Amerikan İç Savaşı'ndan yıllar sonra, suçlu avcısı "Cellât" John Ruth (Kurt Russell) ve fayton sürücüsü O. B. Jackson (James Parks), Wyoming'de bir kar fırtınasına meydan okuyarak Daisy Domergue (Jennifer Jason Leigh) adındaki katili, adalete teslim etmek için Red Rock'a götürüyorlar.
Dondurucu fırtınada ilerlerken Roth, eski bir tanıdığı ve dostu olan suçlu avcısı Binbaşı Marquis Warren'a (Samuel L. Jackson) ve Red Rock'ın yeni şerifi olduğunu iddia eden, aynı zamanda Konfedere Devletler'in İç Savaş kahramanlarından birinin oğlu olan Chris Mannix'e (Walton Goggins) rastlar. İkiliyi arabaya alma konusunda isteksiz olan Ruth, suçluyu teslim etme işinde Warren'ın kendisine yardımcı olma ihtimâli üzerine ikisini de arabaya kâbul eder.
Fırtınada ilerlemek imkânsız hâle gelmeye başlayınca ekip; atların su içebileceği, yerel bir dinlenme yeri ve mağaza olan Minnie'nin Yeri'nde fırtınanın dinmesini beklemeye karar verir. Ancak Minnie hiçbir yerde yoktur, onun yerine dört kibar yabancı mekânda yaşamaktadır: Oswaldo Mobray (Tim Roth), "Meksikalı" Bob(Demián Bichir), Joe Gage (Michael Madsen ve Konfedere Devletler ordusunda savaşmış General Sanford Smithers (Bruce Dern). Bu yeni dostlarının hepsinden kuşku duyan Ruth, mekânda kalmaya karar verir ve niyetleri belli olmayan tehlikeli adamlarla çevrili iki gün için kendisini hazırlar.
2014 yılında filmin senaryosu sızdırıldığı ve birçok yerde yayıldığı için, yönetmen Quentin Tarantino projeyi iptal etmişti. Fakat gelen olumlu tepkiler Tarantino'yu işi tamamlamaya itti ve sızdırılan senaryo üzerinde yapılan ufak tefek değişikliklerle film tamamlandı. Sonuç ise, Tarantino'nun bugüne kadarki en başarılı ve keyif verici yapımlarından biri oldu. Hem Tarantino hayranlarının hem de genel sinema izleyicisinin oldukça beğendiği bir film ortaya çıktı. Akıcı ve zekice hazırlanış senaryo, keskin bir sinematografi ve usta oyuncular tarafından sergilenen çarpıcı performanslarla birleşince, Quentin Tarantino başyapıtlarının arasına bir yenisini daha eklemiş oldu.
TARANTİNO'NUN BAŞYAPITLARINDAN BİRİ...
Oyuncu kadrosuna bakınca, her karakterin hatırlanmaya değer bir drama ve nüktelerle yer aldığını görüyoruz. Bu da filmin, Tarantino'nun en iyileri listesine girmesinin sebeplerinden biri. Filmdeki hiçbir karakter boş yere kullanılmış değil, her bir karakterin ayrı ayrı öne çıktığı en az bir sahne mevcut. Tarantino'nun birçok filminde olduğu gibi, "The Hateful Eight" de birbirine yakından bağlı farklı küçük hikâyelerden oluşan bir seri. Dolayısıyla karakterlerin hepsi gerektiği zaman bu öykülerin içinde öne çıkabiliyorlar.
Özel olarak baktığımızda; Samuel L. Jackson, rol aldığı önceki Tarantino filmlerindeki gibi yine oldukça başarılı bir oyunculuk sergiliyor. Jackson'ın hayat verdiği Binbaşı Marquis Warren, filmde sadece sıradan bir İç Savaş dönemi karakteri olmanın ötesinde bir yere sahip. Samuel L. Jackson'ın birinci sınıf performansı sayesinde yönetmen Tarantino, filmdeki en zorlu mücadelesinde başarılı oluyor: Kötü adamları seyirciye sevdirme.
KARAKTERLER YAPMACIKLIKTAN UZAK
Benzer şekilde, usta oyuncu Kurt Russell'ın canlandırdığı John Ruth karakteri de aynı derecede büyüleyici (Başlangıçta zincirle elleri bağlanmış bir kadını itip kakmasına rağmen). "The Hateful Eight"in karakterleri kibar, politik doğrucu veya kendine hâkim tipler değiller. Bu özellikleri başlarda rahatsız edici gelse de, yapmacıklıktan uzak olmaları karakterlerin keyifle izlenmelerini sağlıyor. Filmdeki her oyuncu rolünden memnun olabilir, ancak Walton Goggins, Tim Roth, Demián Bichir ve Jennifer Jason Leigh'in hayranları Tarantino'nun bu oyuncuların üzerine odaklanmasından özellikle memnun olacaklardır.
Sonuç olarak, "The Hateful Eight" gerek Tarantino'nun hayranları gerekse diğer sinemaseverler için kesinlikle kaçırılmaması gereken bir yapım. Western filmleri Tarantino hayranlarının genel olarak en sevdikleri tür olmasa da, "The Hateful Eight" unutulmaz oyuncu performansları, eğlendirici anektodları ve sürükleyici senaryosuyla izleyiciye çok şey vâdeden kaliteli bir film olarak öne çıkıyor. Ancak; bir Tarantino klâsiği olarak filmde yer alan aşırı şiddet ve kaba dilin, hassas sinema izleyicileri için rahatsız edici olabileceği noktasına da dikkat çekmek gerekiyor.