Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Türkiye’nin ABD ile yaptığı anlaşma kapsamında, ana omurgasını YPG’nin oluşturduğu DSG’nin Suriye’nin kuzeydoğusundaki güvenli bölgeden çekilmesi için tanıdığı süre dolarken, Suriye’yi görüşmek için Soçi'de bir araya geldi. İki liderin 6.5 saat süren rekor uzunluktaki görüşmesinden “tarihi” bir mutabakat çıktı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan “Sayın Putin'le terörle mücadele, Suriye'nin toprak ve siyasi bütünlüğünün sağlanması ile mültecilerin ülkelerine dönüşü hususlarında tarihi bir mutabakata vardık. Taraflar olarak, ayrılıkçı hiçbir güce veya terörizmin hiçbir tezahürüne izin vermemekte hemfikiriz” açıklamasında bulundu.
SURİYE’NİN TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜ VE TÜRKİYE’NİN GÜVENLİĞİ SAĞLANACAK
Liderlerin zirvesinden Suriye’nin siyasi birliği ve toprak bütünlüğünün yanı sıra Türkiye’nin milli güvenliğinin korunmasına ilişkin teyit kararı çıktı. “Terörizmin tüm şekil ve tezahürleri ile mücadele etme ve Suriye topraklarındaki ayrılıkçı gündemleri boşa çıkarma yönündeki kararlılıklarını” beyan eden Türkiye ve Rusya, bu çerçevede Tel Abyad ve Ras Al Ayn’ı içine alan 32 km derinliğindeki mevcut Barış Pınarı Harekatı alanındaki yerleşik statüko muhafaza edilmesinde karar kıldı.
TÜRK-RUS ORTAK DEVRİYELERİ BAŞLAYACAK
Anlaşmada “23 Ekim 2019, öğlen saat 12.00’den itibaren, Rus askeri polisi ve Suriye sınır muhafızları, Barış Pınarı Harekat alanının dışında kalan Türkiye-Suriye sınırının Suriye tarafına, YPG unsurları ve silahlarının Türkiye-Suriye sınırından itibaren 30 kilometrenin dışına çıkarılmasını temin etmek üzere girecektir.
Bu işlem 150 saat içinde tamamlanacaktır. Aynı saat itibariyle, mevcut Barış Pınarı Harekat alanı sınırlarının batısı ve doğusunda 10 km derinlikte, Kamışlı şehri hariç, Türk-Rus ortak devriyeleri başlayacaktır” ifadelerine yer verildi. Anlaşmaya göre ayrıca Menbiç ve Tel Rıfat’tan bütün YPG unsurları silahlarıyla birlikte çıkarılması kararlaştırıldı.
ADANA MUTABAKATI HAYATA GEÇİRİLECEK
Tarihi mutabakat metninin en önemli maddelerinden biri de iki liderin, Türkiye ile Suriye’nin 1998 yılında imzaladığı ve PKK ile mücadeleyi amaçlayan Adana Mutabakatı’nın hayata geçirilmesi konusunda anlaşmaları oldu. Metinde “Her iki taraf Adana Anlaşması’nın önemini teyit eder. Rusya Federasyonu mevcut koşullarda Adana Anlaşması’nın uygulanmasını kolaylaştıracaktır” denildi.
‘SURİYE’DE YENİ BİR DÖNEM BAŞLATAN TARİHİ BİR ZİRVE’
Soçi’de gerçekleşen Putin-Erdoğan zirvesini Sputnik’e değerlendiren Tarihçi Dr. Mehmet Perinçek “Zirvede tarihi bir mutabakata imza atılmıştır. Zirveden çıkan iki çok önemli nokta var. Bunlardan bir tanesi, Rusya ve Şam’ın birlikte eski PYD ve Amerika kontrolündeki yerlerde yerleşmesi ve bu bölgelerdeki PYD güçlerini silahsızlandırmaları.
Bunun yanında da özerk yapıya tamamen son vermeleri. Bu, Türkiye’ye yönelik tehdidi tamamen ortadan kaldıracak bir noktadır. İkincisi ise, Türkiye’nin Suriye’nin o bölgedeki varlığını kabul etmiş olmasıdır. Aslında Türkiye ile Suriye ilişkileri arasında yeni bir dönem başlamaktadır” değerlendirmesinde bulundu.
Erdoğan ile Putin’in vardığı tarihi uzlaşmanın bölgedeki Amerikan varlığını ortadan kaldıracak önemli bir adım olduğuna işaret eden Dr. Perinçek “Belki de bu mutabakat, Büyük Ortadoğu Projesi temelinde kurulmak istenen Büyük Kürdistan planına ve Kürt koridoru projesine son noktayı koymuştur. Bölgedeki Amerikan varlığının da ortadan kaldırılmasında büyük bir adımdır. Bu mutabakatın sadece bununla sınırlı kalmayacağı da görülecektir. Önümüzdeki süreçte Irak’ta da, Türk-Rus işbirliğinin yansımaları olacağını bekliyoruz, görüyoruz, biliyoruz.
Sadece bu mutabakatın, görüşmenin Suriye’yle sınırlı olmadığını ve Irak’ta olabilecek Amerikan varlığını ve ayrılıkçı hareketlere karşı da ortak bir çalışmanın müjdecisi olduğunu da ifade edebiliriz” dedi.
Yörünge Dergisi Genel Yayın Yönetmeni ve SüperHaber yazarı Ceyhun Bozkurt ise, Türkiye ile Rusya arasında varılan 10 maddelik mutabakatın çok sayıda önemli maddesi olduğuna işaret ederek “Öncelikle, ABD ile varılan mutabakatın benzeri çerçevesinde PYD/YPG terör örgütünün Türkiye’nin Güvenli Bölge/Barış koridoru isimleriyle tanımladığı bölgeden çıkarılmasını Rusya da garanti altına almakta.
Yani Türkiye’nin bölgede aktif bir oyuncu olarak yer aldığını Rusya da kabul etti. Bu, Türkiye açısından büyük bir avantaj” dedi. Bozkurt “Terörizmin tüm şekil ve tezahürleri ile mücadele ve ayrılıkçı gündemleri boşa çıkarma kararlılığı olarak yansıtılan madde ile Türkiye ile Rusya’nın PYD/YPG terör örgütüne ortak mücadelesinin önü açılmış olacak.
Bu da Türkiye açısından önemli bir kazanım. Münbiç ve Tel Rifat’taki teröristlerin bölgeden çıkarılması ile ilgili madde ile Türkiye Fırat’ın batısında da terörizme karşı mücadelede kazanım elde etmiş olacak” diye devam etti.
TÜRKİYE İLE ŞAM’IN TERÖRLE ORTAK MÜCADELE KAPISI ARALANDI’
Rusya’nın, Suriyeli sığınmacıların ülkelerine dönmesi için ortak çalışma yapılacağının maddeler arasında yer almasının, Ankara’nın bölgedeki en önemli aktörün desteğini alması anlamına geldiğini söyleyen Bozkurt “Mutabakatın, bölgeyi ilgilendiren boyutları da son derece dikkat çekici. Örneğin Adana Mutabakatı’na yapılan vurgu önemli. Türkiye, Adana Mutabakatı’nı önemsiyordu.
Ancak Şam yönetiminin terörizmle mücadele yapabileceği yönünde kuşkular ağır basıyordu. Rusya ‘Adana Mutabakatı değişebilir’ diyerek gerekli manevra alanını açmıştı. Şimdi bu 10 maddelik mutabakatta, Adana Mutabakatı’na atıf yapılması, Türkiye ile Şam yönetiminin teröre karşı ortak mücadelesinin önünü açabilir. Elbette bugünden yarına bir gelişme olmaz. Ancak bir kapının aralandığını söylemek mümkün” ifadelerini kullandı.
‘ABD YENİLDİ, ROJAVA HAYALLERİ SUYU DÜŞTÜ’
ABD’nin bölgede yenildiğinin altını çizen Bozkurt “Suriye’nin kuzeydoğusu ABD’nin kontrolündeydi. Artık bu bölge Türkiye ile Rusya’nın kontrolünde olacak. Yani ABD bu bölgede yenildi. Önemli bir ayrıntı. Verilen 150 saatlik sürenin Cumhuriyet Bayramımızda sona erecek olması. 29 Ekim günü saat 18.00’de Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Rus askerlerle beraber ortak devriye atacak olması, simgesel açıdan da önemli. Bu mutabakatı terör örgütü açısından değerlendirmeye gerek yok. ABD’nin kendilerini bu bölgelerde terk etmek zorunda kalmasının ardından Rusya’nın da Türkiye’nin hassasiyetlerini kabul etmesi, örgütün ‘Rojava hayalini’ artık tamamen tarihin çöp sepetine atmış oldu. Hiçbir şekilde direnemeyeceklerdir” diye ekledi.