak. Ortadoğu'da ve dünyada bir etkisi olacak” dedi.
“Rakka’da IŞİD’e ait 12 silah deposu bulundu”
Sputnik’ten Hikmet Durgun’a konuşan Salih Müslim, Rakka'da IŞİD'e ait 12 silah deposu bulunduğunu belirterek, IŞİD’in elindeki silahların kimler tarafından verildiğinin araştırılması gerektiğini söyledi. IŞİD’in dış destek olmadan, bu silahları edinmesinin imkânsız olduğunu öne süren Müslim, “Soruşturma başlatılmalı. Hesabı sorulmalı. Kimlerin IŞİD'e silah verdiği araştırmayla ortaya çıkarılmalı” dedi.
“IŞİD'i kimler kurdu kimler destek verdi ve büyüttü?” sorularını da soran Müslim, “IŞİD’i ABD’nin kurup, gelişmesine olanak sağladığı” yönündeki iddialarla ilgili ise konuşmadı. Müslim, “Önümüzdeki dönemde, destek verenlerin kim olduğu açıklığa kavuşturulacak” derken, IŞİD’in giderek eridiğini söyledi.
“İdlib çok baş ağrıtacak”
Türk askerinin İdlib’e müdahalesine karşı olduğunu dile getiren Müslim, İdlib yüzünden Türkiye’nin başının çok ağrıyacağını iddia etti. Müslim, Türkiye’nin, YPG’yi ‘PKK’nın Suriye kolu’ olarak tanımlamasının gerçeği yansıtmadığını savunurken, “Türkiye birkaç kandırmayla bize yaklaştı fakat amacına ulaşamadı. Türkiye bizi kandıramayınca bu kez bizi terörize etmeye çalıştı. Bize PKK’nın kolu dedi. Türkiye bizi çok iyi tanıyor. Terörist olmadığımızı çok iyi biliyor" diye konuştu.
“Suriye'nin bir parçasıyız” diyen Müslim, önce demokratik özerklik ilan ettiklerini ardından ellerindeki alanın genişlemesiyle ‘Kuzey Suriye Federal projesi’ni ilan ettiklerini söyleyerek, bu projede ısrarcı olacaklarını ifade etti.
“Bağımsız Kürdistan istemiyoruz”
Rakka ve Deyr ez Zor nüfusunun çoğunluğunu Arapların oluşturduğu bilgisini veren Müslim, ‘Bağımsız Kürdistan’ taleplerinin olmadığını, ‘ulus devlet’ talebini dillendiren kesimlerin de ‘çok uluslu bir devlet’e ikna edilmesi gerektiğini söyledi. Müslim, şöyle devam etti:
“Bugün Rojava’da yaşayanların yüzde 50’den fazlası demokratik çok uluslu sisteme inanıyor. Referandum olsa şayet bir arada yaşam ve çok uluslu sistem tercih edilir."
IŞİD sonrası Rakka'nın nasıl yönetileceğine halkın karar vereceğini ifade eden Müslim, demokratik özerklik kararı çıkmazsa bu karara saygı duyacaklarını belirtti.
“ABD ile ilişkimiz terörle mücadeleyle sınırlı”
ABD ile Suriye Demokratik Güçleri arasında tartışma yaratan işbirliğiyle ilgili de konuşan Müslim, şunları söyledi:
“Şüphesiz ABD Rojava'ya girdiğinde ‘ben IŞİD ile savaşmak için girdim’ dedi. Teröre karşı savaşta biz de ABD'yle birlikte hareket ettik. Fakat ABD büyük bir devlettir, çıkarları olabilir. ABD’yle aramızdaki ilişki sadece teröre karşı mücadelede işbirliği; başka bir işbirliğimiz yok, olmamıştır. ABD ile siyasi ilişkilerimiz var ancak Cenevre çerçevesinde oldu. Birçok ABD yöneticisi Rojava'ya, Rakka'ya gelerek görüşmeler yaptı. Fakat ilişkiler bizim istediğimiz aşamada değil.”
“ABD bize güvendiği için bölgede üs kuruyor”
Müslim, ABD’nin YPG’nin hâkimiyetindeki bölgede kurduğu askeri üslerle ilgili olarak, “3 yıldır bir güven oluştu. ABD güvendiği için bizim bölgede üslerini kuruyor. ABD'nin Rojava'da ne kadar kalacağını bilmiyoruz. Fakat bu konuda aramızda herhangi bir anlaşma olmadı” dedi.
IŞİD bitse de terörün kolay kolay bitmeyeceğini savunan Müslim, “Başka örgütler de çıkabilir. Terör, isim ve şeklini değiştirebilir ancak devam edecek. Ben ABD'nin politikalarını bilmem ancak ABD derin hesaplar yapıyor” ifadelerini kullandı.
"Bölgede yaşayan tüm halklar kendi anadillerinde eğitim yapıyor"
Suriye devletiyle ilişkileri olmadığını belirten Müslim, YPG’nin hâkim olduğu bölgeden çıkarılan petrolü Şam yönetimine sattıkları yönündeki iddiaları yalanladı.
PYD'nin Arap ve Türkmenlere yönelik kötü muamele yaptığı yönündeki iddiaları ise ‘propaganda’ olarak değerlendiren Müslim, bölgede yaşayan tüm halkların kendi anadillerinde eğitim yapabildiğini savundu.