Independent Türkçe'ye konuşan Tantan, siyasi anlayışların siyaseti kimliksizleştirdiğini, halkın gelişimini ve zihinsel anlamda heyecanını çökerttiğini ve devleti aciz duruma düşürdüğünü öne sürerek, "Bugün Sedat Peker'in söylemlerinin ardından devlet harekete geçmeliydi ama geçemiyor. Bu da güvenilirliği sarsıyor. Eğer TBMM harekete geçemiyorsa, buna dur diyecek bir çaba içerisinde değilse, siyaset bu konuda bir proje üretmek için ortaya çıkamıyorsa, korkuyorsa, demek ki kirlilik iç içe devam ediyor demektir" ifadelerini kullandı.
"Siyasetin karar vermesi lazım ama..."
"Türkiye Cumhuriyeti Devleti bugün Meclis'te bulunan siyasi partilerle kaim değil" diyen Tantan, "Siyaset, devletin ve ülkenin yıpranmasına, itibarsızlaşmasına seyirci kalamaz. Bazı muhalefet partileri çırpınıyor ama söylemde iktidarı sıkıştırabilir. Türkiye'de legal anlamda örgütlü suçların derebeylikleri oluştu. İllegal anlamda ise bunlar halkı soyan yapılar. Siyaset karar verirse bu yapıları ortadan kaldırmak çok kolay bir iş. Ama önce siyasetin ülkenin itibarını düşünmesi gerekiyor" şeklinde konuştu.
"Türkiye'de derin devlet yok"
Sedat Peker'in Mehmet Ağar için kullandığı "derin devletin başı" ifadelerini de değerlendiren Tantan, şunları kaydetti:
"Derin devlet diye bir şey olsa bu kadar kirli, kimliksiz, ülkeyi itibarsızlaştıran siyasi figürler parlamentoya girebilir mi? Gerçek anlamdaki, Amerikan, İngiliz, Fransız, Alman derin devletindeki gibi düşünün. Öyle bir derin devlet yok. Türkiye NATO'ya girdikten sonra gerek askeri gerek siyasi gerekse de ekonomik kanadındaki hareketliliği iyi okumak gerekiyor. Onun kullandığı altyapıları I. Dünya Savaşı öncesi Osmanlı'yı çökerten İngiliz istihbaratının altyapılarını iyi anlamak gerekiyor. Şimdi de Türkiye'yi kendisini kuşatan ülkelere karşı itibarsızlaştıran bu taşeron siyaset anlayışını iyi görmek gerekiyor."