Karnaval" adını verdiği yeni albümünü bu hafta piyasaya çıkaracak olan Ege, Kelebek'le buluştu. Yakında siyasete atılacağını söyleyen şarkıcı, eski İtalya Başbakanı Berlusconi'nin başlattığı "Sağcı kadınlar, solculardan daha güzel" tartışmasına da şu sözlerle katıldı: "Solcu kadınlar can sıkıcı, sağcı kadınlar keyiflidir. Benim hayatımda solcu kadınlar beynime, liberaller ise ruhuma hitap eder..."
Siz nerelisiniz?
- İzmirliyim. Ama anne tarafım Acem ve Arap, baba tarafım ise Bulgar ve Yunan... Bende dört ayrı kan var yani.
Şöhret olmadan önce, yani İzmir'de, nasıl bir hayatınız vardı?
Sokak serserisi miydiniz yoksa...
- Hayır, asla serserilik yapmadım... Ben dünyanın en efendi çocuğuydum, genciydim. Bugüne kadar ne mahkemeye gittim ne de karakola. Hayatımda hiç kavga etmedim. Derdimi hep konuşarak anlatmayı becerebilmişimdir. Bir tek kadınlar konusunda zorlanmışımdır, o kadar.
Neden?
- Ne bileyim, bir tek onlara derdimi anlatırken zorlanıyorum. Beni anlıyorlar ama işlerine geldiği gibi anlıyorlar. Bu da beni çok üzüyor. Yine de onlara karşı bir düşmanlığım yok. Onlara tapıyorum... Ama aşktan uzak durmak, şu sıralar yaptığım en mantıklı şey.
Aşktan uzak durulmaz!
- Durulmaz ama ben becerebildiğim kadar duracağım. Çünkü bugüne kadar çektiğim sıkıntıyı, acıyı bir bilseniz, hak verirsiniz...
Anlatın o zaman...
- Anlatmam! Sadece şunu söylemek isterim ki; 30'una kadar solcu olmayana eşek, 30'undan sonra olana eşek oğlu eşek derler ya, benimki de o hesap... Ben de 30 yaşına kadar aşkta yaşanan her şeyi olağan karşılarım. Yani bir erkek 30 yaşına kadar aşktan ölsün, bitsin, bunalıma girsin, ne yaparsa yapsın, ama 30'undan sonra böyle bir şey olmamalı. Çünkü erkeğin hayatında, 30'undan sonra önceliklerinin değişmesi gerek. Benim artık önceliklerim değişti. Son iki yıldır işime öncelik veriyorum. İlişkilerden uzak duruyorum. Ne zaman birinden hoşlansam, hemen kaçıyorum. Benim standartlarımda birisini bulana kadar da kaçmaya devam edeceğim. Artık hiçbir kadının canımı yakmasına müsaade etmeyeceğim.
Kaç yaşındasınız?
- 37... Artık "lay lay lom" zamanlarım geçti. Ama dediğim gibi, söylediklerim asla yanlış anlaşılmasın, hálá kadınlara bayılıyorum. "Aman bir ilişki yaşayayım da benim sanatçı kişiliğimi beslesin" durumunda da olmadım hiçbir zaman. Çevreme bakıyorum, aşk yaşayıp da böyle mutlu, huzurlu olan, evlenen, baba olmak isteyen bir adam yok. Tuhaf, her şey çok tuhaf.
KLİBİMDE OYNAYACAK KIZLARI ERKEK DERGİLERİNDEN BULURUM
Konu kadınlardan açılmışken, biliyorsunuz Berlusconi sağcı kadınların, solculardan daha güzel olduğunu söyledi... Sizce?
- Güzel mi, değil mi bu konuda bir şey söyleyemem ama solcu kadınlar beynime, liberal kadınlar ise ruhuma hitap eder. Sağcı kadınlar daha keyiflidir, solcular can sıkıcı. Bu Berlusconi de ne ilginç bir adam! Meğer İtalya'nın Hülya Avşar'ı oymuş da haberimiz yok... Bence Berlusconi kesinlikle Hülya Avşar'dan ders almış... Ben siyasetle ilgilenmeyi düşünüyorum. Bugüne kadar birkaç partiden bu anlamda teklif aldım. Şimdi değil ama birkaç yıl sonra bu konuda ciddi adımlar atacağım. Türkiye'nin bir Berlusconi'ye ihtiyacı var değil mi?
Neyse... Yeni albümünüz "Karnaval"ı çok yakında piyasaya çıkaracaksınız. Biraz da albümüzden söz edelim...
- "Karnaval" belki de bugüne kadar en çok satan albümüm olacak. Çünkü bambaşka bir mantıkla hazırladım bu albümü. Artık dünya, ritim üzerine dönmeye başladı. Dünya hızlandı, o kadar hızlandı ki bunu yakalamak gerekiyor. Ben de ilk defa bu kadar ritmik şarkılardan oluşan bir albüm hazırladım. Albümde 17 şarkı var, 13 tanesi hızlı.
Bakalım hayranlarınız ritmik Ege'yi sevecek mi?
Peki... Eğlenceli bir klip çektiniz. Güzel kızlar oynattınız. Zaten güzel kızlar, kliplerinizin değişmezi...
- Öyle... Klibimde oynayan kızların hepsini ben bulurum... Yönetmene bırakmam...
Nasıl buluyorsunuz bu kızları?
- Erkek dergilerinden...
Gerçekten mi?
- Evet... Bayılırım erkek dergilerine... 1983 yılında ağabeyimin playboy dergilerini gizli gizli okumamla başladı bu merak. Ama bu merakı sadece cinsel içerikli düşünmeyin. Erkek dergisi okumak bir renklilik, çeşitliliktir. Bu dergilerde öyle yazılar vardır ki, orada sadece erkekliğinle ilgili değil, karakterinle ilgili de doneler bulursun. Bu dergilerin genel kültürünüze katkısı çok fazladır. Mesela ben İzmir-Göztepeliyim, Göztepe'nin Türk futbol tarihindeki önemini hiçbir zaman bilmezdim. Bir erkek dergisi sayesinde bunu öğrendim. Meğer Göztepe, Avrupa'da yarı finale çıkmış ilk Türk futbol takımıymış. Erkek dergileri, bir erkek için çok önemli bence.
Anladım... Yani klibinizde oynayan kızları bu dergilerden buluyorsunuz. Peki fotoğraflarına baktığınızda ne dikkatinizi çekiyor da, "aa bu kız mutlaka benim klibimde oynamalı" diyorsunuz?
- O dergilere poz veren kızların ilk olarak gözlerine bakıyorum... Bir organa bakmak, aslında o insanın ne kadar kazma olduğunu gösterir. Sonuç olarak ben bir kadının yaydığı elektriğe bakar, ona göre klibimde oynatmaya karar veririm.
Sezen'den sonra ben gelirim
11 yıldır müzikle uğraşıyorsunuz. Kariyerinizden mutlu musunuz?
- Evet, size bir şey söyleyeyim, Sezen Aksu'dan sonra bu ülkede işini en iyi yapan kişi benim. Sezen Aksu'yu iyi yapan, "Dünya değişiyor, ben bunun neresindeyim?" diyerek sorgulayıp, ona göre şarkılar yapmasıdır. Ben de öyleyim... O yüzden benim idolüm Sezen Aksu'dur. Ve her albümde mutlaka onun için yaptığım bir şarkı vardır. Bunu, bugüne kadar kimseye söylemedim. İlk kez anlatıyorum. O yüzden kendisi de ilk kez bu röportajda okuyacak. Dediğim gibi her albümümde ona selam olarak gönderdiğim bir şarkı vardır. Sonuç olarak kariyerimden memnunum.
Röportaj: Sema DENKER