Vali DOĞAN’ın İl emniyet müdürü ve diğer kurmaylarıyla toplantı halinde olduğu öne sürüldü.
Soruşturmaya müdahale edilmesi üzerine dosya savcılarının TEM şube müdürlüğüne gelerek bizzat yürütecekleri iddia edildi. Vali tarafından polislere “operasyonları durdurun” emri verildiği iddialarının ayyuka çıkması üzerine, Van cumhuriyet başsavcılığının “hukuksuz talimat verenler” hakkında soruşturma açacağı iddia edildi.
Serdar Bayraktutan, terör soruşturmalarındaki uzmanlığı ve akademik birikimiyle tanıyor. İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünde uzun yıllar görev yapmış ve çok önemli terör operasyonlarını yönetmiş bir isim. Aynı zamanda “Anne Ben Geldim” isimli kitabın yazarı. Kitapta bir intihar bombacısının “eve dönüşü”, yaşanmış olaylardan yola çıkılarak çarpıcı bir dille anlatılıyor.
Operasyon dosyasında El Kaide’nin Suriye’deki kan donduran faaliyetleri ve Türkiye’yi “cihat bölgesi” ilan ettirmek için yapılan planlarına dair şok deliller olduğu öne sürüldü.
Anne Ben Geldim Kitabını TRT Haber'de böyle anlatmıştı..
Anne Ben Geldim
“Belime bir bomba saracak ve kendimi patlatmaya gidecektim. Bedenim
parçalara ayrılacak;gövdem etrafa savrulacak ve belki de çevrede bulunan
birçok masumun kanına girecektim...Daha iyi bir gelecek için yola çıkmışken,
daha kötübir pisliğin içine düşmüştüm. ”
“Babam, kırsala gideceğimi nereden anlamıştı bilmiyorum ama beni karşısına
alarak;‘Oğlum, bir gün aklından bu ülkeye ihanet etme düşüncesi geçerse önce
Çanakkale’ye git,şehit dedenin mezarını bul, ona bir fatiha oku, ondan sonra ne
yaparsan yap,’ demişti...”
“İnsanları özgürleştireceğiz diye dağa çıkarttık ve hemen hepsinin hayatını söndürdük.”
“Şüphelendiğimiz bir köylüyü evinin içinde dipçiklerle döverken, bir çocuğun
bizi izlediğini fark ettim. Babasıyla göz göze geldiler, bu onların son bakışmalarıydı.
Kendime şu soruyu soruyorum: ‘Halk için mücadele böyle mi olmalı?’”
“İnsanlar ölüm orucunda iskelete dönüşmüşken, tıka basa yemek, onlar için sorun değildi.
Gültepe’de dört insanın ölümüyle sonuçlanan olayda A.Tayfun Ö.’ün yaptığı yorum çok ilginçti:
‘Prestij kaybettik.’ İnsanların ölmesi sorun değildi; ama kaybettiği prestij canını sıkıyordu...”
Milyonlarca insanın hayatı terörden etkilendi. On binlerce masum insanın
kanı akıtıldı. Binlerce genç insan ya terör örgütlerince öldürüldü ya da çeşitli yollarla
kandırılarak birer katil haline getirildi... Ailelerinden, sevdiklerinden kopup bu örgütlere
katılan gençlerin büyük çoğunluğu kısa süre sonra içine sürüklendikleri çıkmazı fark
etse de, artık ne dönecekleri bir evleri ne de yeniden başlayacakları bir hayatları vardı...
Hem bu çaresizliğe merhem olmak hem de terör örgütlerinin çözülmesini sağlamak
Amacıyla son yıllarda yeni yasal düzenlemelere gidildi. İçinde bulunduğu çıkmazdan
Kurtulmak isteyen insanlara imkânlar sağlandı. İnsanların hangi koşullarda bu örgütlere
katıldığı ve hangi şartlarda buralarda yer almaya devam ettiği konusunda fikir edinildi.
Terör örgütü, ne kötü muameleden ne de işkenceden korkuyor.
Onu korkutan tek bir şey var: diyalog kurmak!