İşte röportajdan o bölüm:
-Gazetecilerin konuşması gerekirken susmasını eleştirdiniz. Neden susuyorlar sizce? Konuşmak neden zor?
İfade özgürlüğünün olmadığını söyleseniz bile kaç kişi sizi duyuyor, alternatif medya kanalları haricinde kaç TV, kaç gazete muhalefet yapabiliyor ya da muhalefet yapanlar yaptıkları için cezasız kalıyor?
Medya üzerindeki baskı, sansür ve cezalar ortada, iktidar kendi gibi düşünmeyen herkesi cezalandırıyor, sonra dalga geçer gibi demokrasiden ve basın özgürlüğünden bahsediyor. İktidarın en büyük başarısı yaptıklarının tam tersi açıklamalar yapması ve bunu kendi yandaş medyasından gerçekmiş gibi empoze etmesi.
Çok şükür, yandaş medyanın bunca propaganda bombardımanına rağmen halkımız bu yandaş medyaya itibar etmiyor. Sadece medya değil sanatçı, işinsanı herkes ifade özgürlüğünün yanında olmalı ve lafını esirgememeli, lafta kalsa da bu bizim anayasal hakkımız.
Dünyanın dönmediğini söyletmiş engizisyon Galile’ye; dünya ise bunu hiç sallamadan dönmeye devam etmiş, değil mi? Sussak da susmasak da gerçekleri değiştiremiyorlar işte.
Mıh gibi duruyor o gerçek ve günü geldiğinde hepsinin eline ayağına dolanıyor. Vicdan dediğin müessese dünyadaki bütün hukuk sistemlerinden kuvvetli bence. Vicdanın varsa susmazsın. Gevezeliğim o yüzden sanırım.
- Sanatçı gözüyle bizim insanımızın salgın güncesine dair neler söylersiniz? Sizi en çok şaşırtan neydi bu süreçte?
Beni çok üzen İstanbul’un salgın haritası oldu. Böyle genellemelerden kaçınırım ama haritanın renklerine bakarak yorumladığımda; işe gitmek zorunda olan, evde kalma olasılığı bulunmayan, dar gelirli yurttaşlarımızın çoğunlukla yaşadığı semtler kıpkırmızıydı. Covid 19’un insan ayırmadığını söyledilerdi ama o bile yalanmış.
Deveye sormuşlar neren eğri diye nerem doğru demiş. Bizim neyimiz doğru ki karantinamız doğru olsun. AVM açık, ama Camiler kapalı. Voleybol basketbol ligleri iptal ama futbol ligleri oynanıyor. Maskesiz sokağa çıkmak yasak ama maske gelmiyor, satılması yasak, sonra serbest. Gençler evden çıkamaz ama çalışan gençler çıkıp virüsle yüz yüze gelebilir. Yani para söz konusu ise karantinada her şey mubah.
Faşist politikaları ile ülkede liyakati, kuvvetler ayrılığını, ifade özgürlüğünü bitirip, demokrasiyi ve anayasayı rafa kaldıran, muhalefeti ben de kınıyorum. Hele muhalefet belediyelerinin yaptıkları akıl alır gibi değil, halka yardım etmeler, faturalarını ödemeler, bakkal borçlarını silip yardım kolileri ulaştırmalar, dinazor parkı yapmak yerine su borularını yenilemeye çalışmalar falan, bu tip provokasyonları yemeyiz biz.