Yasa taslağında ‘insanlara ilişkin herhangi bir düzenleme yer almadığını söyleyerek tepki gösteren Uğur şunları kaydetti:
“Hayvansever” adı altında “köpek fanatiği”ne dönüşen azgın bir azınlığın yüksek perdeden çıkardığı ses yüzünden herkes sağır olup sevgi pıtırcığına döndüğü için, ülkemizde sokak köpeklerinin yılda 180 bin çocuk ve yetişkine saldırdığı, çoğu ağır on binlerce kişiyi yaraladığı, daha çok çocuklar olmak üzere pek çok insanın köpek saldırılarıyla hayatını kaybettiği gerçeği bir türlü işitilemiyor.
Çeteleşmiş sokak köpeklerinin saldırısı nedeniyle okullarına gidemeyen öğrenciler, işine, komşusuna, alışveriş yapmaya çıkmaktan korkan yetişkinlere varıncaya kadar milyonlarca insan kimseyi ilgilendirmiyor nedense.
Gelişmiş ülkelerde sokaklarda başıboş köpek görülemeyeceğini ifade ederek, “Ama Türkiye’de ısrarla yerleşim alanlarında sokak köpeklerinin de var olması gerektiği dayatılıyor” diyen Uğur, sokak köpeklerinin çocuklara, kedilere zarar verdiği örneklere yer verdiği yazısının devamında da şu görüşleri savundu:
O hâlde yeni Hayvan Hakları Yasası ile ayrıca:
1-Sokaklarda başıboş köpek bırakılmaması sağlanmalı.
2-Bir an önce, acilen daha çok barınak açılması, köpeklerin barınaklarda korunması mecburi hâle getirilmeli.
3-Yasa taslağıyla evlerde beslenen hayvan sayısına sınırlama getirilmemesi de bir başka problem. Apartman dairelerinde eğitilmiş olması şartıyla bir köpek ve bir kedi beslenebilir. Ama onun ötesi apartman sakinleri arasında savaş çıkarır ve mahkemeler kedi köpek davasından başını kaldıramaz.