Ayşın Savatlı / New York / Medyafaresi.com
Trump’ın Vergilerindeki “Türkiye” Detayı
3 Kasım Başkanlık seçimlerine çok az zaman kala, ABD’de politik, sosyal, ekonomik, hukuki skandallar bitmek bilmiyor. 2016 başkan adaylığı döneminden beri hakkında çeşitli iddialar ortaya atılan başkan Trump’ın vergi konusu, New York Times gazetesinin özel araştırması ile gündeme bomba gibi düştü. Trump’ın vergi skandalı son günlerin en çok konuşulan konusu oldu.
NY Times’ın yaklaşık 20 yıllık vergi raporlarına dayandırdığı araştırmasına göre, başkan Trump başkan seçildiği 2016 yılında ve ilk başkanlık yılı olan 2017’de sadece 750 dolar gelir vergisi ödedi.
Şirket gelirlerinin giderlerinin altında kaldığını gösteren vergi beyannamelerine göre, Trump’ın varlıkları büyük boyutta zarar ediyordu ve milyonlarca dolarlık finansal kayıplarla borca batık hale gelmişti. Ayrıca son 15 yılın 10 yılında hiç vergi ödememişti. 2018 ve 2019 yıllarına ait vergi raporlarına ise gazete tarafından ulaşılamadı.
Emlak kralı babası sayesinde, henüz 3 yaşındayken bile 413 milyon dolar serveti bulunan Trump, “The Apprentice” isimli televizyon programında kazandığı yaklaşık 427 milyon doların tamamını kötü giden diğer işlerini finanse etmek için kullanmıştı; ancak kötü gidişi durduramadı ve borç miktarı bugün itibariyle 421 milyon dolara ulaştı.
Forbes Dergisi’nin 2019 yılı belirlemelerine göre, 2.5 milyar dolar serveti bulunan başkan Donald Trump, Eylül 2019 itibariyle, koronavirüs pandemisi nedeniyle 600 milyon dolarlık kayıp yaşadı.
NY Times raporu, Trump grubunun finansal olarak kötü durumunu göstermenin ötesinde, Amerikan ulusal güvenlik kaygıları açısından da önem arz ediyor. Rapor, başkan Trump’ın, başkan olduktan sonra yabancı ülkelerden elde ettiği kazancın kamuoyuna açıkladığından daha fazla olduğunu gösteriyor.
Trump, başkanlık döneminin ilk iki yılında kazancının 73 milyon dolarlık kısmını deniz aşırı yatırımlarından elde etmişti. Bu gelirlerin çoğu İskoçya ile İrlanda’daki golf tesislerinden ve Türkiye, Hindistan, Filipinler gibi çeşitli ülkelerdeki lisans anlaşmalarından gelmekteydi. Trump’ın Filipinler’de 9.3 milyon, Azerbaycan’da ise 5 milyon dolar değerinde otel projeleri yaptığı görülüyordu.
Trump’ın Amerikan başkanlığının ilk yıllarında, Filipinler’den 3, Hindistan’dan 2.3, Türkiye’den ise 1 milyon dolar nakit şeklinde gelir elde ettiği vergi beyannamelerinde görülüyordu. Ayrıca, yine bu raporlardan, geçtiğimiz 20 yıl içinde, Türkiye İstanbul’daki Trump kulelerinin lisans anlaşmalarından 13 milyon dolardan fazla gelir elde ettiği anlaşılıyordu.
2017 yılında Amerikan Vergi Dairesi’ne sadece 750 dolar gelir vergisi ödeyen Trump, Panama, Hindistan, Filipinler gibi ülkelerde yüzbinlerce dolar vergi ödemişti.
“Açık Sırlar” (Open Secrets) isimli, politikada paranın etkisini araştıran bir organizasyonun 2019 tarihli raporuna göre, Trump’ın başkanlık döneminin ikinci yılının sonuna kadar yurtdışındaki varlıklarının toplam değeri 130 milyon dolara ulaşmıştı. 2016’dan 2019’a kadar geçen dönemde, Trump’ın beyan ettiği gelirlerinin 7 milyon dolarlık kısmı Türkiye’den geliyordu. Ayrıca Filipinler’den ve Hindistan’dan da toplam 9 milyon doların üstünde gelir elde ediyordu.
Başkan Trump, yabancı ülkelerdeki yatırımları nedeniyle Amerikan dış politikasını objektif yürütmemekle suçlanıyor. Özellikle otoriter ülkelere, Amerika’nın çıkarlarının aksine olacak şekilde, arka çıktığı iddia ediliyor. Yabancı ülkelerin Trump ile aralarında kurulan ticari ilişkileri kullanarak politika ve diplomasiyi manipüle ettikleri söyleniyor.
Trump şirketleri ile kurulan ticari ilişkiler yoluyla başkan Trump’ın yabancı politikada etki altına alındığı iddia ediliyor. NY Times’ın raporu ile bu uluslararası ticari ilişkilerin bugüne kadar bilinenlerden çok daha derin ve geniş kapsamlı olduğu anlaşılıyor.
Başkan Trump’ın, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yakın ilişki içinde olmasının da Türkiye’deki ticari bağlantılarından kaynaklı olduğu söyleniyor. Her ne kadar, ikili arasındaki ilişki, rahip Brenson olayı, Suriye meselesi ve sonrasında başkan Trump’ın, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik diplomatik saygı sınırlarını fazlasıyla aşan mektubu ve ekonomik tehditler içeren tweetleri ile zedelense de hala sağlamlığını koruyor.
Türkiye ve diğer ülkelerin, Trump ile ilişkileri geliştirmek için, Trump’a ait otellerde konaklayıp, organizasyonlar düzenlemeleri konusu Amerikan medyasında eleştiriliyor. Türk Hava Yolları’nın, Türkiye Varlık Fonu’na devredilmesinden bir süre sonra, 18 Eylül 2017’de THY Dünya Golf Kupasını başkan Trump’ın Washington DC’deki “The Trump National Golf Club” tesislerinde düzenlemesi Trump’ın yabancı ülkelerle kurduğu bireysel ilişkilere örnek olarak gösteriliyor. Ayrıca 2017 tarihli CBS haberinde, başkan Trump’ın bir işletmesine ait gelirlerinin kaynağının çoğunu %49 hissesi yabancı bir devlete ait olan ismi açıklanmayan bir havayolu şirketince karşılandığı söyleniyor.
Amerikan kamuoyunda cevabı bilinmeyen diğer bir önemli soru ise başkan Trump’ın 421 milyon dolarlık borcunun kime olduğu sorusu. Kamuoyunda bu yüksek meblağlı borcun yabancı bankalarca veriliyor olması ihtimaline ilişkin kaygılar dile getiriliyor.
Trump iştiraklerinde görev alan kişilerin yabancı ülkelerde önemli pozisyonlara getirildiği konuşuluyor. NY Times’a göre, sadece Trump ile iyi ilişkiler kurmak amacıyla, Filipinler Manila’daki Trump Kulesi’nin arkasında olduğu iddia edilen bir işadamı Filipin Devlet Başkanı Rodrigo Duterte tarafından ABD ile kurulacak ticari işlerde temsilci konumuna getirildi. Arjentin’de de benzer şekilde Trump’ın Uruguay’daki lisans işlemlerini yürüten kişiye hükümette yer verildi.
Son olarak Trump’ın danışmanlık hizmeti adı altında ödemeler yapıp suni giderler yaratarak gelirini azalttığı iddia ediliyor. Böyle bir danışmanlık hizmeti karşılığı 2000 ile 2018 arası dönemde 26 milyon dolarlık ödemenin kızı Ivanka Trump’a yapıldığı ifade ediliyor. Hatta benzer bir suçlama İstanbul’daki Trump Kuleleri ile ilgili 2008 yılında ismi açıklanmayan bir kişiye, 2 milyon dolarlık bir danışmanlık ödemesi hakkında da yapılıyor.
Başkan Trump bu haberlerin uydurma olduğunu; şu an içinde bulunduğu vergi denetimi tamamlanınca vergi beyanlarını paylaşacağını söylüyor. Trump Grubu’nun avukatı Alan Garten, haberin tamamı olmasa bile çoğunun gerçek dışı olduğunu ifade etti. NY Times gazetesi, haber kaynağının gizliliğini koruyabilmek için vergi beyanlarını paylaşmayacağını açıkladı.
Amerikan başkanlarının veya başkan adaylarının vergi beyanlarını açıklaması yasal bir zorunluluk olmamakla birlikte; 1976’dan başlayıp Trump’a kadar sürdürülmüş bir gelenekti. ABD başkan adayı Joe Biden, başkan Trump’ın aksine vergi beyanlarını kamuoyuyla paylaştı.
NY Times raporlarının, bazı kesimlerce Amerikan ulusal çıkarları yerine kişisel ve ekonomik çıkarlarını üstün tutmakla suçlanan başkan Trump’ı 2020 ABD başkanlık seçimlerinde nasıl etkileyeceğini bir aydan biraz daha uzun bir süre sonra hep birlikte göreceğiz.