Abone Ol

Şok iddia!!! Neco'yu 33 yıllık eşi Oya'dan Tarikat mı ayırdı?

Neco kendisinden 25 yaş küçük sevgilisi uğruna 33 yıllık karısından ayrıldı. Oya Özyılmazel Neco'nun kendisine ihaneti nasıl itiraf ettiğini Savaş Ay'a anlattı. Çok ilginç bir detay var!

Şok iddia!!! Neco'yu 33 yıllık eşi Oya'dan Tarikat mı ayırdı?

NECO NAMAZ KILDI VE İTİRAF ETTİ:  SAVAŞ AY/POSTA

• " Oyacım sana söylediğim yalanların altında artık ezildim. Seni çok daha fazla üzmek istemiyorum. Biz İdil'le tekrar beraber olduk" dedi.

• Zeynep'e "Ben anneni çok seviyorum kızım" demiş. "Babamı ilk kez bu kadar ağlarken gördüm. Dayanamadım çıktım evden anne" dedi.

• Neco'nun ciddi bir felsefesi vardır. Kütüphaneler dolusu okur,araştırır. Allah'a inancı vardır.Yeni bir düzende mutlu olamaz ki o.

Nükhet Duru'nun Neco'yu kast edip söylediği şarkıya nazire yazdım ya, Oya'dan mesaj geldi telefonuma. "Gerçek dostluğunu, ağabeyliğini bir kez daha gösterdin. Ve beni ne kadar iyi tanıdığını da. Zor günlerimde yüreğimi serinlettin. Allah razı olsun" diyordu.
Bir süre daha mesajlaştık da Allah'tan fazla uzamadı bu telefona  yazı çizi işi. Şükür olsun sonunda görüşebildik de suskun mahzun Oya'nın ağzıdan 'kerpetenle' alabildim lafları.
Ona kendini değil Neco'yu sordum öncelikle.
Çünkü Bodrum'da genç meslektaşlarımıza aldığı tavır yadırgatıcıydı. Oradaki öfkeli adam halleri on yıllardır bildiğimiz, tanıdığımız çelebi adem Neco tavrı değildi malum…

- Çok asabiydi kocan, seyrettin mi?
- Evet seyrettim. Çok da üzüldüm. Onların orada görev yaptığını unutmuş gibiydi
- Belli etmemek istiyor ama fena geçiyor günleri galiba.
- Galiba haklısın
- Ne galibası Oya adamın sinirleri harap ve bitap düşmüş. Gözlerinden kıvılcım çıkıyordu
- Çok sinirlenmiş belli. O sırada o çocukların da iş yaptıklarını hesap edememiş. Yanlış oldu…
- Travmatik bir dönem bu hepiniz için
- Hepsi üst üste geldi be Savaşım. Önce Hasan Pulur olayı, arkasından Haşmet'in olayı. Sonra bu.
- Nükhet'e de kızdı herhalde?
- Nükhet'inki biraz ileri gitmiş latifeydi. Bu parçayı beraber okurlardı eskiden. Edith Piaf şarkısından tornistan
- Ama öyle yansımadı.
- Neyse yani… Bak Ayşe düşmüş bayılmış gazetede. İzne gitti şimdi. Birkaç gün dinlensin kendine gelsin diye.
- Oya, herkes konuşuyor da sen niye susuyorsun anlamıyorum
- Susuyorum çünkü kırmak, kırılmak istemiyorum.
GEÇEN SENE BAŞLAMIŞ
- Şimdi bana anlat bakayım, nedir bu işin aslı faslı, başı, sonu, ortası?
- (iyice hüzünlenerek) Sonu belli zaten
- Sence belli de, biz tam anlayamadık. Nasıl verildi ayrılık kararı?
- Bak Savaş, Bodrum'da da gayet güzel günlerimiz geçiyordu. Ailece oradayız. Bir sabah kalktık, kahvaltı ettik. Havada böyle yağmurlu biraz. Hadi günün programını yapalım, bugün ne yapalım dedik.
- Ne yaptınız?
- Kahvaltıdan sonra "Oyacım sana bir şey söyleyeceğim" dedi. Sıkıntılıydı.
- Ne zaman tam?
- Ramazanın da ilk  günüydü galiba.
- Fazla eski değil
- İçeri namaz kılmaya gitti.
- !!!!!!!
- Namazı kıldı geldi, dedi ki; " Oyacım sana söylediğim yalanların altında artık ezildim" dedi.
- Böyle başladı yani anlatış ?
- Evet… "Seni çok daha fazla üzmek istemiyorum" dedi
- Ã‚…Â….
- "Biz İdil'le tekrar beraber olduk" dedi.
- Bu kadar açıkça ?
- Evet. Ben bir İstanbul'a gitmiştim. Bu arada bunlar tekrar barışmışlar.
- Tekrar dediğine göre öncesini de biliyorsun?
- Bilmez olur muyum, tabii ki biliyordum.
- Ne zamandan beri?
- Bu geçen sene Ekim ayından beri devam eden bir şeymiş.
"BİR HATADIR YAPTIM" DEDİ
- Sormamış mıydın?
- Sordum ama o zaman bana "sadece arkadaşız" demişti Neco.
- Sonra?
- Sonra bu yazın başında yine bu olay böyle patlak verince ben uzaklaştım tabii.
- İstanbul'a döndün?
- Evet. Onlar aleni Bodrum'da geziyorlarmış, beraberlermiş.
- Bunu duydun ha?
- O arada ben yine Bodrum'a gittim, kızlar oradaydı, bizi yine bir buluşturdular, bir arada brunch yaptık falan ben ayrıldım sonra oradan
- Bir araya gelinmedi yani?
- Sonra Neco bir kaç gün sonra arkadaşıma bana telefon açtı dedi ki sen orada  kalmak zorunda mısın gel dedi.
- Döndün mü?
- Döndüm. Buluştuk, oturduk, yemek yedik.
- O zaman nasıl oldu aranız?
- "Ben bir hata yaptım. Ama lütfen bu konuyu kapatalım. Sen de bir daha bana bunu sorma" dedi
- Kapattın mı?
-  Ben de peki dedim ona. Her şey gayet güzel gitti. Ben bir daha dilime bile indirmedim. Yaşandı demek ki bitti diye düşündüm.
- Tolere ettin
- Her erkek yaşıyor çünkü böyle şeyler.
- Sonra ne oldu?
BİR ÖMÜR GİBİ
- Ondan sonra evdeki yardımcı kadınla ilgili İstanbul'a gelmek zorunda kaldım. Tekrar döndüm ki birileri araya mı girmiş, bir şey olmuş detayını bilmiyorum buluşmuş barışmışlar.
- Ne yaptın duyunca?
- İnanamadım, normal değil bunlar Neco dedim.
- Sonra?
- Tekrar İstanbul'a eve geldiğinde gayet medeni bir şekilde oturduk konuştuk.
- ???????
- O ağladı ben ağladım. Çok ağladık.
- Ã‚…Â….
- E biz 23 yıldır bir evde yaşıyoruz.
- Bir ömür gibi
- Sana bir şey söyleyeyim. Demek ki böyle bir şey yaşamak ihtiyacını hissetti. Yani bu adamı da kınamamak lazım.
- !!!!!!!!!!!!!
- Çok üzüldüm… Çok üzüldüm evet. İçimden bir parça koptu o evden giderken.
- Zor durum gerçekten de
-  (sesi titriyor) Hatta gelip sabah evden eşyalarını alacaktı. Bana dedi ki. "Sen evdeyken ayrılmaya dayanamam" dedi.
- Ne yaptın?
- Ben sabaha kadar ağla ağla evin içinde dön dolaş.
- Ã‚…Â…Â…Â….
- Sabah erkenden çıktım gittim. Sırf o öyle istedi diye.
O KADINI TANIMAM
- Ne olmuş evde sonra?
- O gelmişÃ‚Â… Eşyaları toplarken de çok ağlamış.
- Offf
- Of ki ne of. Sonra baktım büyük kızım Zeynep de benim olduğum yere geldi.
- O da sıfır moral tabii?
- Kötüydü yavrucak. "Babam ağlarken dayanamadım anne, onu ilk kez bu kadar ağlarken gördüm" dedi.
- Bir şey söylemiş mi?
- "Ben anneni çok seviyorum kızım" demiş
- Ã‚…Â…..
- Böyle işte Savaşçım. Bir yandan ağlarken, bir yandan da gitti.
- Eskiler büyü mü yapıldı filan der hani?
- Vallahi şüpheleniyorum.
- Büyüden mi?
- Bak bunu da ilk defa sana söylüyorum. Ama garip bir durum bu.
- Bu hanımın kim olduğunu biliyor muydun?
- Bilmiyorum ben de  bugün ilk defa Hürriyet gazetesinde suratını gördüm doğru düzgün.
- Hiç görmedin yani
- Hayır. Gazetecilerin çektiği kadar o teknede gördüm.
- Ne düşünüyorsun hakkında?
- Vallahi bilmiyorum yani Savaşçım. Tanımadığım bir insanın aleyhinde konuşmak istemem.
- !!!!!!!!!
MUTLULUĞUN RESMİ
- Sen beni iyi kötü bunca yıldır tanıyorsun.
- Tanırım da…
- Huyunu suyunu kişiliğini bilmediğim bir insan hakkında yorum yapmak istemiyorum. Bodrum'da bilmem ne seramik varmış. Onun ortağıymış galiba.
- !!!!!!!!!
- Hali vakti yerinde yani. Daha önce evlenmiş, boşanmış. Çocuğunun olmadığı biliyorum.
- Bunun sinyallerini alıyor muydun?
- Nasıl yani?
- Hatırlıyorum sizin evliliğinizin 25. yılını kutlamanız yapılmıştı Günay Kulüp'te.
- Muhteşemdi… Ne geceydi ama.
- Oraya gelmiştim, mutluluk fotoğraflarınızı çekmiştim. Şarkılar da söyledik hep birlikte. Sonra ne oldu da?
- Ah be Savaşım. Bak gülebilirsin söyleyeceğime şimdi
- ??????
- Şu dünyaya geldik ya…Ne yaşarsak yaşayalım, giderken 5 metre kefen
- !!!!!!!!
PARAMPARÇA
- O yüzden ağır konuşmam ben
- Farkındayım
- Hayatımı paramparça eden bu kadınla ilgili bile konuşmuyorum görüyorsun
- İdil hanımın ailesi de üzülüyordur
- Ailesi mutlaka vardır. Onlar için de çok zor bir şey bu durum. Allah kolaylık versin onlara da. Annesinin durumu çok zordur mesela
- İngiltere'ye hep birlikte gitmiştik. 'Hani' şarkısıyla Eurovision'da yarışacaktı Neco. Besteci Ahmet Tuğsuz da gelmişti. Bir ara onunla bir tartışma yaşamışlardı.
- Neleri hatırlıyorsun hayret sana
- Faruk Zapçı vardı Hürriyet'ten, Bir de Günaydın'dan Bora Paran vardı. "Nereye varacak bu kavga?" diye sorunca ne demiştin anımsıyor musun?
- Yok valla 25 sene geçmiş
- "Biz 'Dünya Sevgi Birliği' üyesiyiz. Kin tutmak, küs kalmak olmaz" demiştin
- Şöyle böyle hatırlıyorum. Niye sordun ki bunu?
- Bir iddia var da

TARİKAT PARMAĞI MI VAR?
- (şaşırarak) Ne iddiası?
- O Dünya Sevgi Birliği'nin kurucusu Refet Kayserilioğlu ölünce yazdığı gizli kitap çalınmış kasasından
- !!!!!!!!!
- Sonra o fikirler Mevlana Derneği diye bir kuruluşun temeli olmuş. Tarikat gibiler. Oraya katılanların çoğunun evliliği ya bitiyor ya problemler doğuyor. Tarikat içi manevi nikahlar falan iddiası
- Yok yok. Başkanları Bülent Hanımı söylüyorsun sen (Bülent Çorakçı). Onlarla hiçbir bağlantısı yok Neco'nun. Adımın Oya olduğunu bildiğim gibi biliyorum bunu.
- !!!!!!!!!
- Allah'a inancı tamdır. Başka şeylere kulak asmaz.


UYKU HAPI ALACAĞIM
- Ama yeni bir düzende mutlu olacağına inanmıyorum.
- Temenni mi tespit mi bu?
- Temenni olur mu? Bu kadar yıl iyiyi, kötüyü, üzüntüyü, sevinci birlikte yaşamışız. Bir kadınla birlikte oldu sevdi diye niye kötülüğünü isteyeyim.
- Kırgın mısın kızgın mı?
- Neco'ya mı?.. (aşırı duygulanarak) Ben ömrümün  sonuna kadar maddi manevi… İyi günde kötü günde… (zorlukla konuşuyor) Bana ihtiyacı olan her yerde her zaman yanına koşarım.
- Sen ne yapacaksın peki? Hayat akıp gidiyor
- Ben de hayatımı düzene koymalıyım. Çok zor günler geçirdim.
- Farkındayız hepimiz
- Evde göz yaşı, anneme gidiyorum, Nükhet'e gidiyorum oralarda da hep aynı hep aynı. Dön dön dur, ağla, sus…
- İstanbul'a gelince size uğruyor mu?
- İstanbul'a hanım arkadaşıyla birlikte geliyorlar. Onda mı kalıyorlar başka yere mi gidiyorlar nasıl sorayım?
- Allah kolaylık versin sana valla
- Sağ ol canım. Canım kardeşim, abim. Bak Beyaz Şov'a  çıkacakmış bu gece.
- Seyredecek misin?
- Hayır uyku hapı içip yatacağım
- !!!!!!!!
- Sinirlerim bozulur seyredersem

BEN KALİPSO SÖYLÜYORDUM O SOLİSTTİ TANIŞTIK

- Siz nasıl tanıştınız Neco'yla?
- (anlamlı gülerek) Nükhet tanıştırdı.
- Mimar-mühendis sendromu oradan geliyor yani Nükhet'in?
- O ikimiz de sever, iyiliğimizi ister. Biraz sitem ettim şarkı olayına.
- Tanışmaya gelelim yine
- Bostancı'da ünlü Gala Kulüp vardı hatırla
- Bilen unutur mu orayı?
- İstanbul Gelişim Orkestrası çok popülerdi o zaman. Neco da askerden yeni gelmiş, onların solisti olmuştu.
- Nükhet'te mi solistiydi orkestranın
- Hayır o tek çıkıyordu. Ayrı programı vardı onun.
DÜNYA GÜZELİ OYA
- Sen de sahnedeydin o yıllar.
- Evet şarkı söylüyordum ben de
- Meşhur kızımız, dünyalar güzeli genç şarkıcı kızımız Oya Germen'din.
- Canım benim sen seviyorsun bizi diye abartın
- Dünya güzeli Oya kanto okuyordu galiba?
- (gülüyor) Yok, kalipso okuyordum. Nükhet'le de iyi arkadaşız ya, provaya giderken beni de götürdü yanında. Gel heyecan basıyor beni. Yanımda ol kuvvet ver bana dedi
- Kuvvet vermeye gittin veeee!..
- Ve Neco'yla tanıştık orada.
- Nasıl adamdı da anında çarpıldın?
- Düzgün adam. Yakışıklı, hoş, karizmatik ve çok bilgili, kültürlü.
DÜZGÜN ADAMDIR
- Sonrası için değişti mi fikrin?
- (gayet kararlı) Hiç değişmedi. Sen de bilirsin, tanıyan herkes de bilir. Neco deli gibi kitap okur. Kütüphaneler dolusu kitap okumuştur. Derin felsefesi vardır. Tarihe, Coğrafyaya, doğaya, denize, gökyüzüne, insana hayvana, ağaca kayıtsız kalmaz.
- Sonra nasıl alevlendi ilişkiniz?
- ( dalgınca) Çok sevdik ikimiz de. Bu alacakaranlık kuşağında pırıl pırıl parlayan bir adamdı yani.
- Düzgün adamdır gerçekten de
- Ailece hep mazbut hayatı benimsedik yıllardır. Çok yakın arkadaşlarımızın daveti filan olacak da zor bela gideceğiz. Evde olmak en büyük huzurdu bize. O da öyle otursun, filmlerini seyretsin, müzik dinlesin, çalışsın.
- Evcimen adam
ASLAN YAVRULARI
- Şimdi bir tekne almış. Bir de ev tutmuş. Hayırlısı olsun ama dedim ya yürütebileceğini sanmam. Düzenine düşkündür o.
- Göreceğiz bakalım
- (gururla) Aslan yavrusu gibi 2 güzel kız çocuğu, 2 iyi insan büyüttük.
- Aslan yavruları ne durumda moral olarak?
- Olabildikleri kadar iyiler. Zeynep bu konuları konuşmuyor. Onlar babalarına saygıları sevgileri vardır. Ölümlü dünya. Bu adam bunlara bu kadar eğitim vermiş..
- Onlar için de kolay değil ki
- Bana her şeyi yasakladılar.
- !!!!!!
- (mahçup sesle) "Konuşmayacaksın anne!" diyorlar
- Duygularını kontrol edemezsin diye mi?
- Biraz öyle. Ama bak benim doğrularım bunlar işte. Anneme, yakınlarıma ne söylüyorsam sana da onları anlattım Savaşım.
BEYAZ ŞOVA BAĞLAN
- Yeter artık yıpratma kendini. Biraz da akışına bırak bari.
- Ahh ah!.. O kadar yorgun ve bitkinim ki ilaç atıp yatıyorum her gece.
- Ekonomik durum nedir?
- Benim sorunum yok şükürler olsun. Kendi ihtiyaçlarımı kendim karşılayabiliyorum. Aramızda hiç öyle bir sorun yaşanmadı yaşanmaz da. Ben kendi gücümle çalışmaya çalışıyorum.
- (gülerek) Beyaz  Şov'a telefona bağlanırsın belki
- Yok canım. Seyredersem sinirlerim bozulabilir. O yüzden erken alacağım uyku ilacını. Erkenden yatağa atacağım kendimi.