Kendisine yönelik operasyonlar sonrası çektiği videoların altıncısında, Hürriyet gazetesine düzenlenen baskına değinen organize suç örgütü lideri Sedat Peker, gazete binasını taşlayan grubun başında Abdurrahim Boynukalın'ın bulunduğunu belirterek, Demirören Medya Grubu sahibi Yıldırım Demirören'e "Bastırtmadan önce gelen milletvekilinin telefon sinyallerine de bakabilirsiniz. Bizim gençlik kollarından birtakım arkadaşlar gidecek, onlar profesyoneller değiller, tamam dedim. Ben gönderdim. Savcılar ağır delil, ikrar, ben yaptım. Aydın Doğan yaşlı adam. Ben ölürüm çocuklarıma dert kalmasın. Senin oturduğun koltukta benim emeğim var. Namussuzsunuz ulan. Demirören, seni adım adım takip edeceğim." ifadeleriyle seslendi.
Sedat Peker'den Soylu'ya: Sen Benim Jokerimdin, Dönüş Biletimdin
Peker'in, iddialarını dile getirdiği altıncı videoda masasındaki Yılmaz Özdil'in "Son Cüret" kitabıyla birlikte, 6 adet zarf ve üzerinde Teşkilat-ı Mahsusa'nın ambleminin bulunduğu yüzük dikkat çekti.
"Tayyip Erdoğan sonrasına kimin planları varsa bizi mahvedecekler dedim"
Peker, yayınladığı videoda devlet içindeki yapılarla yaşanan çatışmanın kırılma noktalarını anlattı.
İlk kırılma noktasının Michel Rubin isminde Amerikalı bir yazarın yazdığı yazı olduğunu ifade eden Peker, yazıda "Sedat Peker etki alanını bu şekilde geliştirmeye devam ederse, Tayyip Erdoğan sonrasında oraya simge olarak birinin seçilmesini sağlar arka perdeden de ülkeyi o yönetir" dendiğini, bu yazının tuzak olduğunu düşündüğünü söyledi. Peker, "Dedim ki bu tuzak. Bize tuzak kurdular. Tayyip Erdoğan sonrasına kimin planları varsa bizi mahvedecekler dedim" şeklinde konuştu.
"Ağar beni aradı Elazığ mitingini iptal et dedi"
Mafya Operasyonlarının Önde Gelen İsimlerinden Sedat Peker Kimdir?
Mehmet Ağar'ın kendisini arayarak Elazığ'a yapacağı ziyareti iptal etmesini istediğini söyleyen Peker, kendisinin bu teklifi reddettiğini daha sonra Elazığ Valiliği'nin ziyaret gerçekleşmesin diye miting yasağı getirdiğini söyledi. İkinci kırılma noktasının bu olduğunu dile getiren Peker, "Bana dedi ki 'orada CHP’nin de aynı gün mitingi var. Bilgi geldi devletten karışıklık çıkacak.' Dedim ki 'abi bizim yetiştiğim kültürde şehit aileleri devlet başkanından bile önce gelir benim buraya gitmem lazım.' Sonra 'kalabalık tekrar görüşelim ben seni arayayım' dedim. Sonra bir daha aradı kendisi. Dedim 'abi ben orada en az 30 bin arkadaşın geldi bir miting yaparım hem de çok güzel olur.'
Dedi ki 'seni seviyorlar bizim oranın gençleri seni çok seviyor daha önce birçok ilde yaptın yine olur ama provokasyon çıkacak, çatışma çatışma saldırı'. Dedim 'abi devletin polisi var.' Sonra telefonu kapattık ama konu netleşmedi' Bir baktım Elazığ gazetelerinde 'Sedat Peker Elazığ mitingini iptal etti' diye haber çıkmış. Ben de dedim ki açıklama yapın, arkadaşlarım hazır olun Elazığ'a gidiyoruz oradaki kardeşlerimizle buluşacağız.
Sonra yine hükümetin içinde bakanlık yapan bir beyefendi o zaman özel kalem müdürü kendisi benim bir yakınımla görüştü ya oraya gitmesin karışıklık olacak diyor. O arkadaş da bana söyledi. Dedim ki ya şehit aileleri çağırdı, ahmet mehmet çağırsa iptal edeyim ama olmaz. Sonra valilikten karar çıkardılar. Güvenlik nedeniyle iptal edildi diye. İkinci kırılma noktası bu oldu" diye konuştu.
Peker'in açıklamaları şöyle:
"Bizi herhalde kullanışsız gördüler"
"Biz emir ve tahakküm altına girmeye ruh dünyamız uygun olmadığı için boynumuzu hiçbir suretle hiç kimseye eğmediğimiz için bizi herhalde kullanışsız gördüler. Kendi inanmadığım doğruya ne kendimi ne kimseyi sürüklemedim sürüklemem"
"Söylediklerimi etkisiz hale getirebilmek için üretebildikleri en büyük hikaye suç örgütü lideri"
"Ben cezaevindeyken bu Fethullahçılar beni annemin cenazesine yollamadılar. 84 milyona uygulanan hakkı bana vermediler. Ki anneme ne kadar düşkün olduğumu herkes bilir, izin vermediler. Ne insan hakları dernekleri ne o ne bu… İnsanları gıcık ediyorum. Bir tek Yılmaz Özdil, aynı davada yargılanan insanların hepsinin cenazesine izin verdiniz Sedat Peker'e neden izin vermediniz. Başka bir Allahın kulu demedi. Lan ben bu ülkenin vatandaşı değil miyim? Bu ülkenin kimliğini taşımıyor muyum? Bugün de aynısı… Namuslu adam olarak böyle bir şey. Namus sahibi adam. Beğenirsin beğenmezsin, aynı dünya görüşünü savunursun savunmazsın ama dik adam"
"Bizim basında tanıdığımız çok şanlı basında tanıdığımız büyük iş adamları sayın cumhurbaşkanımızın yanına gidince güvenlik tedbirleri amacıyla 3 tane aramadan geçiyorlar. Oradaki görevli kardeşlerim anlattı. Poliste hırsızlara yapılan muamele vardır. Saatini çıkar, şununu bununu çıkar diye. Bunlara saatini çıkar, onu çıkar bunu çıkar diyorlar. Hırsız muamelesi yapıyorlar. Gerçi bunlar da hırsız. Bir yer kapayım diye… Ve öyle gurursuzlar ki. Bir tek Turgay Cineri ‘ne oluyor, bu nedir’ demiş. Şimdi bunlar dik duranlarımız."
Ayrıntılar geliyor...