Çölaşan, "Türkiye'de çok önemli bir kesim var ki, değil gezip tozmaları, sokağa çıkmaları bile yasak. 65 yaş üzeri olanlar! Yasağın gerekçesi şöyle: 'Bunlar yaşlı olduğu için virüsü çabuk kaparlar, kaptıktan sonra hastanelik olurlar.
Tedavileri hem güçtür, hem de pahalıdır. Dolayısıyla en iyisi bunları evde tutmaktır!' Bu yasak artık resmen saygısızlığa, zulme ve işkenceye dönüştü." görüşünü savundu.
Çölaşan, "Beylerin keyfi yerinde olursa 65 yaş üzerine bazen, yasaklı günlerde birkaç saatliğine çarşı izni veriyorlar! İyi de kardeşim, bu insanların dışarıda yapması gereken bir sürü iş var. Bankaya gidip para çekecekler, emekli maaşlarını alacaklar, belki para yatıracaklar. Noterde işlerini yaptıracaklar.
Vergilerini ödeyecekler. Böyle bir sürü iş… Üstelik çoğu geçmişte devlet terbiyesi almış olan bu insanlar artık sağlığını yitirmiş, psikolojik bunalıma girmiş durumda. Pek çoğunun evinde iki adım atacak bahçe veya açık bir alan yok. En basit tanımıyla kasları eridi, kireçlenmeler ve ağrılar başladı." düşüncesini dile getirdi.
Çölaşan, "Bizi yönetenlerin ise dini imanı para… Bunu artık hepimiz biliyoruz.Ama iş yandaşları zengin etmeye gelince devletin ve milletin parasını har vurup harman savurmakta üzerlerine yoktur.
65 yaş üzerini evde tutarken sarıldıkları gerekçe, açıktan söylemeleri mümkün olmasa bile hep aynıdır… 'Yaşlılar virüsü kaparsa hem ölüm riski, hem de tedavi maliyetleri epeyce yüksek oluyor. En iyisi onları evlerinde oturtmak ve böylece tedavi harcamalarında tasarruf sağlamaktır!' Yüz kızartıcı bir gerekçe." ifadesini kullandı.
Yazının devamı için TIKLAYIN