Malatya’da SOL Parti üyesi Ü.A. adlı yurttaş hakkında, Facebook paylaşımları nedeniyle ‘terör örgütü propagandası’ndan dava açıldı. İddianamedeki tüm paylaşımları PKK propagandasına bağlayan Savcılık, 30 Mart 1972’de Kızıldere’de yaşamını yitiren THKP-C’nin önde gelen isimlerinden Mahir Çayan’ı da 2012 yılında kurulan YPG’nin üyesi saydı.
Malatya Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen iddianamenin tamamı, Ü.A.'nın Facebook’tan yaptığı paylaşımlara dayanıyor. İddianamede SOL Partili Ü.A.’nın söz konusu paylaşımları hakkında “değişik zamanlarda kendisine ait ve kullanımında olan Facebook sosyal paylaşım sitesinde, PKK/KCK Terör örgütü mensuplarının fotoğraflarını, sözde bayrak ve amblemler ile flamalarının paylaşımlarını yaparak terör örgütünü özendirici hale getirmeye çalıştığı” iddiasında bulunuldu.
Savcılık, 1968 yılı devamındaki devrimci gençlik hareketinin içinden çıkan THKP-C’nin önde gelen iki isminin, ölümlerinden yıllar sonra kurulan örgütlere mensup olduklarını savundu.
ÇAYAN YPG, CEVAHİR PKK MENSUBU
BirGün'den Uğur Koç'un haberine göre, 30 Mart 1972’de Tokat’ın Kızıldere köyünde öldürülen Mahir Çayan’ın 2012 yılında kurulan YPG’nin mensubu olduğunu öne süren Savcılık, 1 Haziran 1971’de İstanbul Maltepe’de öldürülen Hüseyin Cevahir’i ise 1978’de kurulan PKK ile ilişkilendirdi.
İddianamede iki isim hakkında şu ifadeler kullanıldı:
27 Ocak tarihinde; PKK/KCK/YPG terör örgütü mensubu Mahir Çayan’a ait kara kalem resim üzerinde “ülke faşizmin kuşatması altındaysa tüm güzler birleşmelidir” şeklinde yorum bulunan fotoğraf paylaşımda bulunduğu…
1 Haziran 2018 tarihinde, “Devrimci Yol Hüseyin Cevahir 1 Haziran 1971 Unutmayacağız” şeklinde yorum ve “Hüseyin Cevahir Yaşıyor!” açıklaması ile PKK/KCK Terör Örgütü mensubu Hüseyin Cevahir'e ait fotoğraf paylaşımında bulunduğu…
'OBJEKTİF TARİHE AYKIRI'
Malatya Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 1 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası talep eden garabet iddianamesini değerlendiren Ü.A.’nın Avukatı Ezgi Ergen, “Mahir Çayan’ın ölüm yılı dikkate alındığında dahi iddianamenin gerçekten uzak olduğu çok açık iken benzeri birçok paylaşım için aynı kanaate varılarak müvekkil aleyhine iddianame düzenlenip mahkeme tarafından kabul edilmiş” yorumu yaptı.
Avukat Ergen ayrıca şunları söyledi: “Hem ifade özgürlüğü sınırları içerisinde değerlendirilmesi gereken somut durumun yargılamaya açık hale gelmesi, hem de iddianamenin objektif tarihe dahi bu kadar aykırı olması hukuki açıdan ne yazık ki talihsizdir.”