Gençlik örgütlerinin, IŞİD'in 20 Temmuz 2015'te Şanlıurfa'nın Suruç ilçesinde gerçekleştirdiği canlı bomba saldırısı sonucu ölen 33 genci anmak için Ankara Güvenpark'ta yapmak istediği anmaya izin verilmedi.
Suruç Katliamı’nın 6’ıncı yılında Konur Sokak’tan, "Suruç için adalet, herkes için adalet", "Suruç’un hesabı sorulacak" sloganları eşliğinde Güvenpark’a gitmek isteyenlere polislerce engellendi.
Çok sayıda kişiyi gözaltına alındı. Polis, eylemcileri yerdeyken tekmeledi ve darp etti.
İzmir'de, Suruç Katliamı'nda ölenleri anmak isteyen gençlik örgütleri, Karşıyaka İzban Durağı önünde toplandı.
"Suruç için adalet herkes için adalet" yazılı pankart ile ölenlerin fotoğrafları taşıyarak, sık sık "Gün gelecek, devran dönecek AKP halka hesap verecek" sloganları atan gençler, Karşıyaka Çarşı içerisinde yürüyüş yapmak istedi.
Anmaya, HDP'li vekiller Murat Çepni ve Serpil Kemalbay da katıldı.
Yürüyüşe izin vermeyen polisler, biber gazı kullandı ve çok sayıda kişiyi darp edilerek gözaltına aldı.
"Tek sanığa cezayla üstü kapatılmak isteniyor"
İstanbul'da ise katliamın yıl dönümü nedeniyle gerçekleştirilen basın açıklamasından sonra yürüyüş yapmak isteyenlere izin verilmedi. Plastik mermi ve biber gazı kullanan polisler, eylemcileri ve gazetecileri darp etti. Çok sayıda kişi gözaltına alındı.
Birgün gazetesinden Meral Danyıldız'ın haberine göre, Suruç Aileleri İnisiyatifi ve çok sayıda siyasi parti ve gençlik örgütü İstanbul'un Kadıköy ilçesinde bulunan Halitağa Caddesi'nde bir araya geldi.
Polis, suç unsuru içeren sloganlar atıldığını iddiasıyla anmaya katılanları uyardı, "aksi takdirde müdahale edileceğini" söyledi. Bunun üzerine Halitağa Caddesi’nde bulunanlar oturma eylemi düzenledi.
Oturma eylemi esnasında yapılan açıklamada, "Katliamın hemen ardından inisiyatif kurduk, arkasındakiler araştırılsın dedik. Alanda yeterli güvenlik önlemleri alınmamıştı. Katliamın hemen ardından yaralılarını hastaneye taşımak isteyenlere gaz bombası atıldı. Katliam sonrasında açılan davada ailelerin hiçbir talebi dikkate alınmadı. Biz öncelikle Suruç mahkemesinde dosyaya görüntülerin konmasını istemiştik. Dosyada hâlâ eksikler var. Biz olaydan hemen sonra, olay yerinin fotoğraflarını çeken şahsın bir kez olsun şüpheli olarak dinlenilmesini istedik, dinlenilmedi. Etkin bir soruşturma yürütülmedi. Tutuklu olan tek sanığa ceza verilerek üstü kapatılmaya çalışılıyor. Biz Suruç için adalet istiyoruz" denildi.
"Bugün sözde bayram, içimiz yanıyor"
Katliamda vefat eden Uğur Özkan’ın babası Mehmet Özkan, "Bugün sözde bir bayram. Biz bayram yapacağımıza buraya keyfimizden gelmemişiz. İçimiz yanıyor, onun için gelmişiz. Bu ne kadar zor bir şey. Maalesef bu bayram bize zehir oldu. Biz altı senedir adalet istiyoruz. Türkiye’de bir adalet olmuş olsaydı bu kadar insan ıstırap çekip buraya gelmezdi, bu kadar memur burada toplanmazdı. Adalet olsaydı biz burada ne yapacaktık" dedi.
Hatice Ezgi Saadet’in ablası Özge Saadet ise "Yüzlerce elden çığlıklar yükseldi. 6 yıl önce bugün 33 düş yolcusunun umutları, düşleri haince bir saldırıda yok edilmek istendi. Ancak Suruç’un hemen ardından yaralarımızı yalnız bırakmayanlarla bir olduk, yürüdük. Bu topraklarda adalet mücadelesi vermek bir olmak demektir. Biliyoruz ki adalet mücadelemiz engellemelere kalmadan devam edecek. Bizler de aileler olarak, burada, bir kez daha adalet mücadelesinden asla vazgeçmeyeceğimizi söylemek istiyoruz" diye konuştu.
Eylemciler, Halitağa'dan Bahariye'deki Süreyya Operası'na yürümek için harekete geçtikleri sırada polis engeliyle karşılaştı; çok sayıda kişi gözaltına alındı. Polis eylemcileri dağıtmak için plastik mermi ve yoğun şekilde biber gazı kullandı.
Gözaltına alınan bazı eylemcilerin, yüzlerinden yaralandığı görüldü. Bazı eylemciler rahat nefes almak için binaların içlerine girerken, polisler binaların içine biber gazı sıktı.
Yaşananları kaydeden basın çalışanları da polisler tarafından darp edildi. Darp edilen gazetecilerden Dokuz8 muhabiri Fatoş Erdoğan, elinden sakatlık geçirdi. Erdoğan, tedavisi için ambulansa alındı.