Türkmendağı'nın düşmesinin bir dizi zafiyetin sonucu olduğu öne sürüldü. Bayır Bucak'ı işgale götüren süreç iddiaya göre şöyle gelişti: 2013 yılı ortasından itibaren Türkiye ile irtibat kuran muhalif grupların hiçbirisi muteber gruplar olmadı.
İdlip, Humus, Halep, Tel Abyat, Lazkiye bölgelerinde direnişte yer almayan gruplar aldıkları destekleri ticari amaçlarla kullandı. Örneğin Suriye'nin en büyük hırsız grubu Şuheda Bedir, Gureba Şam ve uzun süre İdlip bölgesinde istihbaratın desteklediği tek grup olma özelliği taşıyan ve şu an PYD ile Afrin'de ittifak ederek muhaliflere karşı savaşan Ceyş es Suvar bunlardan sadece birkaçı.
TÜRKMENLERE YARDIM EDİLMEDİ
Türkiye'den destek alan bazı gruplar aldıkları yardımları bir süre sonra Kobani ve Afrin bölgesi de dahil olmak üzere tüm Suriye'de satışa çıkardı. 2013 yılından itibaren rejime karşı savaşan Türkmen gruplar yardımlardan mahrum bırakıldı. 3 yıldır Ali Beşir, Sadullah Yüzbaşı, Ali Mısırlı gibi şu an De Mistura ve ABD istihbaratı ile işbirliği halinde olan ve bütün yardımları suiistimal eden şahıslara destek verildi. Tel Abyad bölgesinde IŞİD ve PYD ile de işbirliği içerisinde olan Abdullah Dede de Türkiye'den destek aldı. Türkmen Dağı'nda savaşan Türkmen Tugayları'ndan Sultan Abdülhamid Tugayı Komutanı, Suriye Masası Başkanı tarafından defalarca tehdit edildi. Türkmen Dağı'nda 2. Sahil Tugayı dışında kalan 7, 8 gruba hiçbir yardım yapılmadı ve mevcut facia ortaya çıktı.
ÇELİK İLE RÖPORTAJ YAPTIRILDI
Son uçak düşürme olayında Elazığ nüfusuna kayıtlı Alparslan Çelik ile Türkiye'den götürülen TV ve gazete muhabirlerine, istihbaratın yönlendirmesiyle röportajlar yaptırıldı. Sonrasında bu şahsın açıklamaları Türkiye'yi zor duruma düşüren ve halen yankıları süren sorunlara sebep teşkil etti. Bu durumun Suriye Masasının kasıtlı bir faaliyeti olduğu iddia edildi. Türkiye'de mafyavari işlerle uğraşan Alparslan Çelik'in bu beyanları vermesi Suriye masası tarafından bilinçli olarak kurgulandı.
Kaynak: Yenişafak