Yüksek Seçim Kurulu'nun (YSK) İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimini iptal etmesi kararının Türk Lirası'nda yarattığı deprem, Türk bankalarının piyasadaki rolü üzerinde soru işaretleri oluşturdu.
Dün Türk kamu bankalarının doların yükselişini önlemek için son 24 saatte 1 milyar dolar civarında döviz sattığı iddiası, halihazırda takipteki alacak oranları yükselen Türk bankaları için kötüye gidiş şeklinde yorumlandı.
Bloomberg'in haberine göre, kredi borçlarının yeniden yapılandırılması yığını üzerine, borç verenler şimdi daha yüksek faiz oranları ve daha zayıf sermaye seviyeleri tehdidi ile karşı karşıya.
Liranın salı günü yedi ayın en düşük seviyesine düşmesi, şirketlerin döviz borçlanmalarını geri ödemelerini daha da zor hale getirdi. Bu zorluk, Türk ekonomisinin kilitlendiği durgunluktan çıkma çabalarını daha da kötü etkileyecek.
Özyeğin Üniversitesi'nden Prof. Ümit Özlale, konuya ilişkin olarak "TL'nin düşüşü Türk ekonomisinde kısır bir döngü yaratıyor" dedi.
Kredi sağlayıcı bankacılık sektörü, YSK'nın kararı sonrası baskı altında. İBB Başkanlığı seçiminin yenilenmesi kararı siyasi kargaşa riskini artırmış durumda.
Şirketler, geçen yıl liranın dolar karşısında yüzde 28'lik düşüşünün ardından yaklaşık 28 milyar dolarlık borçlarını yeniden yapılandırma talebinde bulunmuş, bankaların sermaye oranları sıkışık durumda kalmıştı.
Kredi atağı
Hükümet, 31 Mart seçimleri öncesinde kamu bankalarını ticari ve uluslararası akranları geri çekilirken daha fazla kredi vermeye zorlamıştı. Reel sektörün döviz yükümlülükleri şubat ayı sonunda Türkiye'nin gayri safi yurt içi hasılalarının yaklaşık yüzde 40'ına karşılık gelecek şekilde 315 milyar dolardaydı.
Merkez bankası verilerine göre, döviz varlıklarına karşı netleşse bile açığın 197 milyar dolar olduğu görülüyor.
Londra'da Nomura International Plc'de ekonomist olan İnan Demir "Ekim'den bu yana olan göreceli sakinlik, yerini yeniden lira kabusuna bırakmış durumda. Lira değer kaybettikçe daha fazla şirket döviz borcu ödemelerinde zorlanacak ve bankalara kredi yapılandırma konusunda daha fazla baskı yapacak" dedi.
Demir'e göre bu durum, bankaların kârlılıklarını ve potansiyel olarak sermayelerini baltalayacak.
Toplam kredilerin takipteki alacakları, 2018'in başında yüzde 2,9'ken, mart ayında yüzde 4,04'e yükseldi. Bu oranın yıl sonuna kadar yüzde 6'ya kadar çıkabileceği tahmin ediliyor.
Haberde, sadece Türkiye'nin enerji endüstrisi 51 milyar dolardan fazla ödenmemiş kredi borcu bulunduğu vurgulanıyor.
Hisse senetleri değer kaybediyor
Habere göre yatırımcılar, Türk bankalarında yaşanacak zorluğu yatırım tercihlerine yansıttılar. 13 üyeli Borsa İstanbul Bankalar Endeksi son 12 ayda yüzde 18 değer kaybederken, bu düşüş BIST 100 Endeksi'nde yüzde 9,3'le sınırlı kaldı.
Bloomberg verilerine göre, bankalar şu anda defter değerlerinin neredeyse yarısında işlem görüyorlar.
Bloomberg analisti Tomasz Noetzel ise, "Türkiye'de siyasi kaosun artması ve ABD-Çin ticaret savaşının yarattığı korkulara paralel olarak lira üzerindeki baskının kısa sürede ortadan kalkması pek mümkün değil.
Bu, Türkiye'deki 460 milyar dolarlık toplam krediler içinde yüzde 40'lık paya sahip fx bazlı kredi sahipleri, yani bankalar açısından son derece büyük bir tehdit" yorumlarında bulundu.