Belemir Çelebi / Berlin / Medyafaresi.com özel röportaj /
Müzik yapan, söz yazan ve gitar çalan biri Tuğkan. Küçük yaşta müziğe olan yeteneğini keşfettikten sonra hayatını müziğe adadı.
Geçtiğimiz Nisan ayında 'Ele layik' şarkısını yayınlayan 23 yaşındaki Tuğkan, derin ve anlamlı şarkı sözleri ile dikkatleri üzerine çekmeyi başardı. Bu duygusal şarkıların hikayelerini merak edenler için Tuğkan ile Berlin - Sakarya arası bir köprü oluşturduk ve bol bol müzik konuştuk..
Öncelikle biraz kendinden bahsedermisin ?
Bu tarz sorulara asla cevap veremiyorum ve kim olduğuma dair verdiğim cevaplar zamanla değişeceğine inanıyorum ama tipik bir oğlak burcuyum.
Müziğe olan yeteneğin nerden geliyor ?
Anne tarafım sanatla ilgileniyor, dayım müzisyen ve 20 yıldır beste yapıp satıyor. Özellikle Anne tarafında müzikle ilgilenen çok kişi var.
'Söz yazmak yaş ile alakalı bir şey değil'
Şarkılarının sözü müziği sana ait. Bu kadar derin ve anlamlı şarkılar yazmanın hikayesi nedir ? Tuğkan 23 yaşında neler yaşadı da böyle sözler yazdı ?
Sezen Aksu 'Kaybollan yıllar' şarkısını 17 yaşında bestelemiş. Bu yaşlarda da oluyor bazen böyle şeyler, pek yaşla alakalı bir şey değil bence. Aksine o yaşlarda daha saf duygularla yaşıyorsun.
Peki hissetmediği duyguları ve yaşamadığı şeyleri şarkı sözüne dökebilir mi insan ?
Kesinlikle. Benim 40'a yakın bestem var, kimi ihaneti anlatıyor kimi hasreti ve bu hikayelerin hepsini kendim yaşamış olsaydım psikolojik olarak farklı bir ruh halinde olurdum.
Yaşamış olsaydım bu kadar güzel yazamazdım diyorsun öyle mi ?
Evet öyle. Bu iş biraz gözlem meselesi. Mesela bir kitap okuyorsun ve hikayedeki karakterden etkilenip yazarsın. Söz yazarı olarak zaten sürekli gebesin ve ne zaman doğuracağın belli olmuyor.
Nasıl şartlar altında yazıyorsun şarkılarını ?
Yazarken nötr olmaya çok dikkat ediyorum, ne positif nede negatif, kısaca nötr ve yalnız. Biri yanımda olunca Tweet bile yazamıyorum. Yalnızken kelimeler dökülüyor içimden. Birşeyin sonucunda mesela terk edilirsin birşey yaşarsın ya, o anlarda şarkı yazmak aklıma bile gelmiyor. O yüzden şarkı yazarken ne positif nede negatif ruh halinde olmuyorum genelde. Ama mesela 'Geber' şarkımı yazdığımda canım çok sıkkındı ve inanılmaz darlanmıştım. Sonra oturdum yazdım.
'Müzik sektöründe kalıcı olmak için iyi reklam şart'
Son dönemde sürekli birileri sosyal medya üzerinden çıkış yakalayıp meşhur oluyor. Kısa süreliğine çıkış yakalayan da var, kalıcı olanlarda var. Sence müzik sektörü nereye gidiyor ?
Müzik sektörü özetle güzel bir yere gidiyor çünkü önceden sadece Plak şirketlerinin sahipleri ne isterse insanlar onları dinleyebiliyordu. Patronlar kimleri beğenirlerse onlara albüm yapıyorlardı. Şimdi bir dinleyici için sosyal medyanın bu derece kullanılıyor olması çok iyi. Sosyal medya sayesinde insanlara yapılan şeylere kolay bir şekilde ulaşabiliyor ama bu durum sanatçı için dezavantajlı, çünkü çok fazla rakibin oluyor. Bir müzisyen olarak ve bir yerlere ulaşmak isteyen biri olarak çok rakibim var ve çok iyi olmam gerekiyor ki bu kadar rakip arasında fark edilebileyim.
Peki sosyal medya üzerinden çıkış yakalayanları nasıl değerlendiriyorsun ? Kalıcı olmak için önemli olan nedir sence ?
Patlayıp sönen çok insan var. Piyasaya çok hızlı bir giriş yapıp sonra aynı hızla yok olan insan sayısı da çok. İyi iş kötü iş fark etmiyor, iyi reklam ve kötü reklam bütün konu. Zenginsen ve yetenekliysen iyi reklamlar ile iyi yerlere gelebilirsin ama bir çok kötü işlere iyi reklam yapılıyor ve bizler inanılmaz kötü işlere maruz kalıyoruz. Sonra o insanlara da yazık oluyor. Hızlı bir çıkıştan sonra inişleri de hızlı oluyor ve ben onlara üzülüyorum.
'Türkiye'de müzik özgür değil'
Sen kendi şarkı sözlerini kendin yazıyorsun. Sence bunun avantajları var mı ?
Tabi ki de. Ben şuan bulunduğum konuma o sayede geldim. Şuan yorumcu olmak için inanılmaz güzel bir ses sahip olman gerekiyor ki sadece sesinle etkileyebilesin o da bu kadar rakip arasında çok zor.
Geçtiğimiz günlerde Rapçi Ezhel tutuklandı. Bir sanatçı olarak bu konu hakkında ne düşünüyorsun ? Türkiye'de ki müzik sektörü sence yeterince özgür mü?
Özgür olmadığını fiilen görmüş olduk zaten bu olay sayesinde. Türkiye'de en çok izlenen dizilerde insanların ellerinde silahlarla birbirlerini öldürüyor, kadına şiddet içeren bir sürü sahne dönüyor ve bu dizilerin yayınlandığı mecra ufaktan büyüğe herkesin kolayca ulaşabileceği ve kolayca teşvik olup etkilenebilecekleri bir mecra.
Ezhel'in olayında ki söz konusu suç insanları kötüye teşvik etmekse durup düşünmek lazım. Kaldı ki bu şarkıları aratmadan zaten bulamıyorsunuz. Yani bunu kendi alıcısı dinliyor. Kimse buna maruz kalmıyor. Bu yapılan bir saçmalık olarak görüyorum ve adaletsizce buluyorum. Umuyorum ki birileri at gözlüklerinden kurtulur ve gerçekten maruz kalınmaması gereken şeylerin neler olduklarını tespit edip buna göre hareket eder.
Müzik adına büyük bir hayalin var mı ?
İngilizce'yı ana dilim gibi öğrenip ingilizce şarkılar yapmak ve müziğimi biraz daha evrenselleştirmek istiyorum.
Sence ingilizce şarkıyla başarılı olabilirmisin ?
Tarkan ve Ziynet Sali'de denedi ve olmadı biliyorum ama onların projeleri büyük prodüksüyonlu ve Türk ezgileriyle birşeyler yapmaya çalıştılar. Türk ezgilerinin üzerine yabancı söz olduğu zaman olmuyor. Benim düşündüğüm şey çok daha farklı. Elimdeki imkanlarda önemli ama mesela bir Jazz albümü yapılabilir.
Sıradaki projelerin neler ?
Nisan ayında Ele layık şarkım çıktı, Aranjörlüğünü Alper Gemici yaptı. Temmuzun son haftası daha hareketli yeni bir şarkı çıkacak. Candan Erçetin tadında birşey olacak ama isim konusunda daha kararsızım.
Eklemek istediğin birşey var mı ?
Son olarak dile getirmek istediğim şey galiba şu sanırım, 2000 li yılların başındaki o rock furyasını çok özlüyorum ve o rüzgarı Türkiye’ye geri getirmek adına elimden geleni yapmak istiyorum.
Belemir Çelebi/Medyafaresi.com