Yunanistan, Türkiye ile Libya arasında imzalanan “Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılmasına İlişkin Mutabakat Muhtırası”na tepki gösterdi.
Yunanistan Dışişleri Bakanlığı, mutabakatın uluslararası deniz hukukunun ihlali anlamına geldiğini ve iyi komşuluk ilişkileri prensibiyle bağdaşmadığını savundu.
Dışişleri Bakanı Nikos Dendias, Türkiye'nin Atina büyükelçisi Burak Özügergin'i bakanlığa çağırarak konuyla ilgili izahat talep etti.
ULUSLARARASI HUKUKA AYKIRI İDDİASI
Yunan Dışişleri Bakanlığı, uluslararası deniz hukukuna göre Türkiye'nin Libya ile sınırı bulunmadığını belirterek, böylesi bir mutabakatın bu nedenle geçersiz olduğunu savunuyor.
Atina ayrıca Ankara'nın bu tür girişimlerle Girit Adası'nın güneyindeki kıta sahanlığını ihlal ettiğini öne sürüyor.
Türkiye ise, Girit'in karasuları dışında kıta sahanlığı bulunmadığını savunurken, Atina'ya göre bu bakış açısı da uluslararası deniz hukukunun ihlali anlamına geliyor.
TÜRKİYE’DEN KARŞI ATAK
Kıbrıs Rum Yönetimi ile Yunanistan'ın, ABD ve Avrupa Birliği'ni de arkasına alarak Doğu Akdeniz'i tek taraflı olarak ‘paylaşma’ çalışmalarına, Türkiye'den karşı atak gelmişti.
Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti Başkanlık Konseyi Başkanı Fayez Al Sarraj ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan önceki gün İstanbul’da bir araya gelmiş ve
Türkiye ile Libya arasında ‘deniz yetki alanlarının sınırlandırılması’ anlaşması imzalamıştı.
Anlaşma, Akdeniz’de son dönemde Rum Yönetimi ve Yunanistan’ın tek taraflı olarak petrol ve doğal gaz arama bölgeleri oluşturup bunlar için uluslararası şirketlere ruhsat dağıtmasının da hukuksuzluğunu ortaya koymayı amaçlıyor.
Libya ile yapılan anlaşma ile Türkiye’den Marmaris-Kaş arasındaki hat ile, Libya’dan Derne-Tobruk hattı arasındaki hatta, karşılıklı olarak deniz sınırları çizilmiş oldu.
ZENGİNLİKLER HAKÇA PAYLAŞILSIN
Mutabakata ilişkin dün açıklamalarda bulunan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, mutabakatın Türkiye’nin uluslararası hukuktan kaynaklanan haklarının korunması anlamına geldiğini belirterek, şunları söylemişti:
“Biz Doğu Akdeniz’de olsun Ege’de olsun, her zaman kendi uluslararası hukuktan kaynaklanan haklarımızı korurken buraların zenginliklerinin de hakça paylaşılması taraftarıyız. Bu Kıbrıs etrafındaki rezervler için de geçerli. Bizim kıta sahanlığımızın dışındaki alanlarda da Kıbrıs’ta Rum tarafı ile Türk tarafı arasında buradaki zenginliklerin hakça paylaşılmasının garanti altına alınmasını her zaman savunuyoruz.”
Çavuşoğlu, “Bundan sonra diğer ülkelerle de zemin uygun oldukça bu tür görüşmeler” yapmayı sürdüreceklerini sözlerine eklemişti.