DABBE 6 ile ilk defa bir korku filminde rol alan Sema Şimşek, çekimlerde ürktüğünü itiraf ediyor. Bir süre önce Burak Hakkı‘dan boşanan Şimşek, özel hayatıyla ilgili şunları söylüyor, “Evliliğe artık inanmıyorum. O imzayı atınca ne oluyor biliyor musunuz? Aşk ölüyor. Çünkü kaybetmekten korkmuyorsun.”
Çekimlerde karabasan geldi!
Dabbe 6 ile ilk defa bir korku filminde rol alan Sema Şimşek, çekimlerde bayağı ürktüğünü itiraf ediyor. “Genelde gündüz uyuyup gece çalıştık. Monitörde izlerken kendimden korktum. Hatta bir gece bana karabasan da geldi. Ama en kötüsü merdiven inme sahnemdi çünkü merdiven inme fobim var” diyor.
- İlk defa bir korku bir filminde rol aldınız. Çekinceleriniz oldu mu?
Korku filmlerinden korkan biri olarak acaba mı dedim tabii (Gülüyor)... Aslında korktum ama kesinlikle Dabbe 6’nın içinde yer almak istedim, çünkü senaryoyu okuyunca adrenalim tavan yaptı.
- Enteresan şeyler yaşadınız mı?
Evet. Bir gece karabasan geldi mesela. Çok yorgundum, 38 saat çalıştıktan sonra yatağa girince ne olduysa oldu. Bayağı korktum. Filmde söylemem gereken büyü sözcüklerini de hep son dakika ezberledim.
- Ürktüğünüz sahneler oldu mu?
Olmaz mı? Monitörden izlerken kendimden ürktüm resmen. Mesela bir koşma sahnesinde trabzanlardan aşağı yuvarlanıyordum. Gerçi bu benimle iglili bir şey; çünkü merdiven fobim var. Muhtemelen bu merdiven inme fobim geçmiş hayatımla ilgili. Mecbur kalırsam da gayet sıkı sıkı tutunarak inerim.
- Peki tekrar bir korku filminde oynamaya evet mi hayır mı?
Kesinlikle isterim. Görüntümün altında cesaretli, korkusuz, cabbar, adrenalini seven bir ruhum var. Dolayısıyla tehlikeli olabilecek şeyleri de seviyorum. Bedenim ne kadar kırılgan görünse de gücüm yerindedir yani.
- Sizi uzun zamandır dizilerde göremiyoruz, neden?
Bir dönem teklifleri kabul etmek istemedim çünkü oğlumun ilkokula başlama süreciydi. Şimdi yine bir sinema filmi projem var ama artık dizi istiyorum. İddialı bir dizide iddialı bir rol arzum.
- Yeni sinema filminiz nasıl gidiyor?
Bir festival filmi. Yeni Başlayanlar İçin Hayatta Kalma Sanatı adı. Korku filminden sonra bu film bayağı sakin geldi... Ayrıca bir TV programıyla ilgili de görüşüyorum, bakalım...
- Şaşırtıcı şekilde konuşkansınız, ben sizi daha soğuk biri sanıyordum...
Konuşkanımdır evet. 23 yılın ardından hala varsam bu biraz da korunma kalkanım sayesinde. Bir şekilde kendimi korumam gerekiyordu çünkü. Sokakta hala yere bakarak yürürüm. Defilelerde bile en öne oğlumu oturtsanız görmem. İş odaklıyım.
- Hiç kilolu bir döneminiz oldu mu? Hamilelikte kaç kilo aldınız mesela?
Yok hiç diyet yapmadım. Hamileliğimde bile sadece 8 buçuk kilo aldım. Zaten çok zor bir hamilelik dönemi geçirdim. Bakın Rüzgar büyürken hiç yardımcım olmadı. Her işimi, yemeğimi kendim yaparım, dolayısıyla da efor sarfediyorum. Evimi siler, süpürürüm, yemeklerimi kendim yaparım. İki Sema var; biri evdeki biri dışardaki. Titizlik ve düzen manyaklığım hep vardı ama Rüzgar’dan sonra biraz daha normale döndüm. Ama hala çok detaycıyım. Bu da biraz yorucu oluyor tabii. Mesela hiç bir yere geç de kalmam ben.
- Şöhretle ilişkiniz nasıl?
Metroya da metrobüse de biniyorum; alışverişimi de kendim yapıyorum. İnsan ayırımı yapmam asla. Ben de sokaktan geçen onlarca insandan biriyim; yaptığım meslek farklı sadece. Eğer ben mesleğime göre yaşarsam egolu bir Sema olurum. O da güzel bir şey değil. Ego çok daha yorucu bir şey bence. Hiç egom yoktur; ben herkesi dinlerim. Setlerde de en sevdiğim insanlar çay getirenlerdir. İnsanları, onlardan bir şeyler öğrenmeyi seviyorum.
- Oğlunuz Rüzgar’la beraber bambaşka bir hayata merhaba dediniz. İkinci çocuk ister misiniz?
Gerçekten Rüzgar’ım bana yetiyor. Allah olmayanlara versin.
- Eski eşiniz Burak Hakkı bir röportajında bir daha asla evlenmem demişti. Peki siz?
Ben artık evliliğe inanmıyorum. Birinin bunun için beni cidden ikna etmesi gerekir. Gerek yok ki ayrıca. Evlendim, yaşadım onu da. Çocuğum da var, başka çocuk da istemiyorum. Benim bundan sonra ihtiyacım olan şey saygı, sevgi, aşk. İlla imzaya gerek yok. İnsan doğasına bence aykırı evlilik; evliliğe inanmıyorum. Aynı evde yaşamak zaten evlilik, imzaya ne gerek var? Hep aile baskısı, gelenekler... Ne oluyor abi imzayı atınca? Aşk ölüyor. Kaybetmeme korkusu oluyor karşılıklı. Oysa o korku hep olmalı. İki farklı küme kesişiyor, kesişen yer ortak hayat ama herkesin ayrı hayatı devam etmeli. Eğer diğerinin alanını tamamen kaplarsan olmaz. İmzasız da bir ömür adayabileceğin insan vardır; ben de onu bekliyorum.
- Ne arıyorsunuz peki bir erkekte bu saatten sonra?
Güven ve merhamet.