Dantel büstiyer ve jartiyerle cüretkâr hali basında yer alan genç kadınla buluşmak için Profilo Alışveriş Merkezi'ne doğru yürüyorum. Onu "Öyle Bir Geçer Zaman ki" dizisinin Mesude'si olarak tanıyoruz ama artık "Yaklaştıkça" adlı oyunda bambaşka biri olarak çıkıyor karşımıza. Nilperi Şahinkaya'dan bahsediyorum. Malum, geçtiğimiz hafta birçok yerde onun tiyatro sahnesinde çekilmiş seksi fotoğraflarına rastladık. Kafeye giriyorum. Erken gelmiş beni bekliyor. Dantel elbisesi, bembeyaz teni, firketeyle topladığı kızıl saçları ve hafif makyajlı yüzüyle çok etkileyici. "Bebek gibi kız" derler ya, işte öyle. Seksi bir kadından çok inatçı bir kız çocuğunu andırıyor.
Nilperi Şahinkaya'nın ses getiren striptiz sahneleri!.. FOTO GALERİ
* "Yaklaştıkça" adlı oyundaki striptiz sahneniz basında geniş yer buldu. Bunun tiyatroya saygısızlık olduğu, gereksiz yere ön plana çıktığınız da söylendi. Siz ne düşünüyorsunuz?
O sahnenin fazla ilgi çekeceğini ve basında yer alacağını biliyorduk ama biraz uzadı. Her gün gazetede fotoğraflarımı görmekten sıkıldım. Bu arada oyun nedeniyle ekstra popüler olduğumu da sanmıyorum. Önce de sokakta tanınıyordum şimdi de, artış yok yani.
* Bazı fotoğraflarınız gayet estetik ancak bazıları epey çirkin. Cep telefonuyla çekilmiş gibiler.
Galada basına izin verildi. Ondan sonrasında ise seyirci genellikle cep telefonuyla çekiyor ve o fotoğraflar meydana çıkıyor. Ama yapacak bir şey yok. O sahne geldiğinde seyirciye bakıyorum ışıklar yanıyor birer birer, herkes cep telefonunu hazırlıyor fotoğraf ya da video çekmek için.
* Konsantrasyonunuz bozulmuyor mu o ışıklardan?
İlk gün çok şaşırmıştım ama artık alıştım. Görmüyorum bile.
* İzleyicinin ilgisi nasıl? Sırf o sahne için gelenler de var mı?
Sırf o sahne için gelenler de oluyor. Zaten onları ayırt etmek kolay. Bakıyorsun oyun boyunca uyukluyor, ofluyor pufluyor. O sahne gelince dikilip gözlerini açıyor. Bazen de "Alice" diye bağıranlar oluyor.
* Alice rolü size nasıl geldi?
Üniversiteden bir arkadaşım Tiyatro İstanbul'da çalışıyor. Seçmeler yapılacağı zaman haber verdi. Girdim ve seçildim. Filmi de beğenmiştim. Orada Alice'i Natalie Portman canlandırıyordu ve çok başarılıydı. İzlerken "Keşke ben de oynasam" demiştim. Ancak benim Alice'im Portman'ınkinden daha cadaloz, daha hareketli ve canlı. Onunki mıymıydı.
* Striptiz sahneleri için özel bir hazırlık yaptınız mı?
Youtube'dan birkaç videoya baktım o kadar. Sonra dans hocamız ile çalıştık. Hareketleri gösterdi, gerisi kendiliğinden geldi. Genel olarak da role annemle hazırlandık. Okumaları birlikte yaptık.
* Hiç tepki vermedi mi? "Kızım ne bu böyle?" demedi mi?
Hayır, onun derdi sigarayla. Bir sahnede sigara var elimde. Ben de yeni bıraktım. Annem çok korkuyor yeniden başlarım diye. "Kızım soyunacaksan soyun, striptiz yapacaksan yap ama ne olur sigara içme" diyor. Babam daha izlemedi. Çıkan fotoğraflar konusunda yorum yapmadı. Ben ona önceden metni anlatmıştım, biliyordu.
* Oyuncu olmaya ne zaman karar verdiniz?
Annemin söylediğine göre 10 yaşından beri istiyormuşum. Bir operet izlemişiz ve o gün "Ben oyuncu olacağım" demişim. Bu onun çok hoşuna gitmiş tabii çünkü anneannemin de hayali oyunculukmuş. Lisede, ortaokulda tiyatro kulüplerine katıldım. Babam durumu üniversite dönemine kadar ciddiye almadı. Baktı ki ısrarlıyım. Bir de Bilkent'i burslu kazandım, itiraz etmedi.
* Babanız büyükelçi. Bir röportajınızda "Diplomat çocuğu olmak çok zordu" demişsiniz. Nasıl bir çocukluk geçirdiniz?
Annem TBMM'de dış ilişkiler uzmanıydı. Ona çok düşkünüm. Babamla hiçbir zaman fazla iç içe bir ilişkimiz olmadı ama arkadaş gibiyizdir. Hiç o klasik "otoriter baba" figürüne sahip olmadım yani. Utangaç bir çocuktum. Fazla arkadaşım yoktu, hatta hiç yoktu. Genellikle evde tek başıma oyuncaklarımla oynardım. Tiyatroyla ilgilenmesem belki hâlâ öyle biri olurdum. Diplomat çocuğu olmak zordur çünkü çok seyahat edersiniz. Bir yere alışmaya, bağlanmaya, arkadaş edinmeye şansınız olmaz. Ben Senegal'de doğdum, Almanya, Fransa ve İsviçre'de yaşadım. 15 yaşımda anne ve babam boşanınca da Türkiye'ye geldim. O yaşta bir çocuk için çok yıpratıcı bir şey bu. Bir de ben çok âşık olan bir kızdım. Tam çocuğa açılacağım ya da çıkmaya başlayacağız, pat diye taşınıyoruz. Babam yüzünden tüm çocukluk aşklarım yarım kaldı.
* Şimdi ne sıklıkla âşık oluyorsunuz?
Valla bir sene öncesine kadar sık sık oluyordum ama şimdi duruldum. Sevgilim yok. İstanbul'a taşındım ve hayatımda ilk kez tek başıma yaşıyorum. Evimde vakit geçirmek, yalnızlığımın tanıdı çıkarmak hoşuma gidiyor.
* Oyundan ve diziden arta kalan zamanlarda ne yaparsınız? Gece hayatınız var mı?
Taksim'in gece hayatını da beğeniyorum. Otto, Babylon,
The Hall, Flavio sevdiğim yerler.
Gündüz başka, gece başka kadınım
* Yurtdışında yaşadığım için doydum. Amerika'ya gideyim oyunculuk okuyayım derdim yok. Memleketimde oyunculuk yapmak istiyorum. Memleketime faydalı olmak istiyorum.
* Oscar almak benim için bir anlam ifade etmiyor. En büyük hayalim Avrupa Sineması'nda oynamak. Almanca, Fransızca, İtalyanca, İngilizce biliyorum. Bu da bir avantaj olacaktır.
* Uç karakterleri oynamayı seviyorum. Bir uyuşturucu bağımlısı, bir deli ya da yine bir striptizci olabilir. Sokakta çok göremeyeceğiniz karakterleri canlandırmak istiyorum.
* Kendimi yüz olarak çok beğenirim. Küçüklüğümden beri "Güzelsin" lafını duya duya alıştım ama ayna karşısında "Vücudum ne kadar güzel" demem.
* Alışverişi severim. Top Shop, Zara ve Twist'e giderim. Casette ve Lazy mağazalarında satılan ayakkabıları seviyorum.
* Gündüzleri sade giyinmeyi seviyorum, cici kız gibi oluyorum. Gece çıkarken ise cart renkleri tercih ederim. Biraz daha kadınsı ve vamp oluyorum. Gündüz başka gece başka bir kadınım.
* Yememe maalesef dikkat edemiyorum. Yemek yemeye bayılıyorum. Üç gün rejim yapsam dördüncü gün buzdolabının hepsini yiyorum. Neyse ki boş zamanlarımda spor yapıyorum.