TÜRKİYE gazetesi yazarı Batuhan Yaşar, Uludere'deki helikopter kazasına ilişkin kafaları karıştıran soruların yanıtlarını bugünkü köşesinden yazdı.
"Neredeyse 10 gündür bu konuyu araştırıyorum... Konu ile alakalı kim varsa hepsi ile konuştum... Helikopter pilotlarından olayı tekrar tekrar dinledim, sorular yönelttim..." diyen Yaşar, okurlarına "Suçlu kim biliyor musunuz?" diye sordu ve şu yanıtı verdi:
"80 milyon hepimiz..."
Kazaya ilişkin "Olayı deştikçe altından milletçe kılcal damarlarımıza işlemiş anlayış ve uygulama problemlerimiz çıkıyor...Ama hemen altını çizerek belirtmek isterim ki bu yazıda hiç kimseyi ve hiçbir kuruma suçlama yöneltmedik" notunu da paylaşan Yaşar, kaza öncesi ve sonrasında yapılan yazışmalarının detaylarına ilişkin şunları kaleme aldı:
"2005 yılından başlayarak Şenoba’da geçen hafta yaşanan o elim olaya kadar neler oldu, hangi yazışmalar yapıldı, kim ne talep etti veya reddetti?
Güvenilir kaynaklardan topladığımız bu bilgiler eşliğinde olayları tüm çıplaklığı ile aktarmaya çalışacağız...
Uçuş öncesi brifing alındı... Karakutu kayıt yapmış mı?
Şenoba kalkışı öncesinde de uçuş brifingi alınmış... (Bu standart bir uygulama)
Uçuş güzergâhı tespit edilmiş...
Engel haritalarına bakılmış ve bölgedeki engelleri anladıklarına dair belge imzalanmış.
Ayrıca bu helikopterlerde uçuş boyunca telsiz konuşmalarını kaydeden bir karakutu da bulunuyor.
- Peki bu helikopterde de karakutu var mıydı?
- Olması lazım... Hepsinde olur. Uçan her alette bir flight recorder olur. Bunda da var. Düşüş öncesinde neler yaşandı, neler konuşuldu? Bunlar önemli tabii...
- Pilotlar bölgeyi ve engelleri biliyorlar mı?
- Her iki pilot da tecrübeli... O bölgede ilk kez uçmuyorlar... Bölgeyi hatta o tellerin orada olduğunu çok iyi biliyorlar...
“Engel tanıma sistemi” olsaydı da düşer miydi?
İşte en can alıcı soru bu...
Dünyada meydana gelen kazaların yüzde 17’si tellere, elektrik direklerine çarparak gerçekleşiyor...
Suçlamalara bakalım, ne yazıldı ne çizildi:
“Engel tanıma sistemi olsaydı bu kaza olmayacaktı... Bu sistem var ve biz bunu almadık. Helikopter de bu yüzden düştü”
“Bu yanlış bir algı. Cihazı takacağız her şey düzelecek. Bir daha kaza olmayacak. Böyle bir şey yok. Her cihazın kendine göre bir önleme kabiliyeti var.”
Zaten her kaza tek bir faktöre bağlanmıyor. 3-5 hata faktörünün arka arkaya gelmesiyle oluyor.
İsviçre’deki olay...
İsviçre’de yine aynı şekilde elektrik tellerine takılarak düşen bir helikopterle ilgili olarak kaza raporundaki şu cümle dikkat çekiciydi:
“Helikopterin tele takılıp düştüğü değil de düşerken teli kopardığı anlaşılıyor”
Kazadan 1 gün sonra, helikopterin elektrik tellerine çarparak nasıl düştüğünü anlatan görüntüleri izlemiştik.
Kaza kırım raporu ve kokpit telsiz konuşma kayıtları olayın nasıl gerçekleştiğini hiçbir şüpheye mahal bırakmadan ortaya koyabilir...
Geçen sene düşürülen Süper Kobra’nın füze erken uyarı sisteminin (HEWS) devreye girmediği anlaşılmıştı. Yapılan incelemede sistemin açısının daraltıldığı ortaya çıkmıştı...
Aktif mi pasif mi?
İki türlü engel tanıma sistemi var. Helikopterin üzerine takılan lazer, kamera veya detektörle çalışanına aktif sistem deniliyor. Bunların ağırlığı 100 kiloya kadar çıkabiliyor.
Coğrafyadaki tüm engellerin, direklerin, tellerin yerlerinin haritalara işaretlendiği sisteme de pasif deniliyor.
- İkisi de yüzde 100 kesin çözüm mü peki?
- Hayır. Dünyada, üzerinde aktif sistem olan ama tellere takılıp düşen bir çok helikopter kazası var.
- O zaman pasif sistem için daha güvenli diyebilir miyiz?
- Veriler, engeller zamanında haritalara yüklenmezse bu sistemin de bir anlamı yok. Sürekli güncellenmesi gerekli...
Helikopterlerimizdeki son durum:
ATAK’larda ilk 9’u (Duhul) hariç hepsinde pasif engel tanıma sistemi var. İlk 9’una da en kısa sürede yüklenecek. Şu ana kadar 21 ATAK teslim edildi.
Yine Jandarma’nın elindeki 22 genel maksat helikopterinin 11’inde de bu sistem var.
Ama Şenoba’daki tellerin Jandarma helikopterlerinin de harita sistemlerinde de görünmediği ortaya çıktı....
Veriler on-line işlenecek...
Türkiye’de 38 bin 632 adet münferit anten, 1,5 milyon km uzunluğunda tel ve 8 milyon elektrik direği mevcut. Engel haritalarının sürekli güncellenmesi gerekiyor. Arazide bir değişiklik olduğunda sisteme işlenmesi çok önemli. Online çalışan bir sistem kuruluyor. Özel veya kamu bundan böyle diktiği engelleri bildirecek. Harita Genel Komutanlığı da bu bilgileri sisteme girecek ve bilgi eş zamanlı olarak tüm birliklere dağıtılacak.
Düğmeye basıldı 3 ay içinde…
Edindiğimiz bilgilere göre sistemin hemen işlerlik kazanması için Savunma Sanayii Müsteşarlığında (SSM) yoğun bir mesai var.
250 helikoptere 3 ay içerisinde engel tanıma sistemleri takılacak. Engelleri gösteren haritaların bulunduğu tabletler hızla kokpitlere yerleştirilecek. Uçuş sistemine daha sonra entegre edilecek.
Hikâye 2005’te başlıyor...
Bir defa bu yazacaklarımı okumadan önce;
TSK’nin ihtiyaç makamı,
SSM’nin de tedarik makamı olduğunun çok iyi anlaşılması gerekiyor...
Talep edeceksin ki tedarikin gerçekleştirilsin.
Türkiye’nin engel tanıma sistemi macerası 12 yıl önce 2005’te başlamış.
İhale niye iptal edildi... O general kimdi?
Yazışmalar tam bir büyük siyah klasöre zor sığıyor. Fazla uzatmadan anlatalım:
2008’de Aselsan ve Meteksan’a görev verilmiş.
2009’da TÜBİTAK kaynağım yok diyerek çekilmiş.
2010’da SSM projeyi yeniden başlatmış.
2013’e kadar aktif sistem üzerinde konsensüs sağlanamayınca pasif sisteme dönülmüş.
2014 yılında ilgili kurumlar ne istediklerini SSM’ye bildirmişler.
Ve 2015 yılında ihaleye çıkılmış...
Ama ihale 7 Ocak 2016 tarihinde iptal ediliyor...
Darbe ve FETÖ sebebiyle ordudan atılan Genelkurmay Plan Prensipler Başkanı Korgeneral Salih Ulusoy, gereksinimlerin karşılanmadığı ve maliyetin etkin olmadığı gerekçesini yazı ile bildiriyor.
3 milyon dolar için…
Herkes çok iyi bilir ki Millî Savunma Bakanı Fikri Işık ve Savunma Sanayii Müsteşarı İsmail Demir, projeleri titizlikle takip ederler.
Neredeyse 500 proje günlük hatta saatlik olarak takip edilir...
2016 başındaki iptalin ardından SSM, engel sisteminin acil alımına karar veriyor.
Bu sefer de SSM’deki bir daire başkanlığı inisiyatif kullanarak ve de 3 milyon dolar için ihaleyi iptal ediyor. Hem de yukarıya bilgi vermeden!
Şimdi bir taraftan da soruşturma yürütülüyor.
Haklı olarak diyorsunuz ki bu saatten sonra soruşturma başlatılsa ne olur...
Hayır öyle değil... Bir daha benzer olayların yaşanmaması için bu çok önemli.
Yorumu size bırakarak burada noktayı koyalım...
Görüldüğü gibi yaşadığımız bu acı olayın bir çok boyutu varmış...