Abone Ol

Sosyal Medya Joan Miro'nun Resmine Benzeyen Yemeği Tartışıyor

Sosyal medyada Avukat Gönenç Gürkaynak’ın paylaştığı bir yemek fotoğrafı dünyaca ünlü İspanyol ressam Joan Miro'nun eserlerine benzetildi.

Sosyal Medya Joan Miro'nun Resmine Benzeyen Yemeği Tartışıyor

Yemeğe bir yorum da gastronomi yazarı ve TV programcısı Vedat Milor'dan geldi...

Avukat Gönenç Gürkaynak’ın yaptığı bir paylaşım gastronomi yazarı ve TV programcısı Vedat Milor’u kızdırdı.

Vedat Milor’un kızdığı konu ise Gönenç Gürkaynak’ın, “Letonya'nın başkenti Riga'da bugün vereceğim konferansın yemeğine götürdüler. Bu geldi. Ekmek banacakmışız. Daha kültürlü olmayı ve gülmemeyi dilerdim” diyerek fotoğrafını paylaştığı yemekti.

Vedat Milor kağıt üzerine çizgiler halinde desenler kurgulayarak bu tarz bir yemek yapılmasının bazı şefler tarafından “sanat” olarak nitelendirilmesini eleştirdi. Vedat Milor, “İşin kötü tarafı bununla sanat yaptığını zanneden şefler var” diyerek tepkisini dile getirdi.

Avukat Gönenç Gürkaynak da Vedat Milor’un bu tepkisine, “Mugaritz'de parmağa mecbur etmişlerdi. Hiç değilse bu sefer ekmek verdiler” diyerek yemeği hazırlayanları ti’ye aldı.


JOAN MIRO’NUN ESELERİNE BENZETİLDİ

Fotoğrafı paylaşılan yemek ise sosyal medyada İspanyol ressam Joan Miro’nun eserlerine benzetildi.

Birinci Dünya Savaşı döneminde Gerçeküstücülük ve Dadaizm akımı içerisinde yaptığı çizimleriyle tanınan Joan Miro söz konusu çalışmalarıyla dünyaca tanınan bir ressam haline geldi.

Joan Miro 14 yaşında Barselona'da La Lonja's Escuela Superior de Artes Industriales y Bellas Artes (Güzel Sanatlar ve Endüstriyel Sanatlar Okulu)'na katıldı. 3 yıllık sanat eğitimi sonrasında, burada memur olarak göreve başladı. Daha sonra sanat çalışmalarına devam edebilmek için bu görevi bıraktı ve 1912-1915 yılları arasında Barselona'daki Francesc Galí’s Escola d’Art isimli sanat okuluna devam etti. Galeri sahibi olan José Dalmau'nun teşvikiyle ilk sergisini Barselona'da 1918 yılında açtı.


1920 yılında Paris gezisi sırasında Pablo Picasso ile tanıştı. Bundan sonra Miro zamanının yarısını Paris'te geçirmeye başladı ve burada tanıştığı Max Jacob, Pierre Reverdy, ve Tristan Tzara ile Dada hareketine katıldı. Paris'teki ilk sergisi 1925'te Galeri Pierre'de büyük bir sürrealist hareket olarak yankı buldu.

1936'da iç savaş sebebiyle İspanya'yı terk etmek zorunda kaldı, 1941'de geri döndü. Aynı yıl New York, The Museum of Modern Arts'da ilk büyük retrospektif sergisini açtı. Miro, Josep Lloerns y Artigas'la birlikte seramik çalışmalarına başladı bununla beraber baskı alanına da ilgi gösterdi. 1954-1958 yılları arasını bu iki konuya konsantre olarak geçirdi. 1954'teki Venedik Bienali'nde grafik dalında büyük ödüle layık görüldü ve çalışması bir sonraki yıl Kassel'de yapılan ilk Documanta Fuar'ına dahil edildi. 1958'de Paris UNESCO Binası'ndaki eseri ile Uluslararası Guggenheim Ödülünü aldı. Sonraki yıl tekrar resim yapmaya başladı, 1960 yılında heykeltıraşlığa başladı. Miro'nun retrospektifleri, Paris, Musée National d’Art Moderne ve Grand Palais'de yer aldı.

Miro, 25 Aralık 1983'te İspanya'nın Palma de Mallorca şehrinde hayata gözlerini kapadı.

Odatv.com