Altaylı "Aslında Kemal Bey, rakibi olan Muharrem İnce’yi bertaraf etmek için aday gösterdi" demişti.
Portakal ise CHP’nin bugüne kadar Diyarbakır'da çoşkulu bir miting gerçekleştirememesinin nedeni olarak Kılıçdaroğlu’nun cesaretli olmamasından, korkaklığından kaynaklı olduğunu söylemişti.
Yılman'ın "İkiniz de Kılıçdaroğlu konusunda yanılıyorsunuz!" başlığıyla yayımlanan yazısının ilgili bölümü şöyle:
Dün Fatih Altaylı Ağabey’in ve Fox TV Ana haberi sunan Fatih Portakal’ın CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile ilgili eleştirilerini görünce bu yazıyı yazmak zorunda hissettim kendimi.
Neden? Çünkü başka açılardan da olsa ikisi de yanlış yorumlardı. Hem CHP’nin iç dinamiklerini iyi bilen hem de Sayın Kılıçdaroğlu’nu en başından beri doğru gözlemleyen bir gazeteci olarak düzeltme yapmak istedim.
Önce Altaylı’nın dünkü yazısından başlamak istiyorum. Demiş ki Fatih Ağabey özetle: “Aslında Kemal Bey, rakibi olan Muharrem İnce’yi bertaraf etmek için aday göstermişti. Niyeti parti tabanında heyecan yaratan İnce’yi cumhurbaşkanlığını kazanma ihtimali olmadığı için aday gösterip, kaybettiğinde de ‘Bakın İnce İnce dediniz, ne yaptı gördünüz’ diyerek bertaraf etmekti ama olmadı!”
Bu yorum doğru değil. Aslında daha önce bir yazımda değinmiştim bu konuya ama bir daha yazayım: Kemal Kılıçdaroğlu, İnce’yi ne FatihAğabey’in iddia ettiği gibi “harcamak” niyetiyle aday gösterdi ne de başka bir niyetle. Doğru olan şu ki; Kemal Bey hiç istemedi İnce’nin adaylığını. Hatta olmaması için bayağı bir direnç gösterdi. Mesela en önce Abdullah Gül, sonra Abdüllatif Şener, en sonunda da Merak Akşener’in ittifakın ortak adayı olması için çabaladı. Ancak bu projesi parti içerisinde tabandan da tavandan da destek bulmadı. Aksine sert reaksiyonlarla karşılaştı.
Ve cumhurbaşkanı adayı olması halinde İnce’nin farklı şeyler yapabileceğine inanan bir kısım partili üye karşısına dikilip, “Sayın genel başkan! Bize bir ikinci Ekmeleddin travması yaşatmayın artık! Bırakın bu kez şansımızı Muharrem İnce’yle deneyelim” deyince de mecbur kaldı Kılıçdaroğlu.
Sözün özü: Seçimin sonucu ne olur bilmiyorum ama ne olursa olsun, CHP açısından durum bellidir. İnce artık CHP’nin lideridir, genel başkanıdır. Ve şöyle söyleyeyim: Bunu Kemal Bey de biliyor artık ve sanırım ona göre de geleceğini şekillendiriyor.
Gelelim Fatih Portakal’ın Kemal Kılıçdaroğlu’yla ilgili yaptığı ve benim düzeltme zorunluluğu hissettiğim yanlış yoruma. İnce’nin hayli coşkulu geçen Diyarbakır mitingini değerlendirirken, İnce ve Kılıçdaroğlu mukayesesi yapmış. Ve CHP’nin bugüne kadar böyle bir miting gerçekleştirememesinin nedeni olarak da Kılıçdaroğlu’nun cesaretli olmamasından, korkaklığından kaynaklı olduğunu söylemiş.
Niye böyle bir şey söyledi hâlâ anlayamıyorum, ama bu yanlış bir yorum. O bölgeyi ve bölge insanını ve siyasetini iyi bilen biri olarak söylüyorum: Sevgili Fatih Portakal, Diyarbakır’ın İnce’yi bu kadar bağrına basmasının nedenleri arasında elbette ki onun kararlı, heyecanlı ve umut veren duruşu vardır ama asıl neden konjonktüreldir. Günümüz şartları öyle tuhaflaştı ki, Diyarbakırlıyı da CHP’yle kucaklaştıracak kadar yakınlaştırdı!