Sakarya'da mahalle sakinlerinin 'Aşk parkı istemiyoruz' diyerek yaptığı eylem Ayşe Arman'ın tepkisini çekti. Mahalle sakinlerinin parkta gençlerin öpüşüp koklaşmasından rahtasız olmasına anlam veremediğini söyleyen Arman, 'Gençlerin öpüşmesinden rahatsızlık duyan zihniyet, nedense Hüseyin Üzmez'i normal karşılıyor' diyor. Ayşe Arman, kendisinin ilk öpüşme tecrübesini anlatırken, 'Nerede öpüşeceksin bu ülkede' diyerek bu duruma tepki gösteriyor.
Hep o zihniyet
"Orhan Pamuk'un Masumiyet Müzesi'nin en çok nesini sevdim biliyor musun?" dedi bir arkadaşım. "Nesini?" dedim. "Bu müzede öpüşmek yasak değil, öpüşebilirsiniz diyor ya çok hoşuma gitti..."
Gerçekten de büyük sorun bu...
Nerede öpüşeceksin bu ülkede?
Zavallı gençler.
Zavallı sevgililer.
* * *
Siz ilk nerede öpüştünüz bilmiyorum.
Ben eski püskü bir apartmanın birinci kat balkonunun altında. Sürüne sürüne girdik oturduk oraya. Sanki o toz içindeki salak yerde oturmak çok normalmiş gibi. Sanki biz hep balkon altlarına girer otururmuşuz gibi. Bir an göz göze geldik. "Tamam hazırım" dedim. Gözlerimi kapattım ve bekledim, sevgilim de öptü beni. Dudaklarımız birbirine değdi o kadar. Yine de çok çok acayip hissettim ki kendimi, içimden "Yaşasın" dedim, "Sonunda ben de öpüşüyorum, tıpkı filmlerdeki gibi..."
* * *
Ama daha ne olduğunu anlayamadan...
İlk öpücüğün keyfini bile varamadan...
Kıkırdamalar duydum.
İstemeye istemeye gözlerimi açtım.
Aman Allah'ım!
Bizim mahallenin ve arka mahallerin bütün veletleri toplanmışlar, bize bakıp gülüyorlar, o zaman anladım dokunmanın, öpüşüp, koklaşmanın bu ülkede hiç ama hiç hoş karşılanmadığını...
Ya alay ederler ya da seni orospu ilan ederler.
Sürünerek girdiğimiz yerden sürünerek çıktık ve hızla oradan uzaklaştık.
* * *
Sonraki günlerde de kara kara düşünmeye başladık:
İyi ama biz nerede öpüşeceğiz?
Mami, "Arkadaşın eve oturmaya gelebilir" diyor ama...
Otur otur nereye kadar.
Biz öpüşmek istiyoruz, bizi kimse anlamıyor.
Öpüşecek yer yok.
Okulda öpüşemezsin.
Yasak.
Sokakta öpüşemezsin.
Yasak.
Parklarda banklarda otursan şüpheli şüpheli bakıyorlar, gençleri oralardan kovalıyorlar.
Piknik yerlerinde filan, delirdin mi sen, jandarma basıyor, kimlik soruyor.
Kabus yani.
Öpüşmeyi, aklından bile geçirmeyeceksin.
Bunun sebebini asla anlayamadım ben.
Neden gençlerin öpüşmesinden insanların bu kadar korktuğunu, rahatsız olduğunu da...
* * *
Serin apartman bloklarına giriyorduk öpüşebilmek için.
Asansörlere biniyorduk, 10. kata çık, sonra zemine geri in.
Hatta yüzmek bile öpüşmek için bir fırsattı.
Boş binalar, kimsenin olmadığı mekanlar, arkadaş evleri...
Suç işliyormuşsun gibi...
Suç mu öpüşmek?
Sevdiğin insanın elini tutmak, sarılmak.
Şimdi düşünüyorum da...
Yazık bize ya.
Böyle büyüdük bir nesil.
Bizden öncekilerin durumu, bizden de vahim.
* * *
Geçen gün, parkta gençlerin banklarda ele ele oturmasını, öpüşüp koklaşmasını engellemeye çalışan "Buranın aile parkına dönüştürülsün istiyoruz!" diyenlerin haberlerini okuyunca geldi bunlar aklıma...
Gençlerin dokunma hakkını elinden almak isteyen bir zihniyet.
Her şeye yasak getiren bir zihniyet
Seksi lanetleyen, kötü bir şey gibi sunan bir zihniyet.
Seksten korkan bir zihniyet.
Ama buna karşılık Hüseyin Üzmez gibi sapıkları normal karşılayan bir zihniyet.
Belki de bu yasaklar yüzünden böyle iğrenç adamlar çıkıyor.
Çocuklarımızı yetiştireceğimiz ülke bu ülke mi?
Düşündükçe acayip moralim bozuluyor.
Ayşe Arman/Hürriyet