Türkiye Kadın dernekleri Federasyonu'ndan yapılan açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
KAMUOYUNA, STK’LARA, SENDIKALARA VE MESLEK ODALARINA AÇIK ÇAĞRI VE AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANI DERYA YANIK’I İSTİFAYA DAVET
Bu ülkede 6 yaşında bir kız çocuğu “evlilik” kisvesi altında tecavüze uğradı, yer gök yıkılmadı. Yıkılmalıydı, 6 yaşında bir kız çocuğunu evlendirmek isteyenler, bunu cesaretlendirilenler, cezasız bırakanlar, çocuğa tecavüz eden, tüm haklarını elinden alarak bir kız çocuğunu hayattan koparan herkes tek tek hesap vermeliydi. Oysa Türkiye’de hakkı, hukuku, eşitlik ve demokrasiyi hiçe sayan uygulamalar, çocuğu bir cinsel nesne, anne babanın istedikleri gibi yönetecekleri bir ‘mal’, kendi iradesi, yönelimi, duygusu, düşüncesi olmayan bir “eşya” gören gerici zihniyet o denli yaygınlaştı ki, artık 6 yaşında bir kız çocuğunun uğradığı tecavüz bile toplumun bir kesiminin sessiz kaldığı bir konu olabiliyor. Çocuğun yüksek yararı ilkesi gerici ve erkek zihniyet tarafından rahatlıkla ayaklar altına alınabiliyor; bir iktidar bakanı çocuğa yönelik tecavüz ve istismarı “küçüğün rızası” diye aklayabiliyor. Her geçen gün artan çocuk hakları ihlalleri cezasızlık ile besleniyor, çocuklar akıl almaz bir biçimde cinsel şiddet görüyor, tecavüze uğruyor, sömürülüyor ve sürekli nesneleştiriliyor.
Bu ülkenin kadınları olarak iktidarın en anti-demokratik uygulamalar ile elimizden almaya çalıştığı haklarımızdan ve eşitlik mücadelemizden ne dün ne de bugün vazgeçmedik, her ne olursa olsun vazgeçmeyeceğiz. Sokakları, yaşam alanlarımızı, evlerimizi, kamusal alanları bizlere dar etmeye, emeğimizi bedenimizi, hayatlarımızı, sesimizi tahakküm altına almaya, bizi öldürmeye, sağlığımıza ve geleceğimize kastetmeye, kaygı ve korkuyu yaşamlarımıza boca etmeye çalışan erkek ittifaklara rağmen sözümüzden vazgeçmedik, sokaklardan çekilmedik. Şimdi ise 6 yaşındaki bir kız çocuğunun uğradığı tecavüzün cezasız kalmaması, benzer olayların asla tekrarlanmaması için gerekli önlemlerin acilen alınması ve ülkenin tüm çocuklarını tehdit eden gerici zihniyetin görmezden gelinmemesi için tüm sendikaları ve meslek örgütlerini bizimle ortak ses çıkarmaya çağırıyoruz. Devletin korumakla yükümlü olduğu çocukları değil, “denetlemekle yükümlü olduğu” ve yasadaki denetleme görevini yerine getirmediği için hukuken sorumlu olduğu tarikatların itibarını korumaya çalışmasını asla kabul etmiyoruz. Bu sessizliğin ve cezasızlığın çocuğa yönelik cinsel istismara, tacize, tecavüze ve şiddete “meşruiyet” kazandırdığı ve cesaret verdiği açıktır. Buna son vermek ise ancak ve ancak güçlü ve ortak ses çıkarmakla mümkün olacaktır.
Bununla beraber, olayın ortaya çıktığı andan itibaren sessizliğe gömülen Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık’ın çocuğa yönelik her türlü şiddetin engellenmesine yönelik bir kaygı taşımadığı ve buna yönelik bir planı olmadığı açıktır. 6 yaşında ve sonrasında uğradığı istismarı 2020 yılında ihbar yapan maruz kalanın bakanlığın koruması altında olduğunu söyleyen sayın bakanın ,yargıyı hızlandırma yönündeki gayretsizliği ve konuya siyaset üstü bakış daveti akıllara ziyan bir durumdur .
Ulusal ve uluslararası düzenlemelere göre çocuğun korunmasından birinci derecede sorumlu olan Derya Yanık’ın bu görev ve sorumluluklarının gereğini yerine getirememesi nedeniyle istifasını talep ediyoruz.
Saygılarımızla,
Canan GÜLLÜ
Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı