Mafya-siyaset-iş dünyası üçgeninde yaşanan skandallar yüzünden önce Hazine’ye devredilen hemen ardından da tasfiyesi için düğmeye basılan Türk Ticaret Bankasına yeniden faaliyet izni verildi. T24’ten İsmail Ahmet Yeniçeri’nin haberine göre Türkbank’ın yeniden açılışına ilişkin Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) kararı Resmi Gazete’de (20 Kasım 2021) yayımlandı.
Kararda şu ifadeler kullanıldı:
“5411 sayılı Bankacılık Kanununun 10’uncu maddesi ile Bankaların İzne Tabi İşlemleri İle Dolaylı Pay Sahipliğine İlişkin Yönetmeliğin 7’nci maddesi kapsamında yapılan değerlendirmeler neticesinde Türk Ticaret Bankası A.Ş.’ye faaliyet izni verilmesine karar verilmiştir.”
Yüzde 98,5'i TMSF'nin
T24'ten İsmail Ahmet Yeniçeri'nin haberine göre, bankanın yüzde 98,50 oranında Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'nun (TMSF) olduğu belirtilirken, yüzde 1,50'luk payın 'diğer hissedarlara' ait olduğu açıklandı. Bankanın nominal sermayesi de 120 milyon TL olarak belirtildi.
Bankanın 2019'un Nisan ayında yapılan Genel Kurul Toplantısına göre Yönetim Kurulu Başkanı olarak Çağrı Seyfi görev yapıyor. Eski TMSF Varlık Dairesi Başkanı olan Seyfi, Sürat Kargo Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini de sürdürüyor.
Bankanın kurucu Genel Müdür'ü Taner Ayhan oldu. Bankanın diğer yönetim kurulu üyeleri de TMSF Denetçisi Nizamülmülk Güneş, Ticaret Bakan Yardımcısı Sezai Uçarmak ve eski bürokrat Hasan Karahan.
Bankacılık tarihine geçen skandal
Türkiye'nin ilk özel bankası olan Türk Ticaret Bankası'nın 1998'deki yüzde 84,52'lik hissesinin satışı ihalesini en yüksek teklifi veren iş insanı Korkmaz Yiğit'in inşaat şirketi Bank Ekspress kazandı. İhalenin tamamlanmasının ardından polis, Yiğit ile suç örgütü lideri Alaattin Çakıcı arasındaki ilişkiyi ve Çakıcı'nın ihaleye teklif veren diğer tarafları rahatsız ettiğini yazılı olarak TMSF'ye bildirdi.
17 Ağustos 1998'de Çakıcı, Türk polisinin talebi üzerine Fransa'da yakalandı ve Türkiye'ye iade edildi. 29 Ağustos günü, CHP milletvekili Fikri Sağlar'ın eline posta yoluyla Yiğit ve Çakıcı arasında Türkbank ihalesi hakkında bir konuşma kasedi geçti. 8 Ekim'de ise Sağlar bu kasedi televizyonda yayınlanmak üzere Kanal D'ye teslim etti ancak kasedin yayınlamaması üzerine 13 Ekim günü yaptığı basın toplantısıyla olayı kamuoyuna duyurdu. Bunun üzerine TMSF, 15 Ekim 1998'de ihaleyi geçersiz kıldı.
Korkmaz Yiğit, 12 Kasım'da polise verdiği yazılı ifadede tüm bağlantılarını itiraf etti ve hukuka aykırı iş yaptığını kabul etti. Yiğit'in ifadesinin kamuoyunda yankı bulmasıyla konu siyasete de sıçradı. Skandala Başbakan Mesut Yılmaz ve ekonomiden sorumlu devlet bakanı Güneş Taner'in de karıştığı ortaya çıktı. Yiğit, bunu yapmaya kendisini Yılmaz ve Taner'in teşvik ettiğini, hatta bunun için kamu bankalarından kredi teklif ettiklerini iddia etti.
Yiğit, Çakıcı'nın da kendisini tehdit ettiğini söylerken, "Sadece o arıyor, konuşmak zorunda kalıyordum. Tükürüklerim kuruyor, vücut kimyam bozuluyordu, 'hayır konuşmam' diyemiyordunuz. İlkokula gidecek çocuğunuzun kaçta okula gittiğini, İskoçya'da okuyan iki çocuğunuzu biliyordu. O ses sizi ne hale getiriyor, düşünebiliyor musunuz? Benim yerime başka bir işadamı nasıl davranabilirdi ki..." demişti.
Skandala karışan başbakana karşı TBMM'de soruşturma komisyonu kuruldu. Yılmaz ifadeye çağrıldı ve kabinesi güven oyunu kaybederek 11 Ocak 1999'da düştü.
1997-2000 yılları arasında toplam 952 milyon 447 bin 814 dolar kaynak aktarımına rağmen satış imkânı bulunamayan bankanın 1 Temmuz 2001'de bankacılık yapma ve mevduat toplama yetkisi kaldırıldı. Ağustos 2002'de tasfiye kararı verildi. 18 Kasım 2003'te başlayan fiziki tasfiye süreci hukuki problemi nedeniyle tasfiyesi zaman alacak olan hesaplar haricinde tamamlandı.
Bank Ekspres davasında, 'Cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak' ve 'Özel belgede sahtecilik' suçlamalarından 6 ay tutuklu yargılanan Korkmaz Yiğit, 2003'te bu davadan beraat etti.
Yiğit, hapishaneye girdikten sonra Yeni Yüzyıl ve Ateş gazetelerini Okay Gönensin'e, Milliyet'i Aydın Doğan'a, Kanal 6 televizyonunu da Ahmet Özal'a iade etti.