Sözcü yazarı Can Ataklı, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Şükrü Karatepe'nin birlikte çektirdikleri fotoğrafla ilgili olarak "Bu fotoğraflar aslında referandumdan bir ay kadar önce medyaya servis edilmiş" iddiasını ileri sürdü.
"Örneğin ilk önce Hürriyet Gazetesi'ne servis edildiği ancak bu gazetenin fotoğrafları kullanmadığı söyleniyor. Nedense diğer bazı medya kuruluşları da bu fotoğrafları referandumdan önce kullanmamışlar" diyen Ataklı, "Bazı güvenilir kaynaklardan aldığım bilgiye göre fotoğrafların dağıtım merkezinin saray olduğu ileri sürülüyor" ifadesini kullandı.
Can Ataklı'nın "Hulusi Akar vakası (3) Kim sızdırdı?" başlığıyla yayımlanan (9 Mayıs 2017) yazısının ilgili bölümü şöyle.
Bu fotoğraflar aslında referandumdan bir ay kadar önce medyaya servis edilmiş.
Her ne kadar Odatv'de yazan Balyoz sanıklarından emekli amiral Türker Ertürk fotoğrafları yine eski bir subaydan aldığını söylese de aynı anda birçok gazete ve televizyona bu fotoğraflar gitmiş.
Örneğin ilk önce Hürriyet Gazetesi'ne servis edildiği ancak bu gazetenin fotoğrafları kullanmadığı söyleniyor. Nedense diğer bazı medya kuruluşları da bu fotoğrafları referandumdan önce kullanmamışlar. Referandumdan sonra ise fotoğraflar sosyal medya üzerinden dağıtıldı.
Bazı güvenilir kaynaklardan aldığım bilgiye göre fotoğrafların dağıtım merkezinin saray olduğu ileri sürülüyor. Saray neden böyle bir şeye gerek duysun?
Analiz
Genelkurmay Başkanı ile MİT Müsteşarı Amerika'dalar. Tayyip Erdoğan'ın “Trump'la görüşeceğini” açıklamasından sonra bu ikili yanlarına sarayın başdanışmanını da alarak Amerika'ya uçtular.
Hangi konuda ne tür bir pazarlık yapıldığını bilmiyoruz, muhtemelen Erdoğan'ın gezisinden sonra ortaya çıkacaktır.
Erdoğan adına Amerika'ya giden Genelkurmay Başkanı ile ilgili bir dizi fotoğraf yayınlandı son 10 gün içinde biliyorsunuz.
Bu fotoğraflardaki diğer “ünlü” isimler eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, saray başdanışmanlarından Şükrü Karatepe ve gazeteci Fehmi Koru idi.
Bu dörtlünün 50 yılı aşkın süre öncesinden arkadaş olduklarını bu arkadaşlığın lisede sınıf arkadaşlığından kaynaklandığını kamuoyu yeni öğrendi.
Tabii merak neredeyse 50 yıl sonra bu fotoğrafların neden oraya çıktığı idi.
Bu soruyu sormak elbette mantıklı. Çünkü fotoğraflar içinde bulunan kişilerin kendiliklerinden açıklaması ile gerçekleşmedi. Fotoğraflar medyaya servis edildi.
Bundan önce yazdığım iki yazıda fotoğrafların neden servis edildiğini herkes gibi merak ettiğimi belirterek “eş zamanlı olarak Orgeneral Akar'la ilgili tescilli cemaatçilerin bir yıl önce kendisini öven tweet'lerinin de yeniden servis edilmesinin bir cemaat operasyonu olduğu hissi yarattığını” yazmıştım.
Cemaatin daha önce birlikte çalışmalarına rağmen Akar'ın kendilerine ihanet ettiğini düşünmüş olabileceğini de öne sürmüştüm.
Ancak geçen hafta içinde bazı ilginç bilgiler geldi.
Bu fotoğraflar aslında referandumdan bir ay kadar önce medyaya servis edilmiş.
Her ne kadar Odatv'de yazan Balyoz sanıklarından emekli amiral Türker Ertürk fotoğrafları yine eski bir subaydan aldığını söylese de aynı anda birçok gazete ve televizyona bu fotoğraflar gitmiş.
Örneğin ilk önce Hürriyet Gazetesi'ne servis edildiği ancak bu gazetenin fotoğrafları kullanmadığı söyleniyor. Nedense diğer bazı medya kuruluşları da bu fotoğrafları referandumdan önce kullanmamışlar. Referandumdan sonra ise fotoğraflar sosyal medya üzerinden dağıtıldı.
Bazı güvenilir kaynaklardan aldığım bilgiye göre fotoğrafların dağıtım merkezinin saray olduğu ileri sürülüyor. Saray neden böyle bir şeye gerek duysun?
Söylentilere göre Erdoğan darbe gecesinden bu yana Akar'dan şüphe ediyor. Ancak bizzat kendi deyimi ile “dere geçilirken at değiştirmek” istemediği için bugüne kadar Akar'la ilgili bir tasarrufta bulunmadı hatta tüm yurtdışı gezilerinde yanında taşıdı.
Ancak önümüzdeki ağustos ayında Hulusi Akar'ın emekli edileceği konuşuluyor.
Bu nedenle ağustostan önce kamuoyu oluşturulmaya çalışılıyormuş.
Saraya yakın bazı kaynaklarım Akar'ın cemaatle çok yakın olduğunu ama gelişmeler beklendiği gibi gitmeyince nötr davrandığını sarayın da bundan hiç hoşlanmadığını söylediler.