Saba Tümer. Ekranların parlak yıldızı. Seviliyor çünkü ekranda olduğu gibi duruyor. En önemli özelliği bu. İnsanları oradan yakalıyor. Bakalım ilişkilerinde de olduğu gibi mi...
İlk aşk...
- Benimki herkesinki gibi pembe bir çocukluk aşkı değil... Cart kırmızı bir tutkuydu. 18 yaşındaydım. İlk yemeğimize giderken, beni almaya geldiğinde, arabada Julio Iglesias üçüncüsünde İbrahim Tatlıses'in "Ben insan değil miyim?"i çalıyordu. Sen düşün ne kadar acayipti!
Gülümseyerek mi hatırlıyorsun?
- Evet, evet... Ama Muzip bir gülümsemeyle! 3 gün önce yine beraberdik, artık çok iyi arkadaşız, döndüm dedim ki, "Eskiden seni görünce ellerim titrerdi, bardakları yere düşürürdüm. Şimdi kılım kıpırdamıyor..."
Ne kadar oynaşmalı bir ilişkiydi?
- Sen dalga mı geçiyorsun, ateşle barut gibiydik!
Sen genç bir kızken cinsellik ne kadar tabuydu? Kendini nasıl "korudun!"
- Tabuydu. Konuşulmazdı. Bu konuda herhangi bir şey de öğretilmezdi. Biz kızlar, kendi aramızda konuşurduk. "18 yaşına kadar kimseyle çıkmayacaksın, herkes peşinden koşacak ve ilk aşkınla evleneceksin!" diye büyütüldüm. Nitekim gerçekten de 18 yaşına kadar kimseyle flört etmedim. Bütün İzmir, hatta Çeşme'ye gelen İstanbullu erkeklerin hepsi peşimdeydi. O zamanlar ev telefonu vardı, inan 2 dakika susmazdı. Her neyse... Denileni yaptım, kaçtım, kaçtım... Aynen öğretildiği gibi... 18'inde ilk flörtüm olunca, ezber bozuldu... Ama gördüğün gibi hálá bekarım!
"Kolay kız" olmamak için aldığın önlemler var mıydı?
- Yaaaa bir de öyle yakıştırmalar vardı... Olmamak için seçilen değil, seçen oldum.
İzmirli bir kız olmak farklı bir şey midir?
- İzmirli olmak dişi olmaktır doğuştan!
İlk sevişmeni bugün nasıl hatırlıyorsun? Sana kalan duygu ne?
- İnanılmaz romantikti. Mumlar ve Victor Lazlo'nun "Stories" şarkısı eşliğinde... Tuhaf, şimdi sen söyleyince şarkının sözleri geldi birden aklıma: "What am I going to do / How should I react"...
Ertesi gün kendini nasıl hissettin?
- O sözler, ertesi güne de damgasını vurdu: "Şimdi ne yapmam lazım, nasıl davranmam lazım " İlk aşkım, o sözlerle, o sorularla başladı. Aynı sözler ve sorular şu an için de geçerli. 15 yıldır aynı soruyu soruyormuşum yani!
Kendini bir erkeğe kolay bırakabilir misin? Aşkta kolay teslim olur musun?
- Maalesef kendini erkeğe bırakmakla, aşka bırakmak arasında dağlar kadar fark var. Aşkı yaşama adına gözüm ne kadar kara olsa da, aşka teslim olduğumu hissettiğim anda kaçıyorum. Sonra da "maskeli depresyon!" En yoğun şekilde, ikinci aşkımda yaşadım. Durup dururken, onun başka birine de dokunabileceği duygusu içimi kapladı. Hayatımda ilk defa kıskançlık duygusu hissettim, o duyguyla baş edemeyince, "Ben nasıl olur da bir başkasını kıskanırım?"ı kendime yediremeyince, panik oldum, 2 gün boyunca içim içimi yedi, 3'ncü gün "Burada bitsin, artık istemiyorum!" deyip çekip gittim. Ve "o"nun en büyük aşkım olduğunu, anlamsızca, kıskandığım için kaçtığımı ona, tam 10 yıl sonra, geçen sene itiraf edebildim.
Macerayla aran nasıl?
- Bilmem ki. Topu topu 2.5 kere aşık oldum. İlk darbeden sonra da, hep kolay terk edebileceğim adamları seçtim.
Aşkların kısa mı sürer, uzun mu?
- İkinci aşkım 6 hafta sürdü. İlk aşkım ise 4 yıl gibi gözükmesine rağmen, ayrıl- barış toplasan, ancak 6 ay eder. Şu anda "aşk" denince onları anlattığıma göre tadında bırakmışım. Uzasaydı, onları anarken şu andaki gibi kalbim çınlamayacaktı. Seviyorum bu tınıyı. Sevgi deseydin uzun olanları anlatırdım ama ne yazık ki tınısı yok.
Erkeklerle aran iyi midir? Onlarla arkadaşlığı kadınlarla arkadaşlığa tercih eder misin?
- Rahmetli annemin arkadaşlarının çocukları hep erkek olduğu için erkeklerle büyüdüm. Barbie oynamak yerine, ağaca çıkıp sapanla taş atardım. İlk kız arkadaşım bana oyun oynamaya geldiğinde ilkokul 2'nci sınıftaydım ve o kadar sıkılmışım ki dayanamayıp "Abin kaçta gelecek?" diye sormuştum. 10 tane kadın arkadaşım olacağına 1 tane erkek dostum olsun. Ama maalesef bu yüzden erkek gibi düşünen kadın oldum!
Evlenmek için üzerinde bir baskı hissediyor musun?
- Evliliği başarı simgesi olarak görüp, eşikten geçmek için evlenen çok. En tuhafıma giden de ne biliyor musun, bekar kadınların arkasından cak cak konuşurlar ama sıra evli kadınlara gelince, aynı haltları yemiş olsalar da, "Aman o evli, dokunma!" derler. Bir de her uçukluğu yapan ama yüzük o parmağa girince, giyim tarzını da değiştirip Meryem Ana'yı oynayanlar var. Acayip dalga geçiyorum onlarla...
Evlilik, senin için bir başarı simgesi değil mi?
- Daha neler! Benim için birinin karısı ya da gelini olmadan bir şeyler yapabilmek başarı. Ben sadece statü ya da "rahat hayat" uğruna, zengin bir adamla evlenip, bırak bedenini, ruhunu satacak kadın değilim! Kendi ailemden bile nemalanmamış biri olarak, nasıl bir erkeğin eline bakabilirim? Gerçi son dönemde kadınlardan nemalanan adamlar çok daha revaçta. Tüm sevimsizlikler de benim evliliğe olan saygımı tüketiyor. Korkunç bir şerefsizlik değil mi hayatın boyunca mutlu olamayacağın bir kadınla veya adamla yapılan statü evliliği?
"Düzgün erkek yok. Erkekler ya gay ya da evli" diyenlerden misin?
- Amaaaan züğürt tesellisi! Bulan buluyor.
Aşık olduğunuz bir adam için neleri göze alırsın?
- Bugünden sonra her şeyi. Bundan sonraki şanslı...
Gizli aşklar yaşadın mı?
- Evet tabii ki! Şu anda ne yaşadığımı zannediyorsun? Bir erkeğin gerektiğinde arkadaşı, sırdaşı olurum gerektiğinde sadece kadını...
Hayatında hiç "one night stand" oldu mu?
- Oldu ama şöyle: One night stand diye başladı, devam etti. Adamlara gelince, benden sonra hemen buldukları ilk sıradan ilişkiyle, can havliyle evlendiler... Şimdi de kaçacak delik arıyorlar...
İzmirli olmanın kadın- erkek ilişkilerine getirdiği farklılık ne?
- İzmirlilikle alakası var mı bilmiyorum ama benim ilişkilerim heyecanlı, eğlenceli, tutkulu ve fingirdek geçer.
Çok kazık yedin mi erkeklerden?
- Onlara sorarsan kazık attım, bana sorarsan kazım yedim...
Bir erkeğe, sevgiline, iki de bir "Seni seviyorum" "Seni arzuluyorum" diyen bir kadın mısın?
- Derim ama gerçekten hissettiğimde. ikide bir demem ki, dediğimde kıymeti olsun. Ama son ilişkimde devamlı sorduğu için hayatımda demediğim kadar "Seni seviyorum" dedim. Ama hayatımda sadece 1 tek kişiye "Bir tanem" dedim.
İlişkilerinde hesap kitap ne kadar?
- Olmaz mı? Fazlasıyla olduğum gibiyim, çok rahatlıkla her hangi bir şey hissetmediğim için eski erkek arkadaşımı anlatabiliyorum sonra da ayıkla pirincin taşını...
Seksin aşk olduğunu düşündüğün oldu mu?
- Öyle değil mi zaten? Tabii seks aşk. Aşksız seks olur ama sekssiz aşk olmaz.
Çok seksi ama kafası fazla çalışmayan bir adamla beraber olabilir misin?
- Onunla matematik problemi filan çözmeyeceğim ama yine de olamam...
Birlikte olacağın adamda aradığın ilk üç özellik ne?
- Esprili, heyecanlı, tutkulu bir adam olmasını isterim.
Bütün erkeklerin korkak olduğunu mu düşünüyorsun?
- Evet tabii.
Sence erkekler kadınlardan kaçıyorlar mı? Öyleyse neden?
- Kadınlardan değil kendilerinden kaçıyorlar. Delikanlılık sadece lafta. Hepsinde ses var görüntü yok!
Romantizm karen nasıl bir kare?
- Güzel frekans, uygun ortam ve heyecan.
Kadınlar monogam bilinir, doğru mudur?
- E valla adamına göre...
Erkekleri çözmek gibi bir derdin oldu mu?
- Formülü çok açık. Ama ben hiç uğraşmadım. Olduğum gibi, oynamadan tercih edilmeyi istiyorum.
En son neye ağladın?
- Kendime.
Erkeklerin en çok hangi özellikleri seni sinir ediyor? En çok hangi özelliklerine hayransın?
- Egoistlikleri sinir ediyor. Ama bu kadar egoist olabilmelerine de hayranım!
Meşhur bir kadın olmanın erkeklerle kurduğun sevgililik ilişkisinde olumlu bir etkisi oldu mu?
- Hiç olmadı maalesef. Evde gurur duyup, sokakta ezik oldular!
İşte başarı, aşkta başarı... Hangisinde daha ihtiraslısın?
- Sorulur mu? İşte tabii ki... Aşk, nasıl olsa gelir...
Bir erkeğe yaptığın en yaratıcı sürpriz?
- Sevgilim Milano'dan dönüyordu, ne yaptım ettim, onun uçuşunda görev yapacak kabin amirini buldum. Çok rica ettim, inişe yakın bir şampanyayla beraber "Seni çok özledim. Saba" yazılı bir not vermesini sağladım. Öküz anlamadı! Arkadaşları dalga geçiyor zannedip hostesi azarlamış. O akşam da ayrıldık.
Famma fatale bir kadın olmak ister miydin?
- Zaten öyle değil miyim?
Arkadaşının aşkıyla birlikte olabilir misin?
- Allah yazdıysa bozsun!
Ne olursa bir adamı kapıya koyarsın?
- Şu kadar söyleyeyim: Koyulması gereken her durumda koydum.
Beraber olduğun erkeğin senden öncesi önemli midir? Ya senden sonra?
- Bilmek isterim ama takılmam. Benden sonra paçozla da Donald Trump'ın kızıyla da olsa fark etmez çünkü beni unutması mümkün değil. Hayatıma giren hiç kimse bir daha çıkamadı. Fıkra anlatmak için de olsa, muhakkak bir bahane bulup ararlar...
Malesef kendini erkeğe bırakmakla, aşka bırakmak arasında dağlar kadar fark var. Aşkı yaşama adına gözüm ne kadar kara olsa da, aşka teslim olduğumu hissettiğim anda kaçıyorum. Sonra da "maskeli depresyon!" En yoğun şekilde, ikinci aşkımda yaşadım. Durup dururken, onun başka birine de dokunabileceği duygusu içimi kapladı. Hayatımda ilk defa kıskançlık duygusu hissettim, o duyguyla baş edemeyince, "Ben nasıl olur da bir başkasını kıskanırım?"ı kendime yediremeyince, panik oldum, 2 gün boyunca içim içimi yedi, 3'ncü gün "Burada bitsin, artık istemiyorum!" deyip çekip gittim. Ve "o"nun en büyük aşkım olduğunu, anlamsızca, kıskandığım için kaçtığımı ona, tam 10 yıl sonra, geçen sene itiraf edebildim
AYŞE ARMAN-HÜRRİYET