Abone Ol

Kurtulmuş: Esas Gayemiz Tezgahı Dağıtmamak

NumanKurtulmuş asgari ücretle ilgili olarak, "Vatandaşın alım gücünün takviye edilmesi bakımından Türkiye’de ciddi bir asgari ücret artışı yapılması gerekiyor." idedi.

Kurtulmuş: Esas Gayemiz Tezgahı Dağıtmamak

AK Parti Genel Başkan Vekili Numan Kurtulmuş, katıldığı televizyon programında gündeme ilişkin soruları cevaplandırdı. Kurtulmuş, asgari ücret konusunda Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın saha araştırmaları yaptığını, beklentileri tespit ettiğini, işçi sendikalarının ve işveren sendikalarının da bu konudaki beklentilerinin masaya geldiğini söyledi.

Herkesi tatmin edecek hakkaniyetli bir asgari ücret tespiti olacağını kaydeden Kurtulmuş, "Özellikle yaşadığımız bu fiyat artışları karşısında vatandaşımızın alım gücünün takviye edilmesi, güçlendirilmesi bakımından Türkiye'de çok ciddi bir asgari ücret ayarlaması yapılması gerekiyor. Ülkenin ihtiyaçları çerçevesinde bunu belirleyeceğiz. Kural olarak herkesin tatmin olduğu, geniş kitlelerin, ‘tamam böyle iyi oldu’ diyebileceği bir rakam belirlenecektir" diye konuştu.

AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş konuşmasının devamında şu ifadeleri kullandı: Türkiye’de ekonomi hayatıyla ilgili ciddi şekilde işleyen mekanizma asgari ücret tespit komisyonudur. Bunun bir an önce açıklanması beklentiler için önemlidir. Çalışma Bakanlığı’mız saha araştırmalarını yaptı. İşçi ve işveren sendikalarının beklentileri masaya geldi. Biz en başından beri söylüyoruz herkesi tatmin edecek hakkaniyetli bir asgari ücret olacaktır. Vatandaşın alım gücünün takviye edilmesi bakımından Türkiye’de ciddi bir asgari ücret artışı yapılması gerekiyor.

Beklentiler bütçenin imkanları ve ülkenin ihtiyaçları çerçevesinde belirlenecek. İnşallah herkesin tatmin olduğu bir asgari ücret olur. Müzakereler devam ediyor.

KILIÇDAROĞLU'NUN ASGARİ ÜCRET TEKLİFİ

Benim de gönlümde dolar bazında asgari ücret verilmesidir. Bu anlamda işçi sendikaları da orada olduğu için o talepleri de karşılayacak makul bir asgari ücret ortaya çıkacaktır. Döviz üzerinden güncelleme yapmak eldeki bütçe imkanları bakımından sağlıklı bir yol değildir.

EKONOMİK 'OHAL' TARTIŞMASI

Saçma sapan bir iddiadır. Düşünülemez Türkiye ekonomik sistemini serbest pazar ekonomisi şartları içerisinde gündeme almış bir ülkedir. Serbest pazarın koşullarından taviz verilmeden devam eder. Dövizdeki fiyatlama konusunda serbest pazar fiyatları hakimdir. Stokçuluktan istifade ederek haksız kazanç elde etmek isteyenlere karşı hükümet her türlü tedbiri alır. OHAL’in konuşulması bile yanlıştır. Hükümet her türlü kontrolü yapmakta zorunludur. Tedbirini almak zorundadır. Ekonominin genel gidişatını korumak ve vatandaşı fiyat baskılarından korumak amaçtır.

Hükümet sadece asgari ücret değil memurların ve onların emeklileri ile ilgili de ilave baskıları kaldıracak ayarlamaları yapacaktır.

Bunlar vergi olarak dönmeyecektir. Her sene asgari ücret konuşulur bu sene neden daha fazla ilgi ortaya çıktı. Döviz kurlarındaki oynaklık dolayısıyla mallar olağanüstü pahalılaştı. Bu yeni durum karşısında korunması ve alım gücünün belli seviyede tutulması için gayret sarf ediliyor. Geçen seneki dönemleri kıyasla çok daha önemli bir hale geldi. Temel perspektifimiz vatandaşımızı enflasyona ezdirmemektir.

TÜİK RAKAMLARI TARTIŞMASI

TÜİK bugün istatistik verilerini koyan sorumlu ve Avrupa İstatistik Kurumu’na akredite olmuş tek resmi kurumdur. Dolayısıyla biz TÜİK ya da bir başka kurumun itibarını korumak zorundayız. Bunu söylerken de kastettiğim şey ciddiyettir. Orada verdiğim örneği beni tanıyanlar bilir yeni konuşmuyorum. Kimsenin hayat tercihlerini ayrımcılık olarak görmem. Dolayısıyla orada kastettiğim şey ciddiyet meselesidir.

Matematik hesaplama içerisinde TÜİK bunu yapıyor ve biz resmi olarak hesaplamalarımızda TÜİK’in açıkladığı rakamlar itibar etmek durumundayız. Herhangi bir konuyla ilgili devletin kurum ve kuruluşlarına olan itibar ortada kalmazsa o zaman kimin sözüne güveneceğiz? Herhangi bir Ankara’da Altındağ’da bir mahallede olay oldu. O gece öyle tweetler atıldı ki zannediyorsunuz ki Ankara yıkılıyor. Sorumsuzca tweet üzerinden bilgiyi paylaşana mı güveneceğim Ankara’da güvenliği sağlamakla ilgili resmi kuruma mı güveneceğim. O kurumları reforme edebilirsiniz bunlar ayrı bir konudur. Devletin resmi kurumlarına fikirlerine istatistikten bahsediyorsak rakamlara itibar etmeliyiz ki ortada kafa karışıklığı kalmasın.

Türkiye’nin akredite edilmiş tek istatistik kurumu TÜİK’tir. Bu yöntemlerin hepsi test edilmiştir. Türkiye ve diğer ülkelerde test edilmiş ve resmi rakamı ortaya koyuyor.

TÜRK LİRASI'NI KORUMAK İÇİN ESNAF VE VATANDAŞ NE YAPMALIDIR?

Geçen hafta yaptığım konuşmada iki cümle çekilerek algı operasyonuna dair ders olarak okutulması lazım. Türkiye zor bir süreçten geçiyor esas gayemiz tezgahı dağıtmamaktır. Avrupa’da 2008 finans krizi uzak doğu Asya’daki 1998 krizinde tezgahı dağıtan ülkeler toparlayamıyor. İnsanların ürettiği şeyleri toparlaması lazım. Üreticilerin bir takım desteklere ihtiyacı var. KGF üzerinden krediler veriliyor. 0 faizli destekler veriliyor. Niçin veriliyor piyasadaki dolarizasyon aşağı indirilmek için yapılıyor. Doların serbest piyasa koşullarında dalgalanmasını hedefliyoruz.

"ÜRETİM İÇİN VERİLEN PARANIN DÖVİZE YATIRILMASI DOĞRU DEĞİL"

Üretim için verilen paraların bir şekilde dövize yatırılmasının doğru olmadığını işaret ettim. Bunlar kimdir hepsinin takip edilmesi lazımdır. İlgili kurumların vazifesi bunları takip etmektir.

Bunun üzerinden de algı operasyonu yapılmaya çalışıldı. Bu anlamda da bu algı tersine dönmüş oldu. Az bile söylemiş diyen medyanın içerisinden arkadaşlar da oldu.

Nasıl yüksek faiz düşük kurdan çıkar sağlayan bir kesim varsa. Bugünde devletin titizlikle üzerinde durması gereken husus budur. Bu ortamda düşük kredili Türk Lirasını dövize yatırmak manipülasyondur.

Bunların ortaya çıkarılması lazım Türkiye'nin niçin bu noktaya geldik sorusu sorulduğunda. Osmanlı’nın önceki dönemlerinden başlayan Cumhuriyet tarihinde de devam eden bir problemimiz var. Millet olarak bizim tasarruf açığımız var bu da iki açık dediğimi bütçe ve cari açığı ortaya çıkarmıştı. Şimdi bunu iki yolla telafi edebiliriz. Bir yüksek faiz düşük kurla yurt dışından bol miktar sıcak para getirirsiniz 2013’e kadar böyle oldu. Siz içeride üretmezsiniz. Temel ihtiyaç maddelerinde bile elin oğluna ihtiyaç duyarsınız.

'TÜRKİYE'NİN ÜRETMEKTEN BAŞKA SEÇENEĞİ YOK'

Türkiye bugün üretmekten başka bir seçeneği yoktur. Mallarımız markalarımız küresel piyasalarda rekabet edecek. Bunun yolu da üretimin önünü açmaktır. Şu ortamda dahil organize sanayi bölgelerinde 3 vardiya üretim sürüyor.

Kalıcı bir başarıyı ve üretim çıkışını sağlayacak bir yoldur. Üreteceğiz dünya piyasalarına satacağız ve dışarıdan döviz kazanarak cari açık, istihdam meselesini halledeceğiz.

DÖVİZ KURUNDA DENGE NASIL SAĞLANACAK? 

Muazzam bir dolarizasyon eğilimi var. Biz üretimi artıracağız, istihdamı devam ettireceğiz ve ülkenin hepsini bu kalkınmadan pay almasını temin edeceğiz. İstikrarlı şekilde sürdürür manipülatif ataklardan başarılı olursa döviz kurundaki baskılarda belli bir noktaya gelinecektir.

Vatandaşlarımızın bir kısmının çekmiş olduğu yükümlülük görüldüğünden çok fazlasını biz de detaylı olarak görüyoruz. Hükümetin birinci derece sorumlu olduğunu biliyoruz. En kısa süre içerisinde belirli bir seviyeye gelmesini ümit ediyoruz. Bununla ilgili gerekli tedbirlerin alınmasını gayret ediyoruz.

Biz vatandaşımızın hayat pahalılığı ile ilgili ne çektiğini biliyoruz. Toplumu uzun uzun dinliyoruz. İnsanlarımız eleştiriyor kızıyor ama diyor ki yine bunu çözecek AK Parti’den başka bir durum görünmüyor diyor.

Ben bu anlamda tercihlere yansıdığını zannetmiyorum. Eleştirse bile çözümü buradan bekliyor. Üretim ile ilgili istikametin doğru olduğunu vatandaşımız da görür.

CHP LİDERİ'NİN HELALLEŞME AÇIKLAMASI

Ben kimsenin niyetinin ne olduğunu bilmem ama bu meseleyi samimiyetle gündeme getiriyorlarsa samimiyetle adım atacağı bir çizgiyi millete göstermek lazım. Önce özür dilemeyi bilmektir. CHP zihniyetini Türkiye’de mağdur ettiği büyük kitlelerden özür dilemek lazım. Eski dönemlere gittiğiniz zaman oradan da özür dilemek gerekir. Buradan samimiyetle bunu göstermeleri lazımdır.

Özür dilemeler açık bir şekilde ortaya konulmazsa bu seçime dönük bir manevra olarak algılanır geniş muhafazakar kitlelerin oyunu almak olarak algılanır.

MİLLET İTTİFAKI'NDA ADAY TARTIŞMASI

Başka partiler yumağının kimi aday göstereceğini söylemek bize düşmez. Ama başından beri yaptığımız bir eleştiri var. Bizim adayımız Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’dır. Karşı tarafın adayı meselesi aday bulmakta zorlanmaktır. Kimin aday olacağı meselesi değil hangi aday olacağı meselesidir. Şimdi hem HDP’lileri memnun edecek hem Türk milliyetçiliği kökeninden gelen İYİ Parti’lileri memnun edecek. Hem CHP’nin ulusal tabanını ikna edecek hem sola daha yakın olan kitleleri memnun edecek hakikaten işleri zordur.

Sayın Kılıçdaroğlu açıkçası şimdiye kadar kendi planları içerisinde doğru bir şekilde bunu götürdü. Bana şahsi fikrimi sorarsanız Türkiye’nin ikinci partisi olan CHP Genel Başkanı’nın aday olmasıdır. Nihai siyaset de bu değil midir? Herkes ilk turda yarışsın. Onu belirlemek bana düşmez ama ana muhalefetin başkanının da aday olması son derece normaldir.

HDP'Yİ KAPATMA DAVASI

Zaman içerisinde HDP’nin içerisinde çok farklı eleştiriler oldu sayın Kılıçdaroğlu helalleşme diyor bunun HDP tarafından da literatürü yüzleşmedir. Bu yüzleşmeyi yapmaya fırsat bulmadan ayrılmak zorunda kaldılar. Milyonlarca vatandaşın oyunu alan bir siyasi hareketin en önce yüzleşmesi gereken husus terörle olan ilişkisidir.

Eğer dönüp PKK’ya siz dağın ötesine gidin sizin varlığınız yüzünden Türkiye’de demokratik siyaset yerine oturmuyor. Terör, bomba insanlık suçu deyip PKK bile aralarına mesafe konulsaydı Türkiye bambaşka bir konumda olurdu.

Terörle aralarına aşılmayacak duvar örülmesi lazım. En büyük yanlışı da kendilerine oy veren vatandaşa yaparlar. HDP’nin de kadroları içerisinde bu yüzleşmeyi yapmasının doğru olacağının kanaatindeyim. Bunun zor olduğunun farkındayım bunu deneyenler oldu. HDP literatürü ile konuşulursa bu yüzleşmenin gerçekleştirilmesi doğru olur.