Cumhuriyet Gazetesinden Sefa Uyar'ın haberine göre Aksoy Araştırma, her ay düzenli olarak açıkladığı “Türkiye Monitörü” araştırmasının Ocak 2021 sonuçlarını paylaştı. Başkanlık sistemine desteğin azaldığı, parlamenter sisteme dönmek isteyenlerin oranının arttığının ortaya konduğu araştırmada, tarikatlara yönelik dikkat çeken sonuçlar yer aldı.
“Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı siz olsaydınız, ülkede faaliyet gösteren tarikatlara yönelik hangisini uygulardınız” sorusuna katılımcıların yüzde 46.6’sı “tamamen kapatırdım”, yüzde 37.2’si “çok sıkı denetim yapardım”, yüzde 11.8’i “rutin denetim yapardım”, yüzde 4.4’ü ise “tamamen serbest bırakırdım” yanıtı verdi.
Tarikatlara yönelik sonuçları Cumhuriyet’e değerlendiren Prof. Dr. Şahin Filiz, sonuçları “ezber bozucu” olarak nitelendirdi. Türk toplumunun, siyasi partilerin tarikatlara prim vermesini onaylamadığını vurgulayan Filiz, “Yüzde 4.4’lük oranla ‘Tamamen serbest bırakırdım’ sonucu, en muhafazakâr görünen partiye bile güçlü bir şekilde ‘Tarikatlarla iş tutmayın’ mesajının somut sonucudur” dedi.
“Tamamen serbest bırakırdım” diyenlerin oranının, tarikatlarla doğrudan ya da dolaylı olarak bağı olanları temsil ettiğini söyleyen Filiz, yanıtların oranlarına bakıldığında, Türk toplumunun, din ile tarikatı ve din ile siyaseti birbirinden ayırdığının görüldüğünü vurguladı. Filiz, “Halk, partilerin din söylemiyle tarikatlara çıkar sağlamalarını kesin olarak olumsuzlamaktadır.
Araştırmanın başka bir sonucu da ‘Toplum dinden uzaklaşıyor’ feveranının temelsiz olmasıdır. Toplumun esasen dinden ve ahlaktan değil, tarikatlardan ve tarikatlara dini teslim eden siyasi yapılardan uzaklaştığı değerlendirilmeli” diye konuştu.
Filiz, tarikatların kapatılması ya da çık sıkı denetlenmesi yönünde görüş belirtenlerin oranının çok yüksek olmasının nedenlerinden birinin, “tarikatlarda yaşanan insanlık dışı, ahlak dışı olaylara kesin bir tepki koymak” olduğunu kaydederek “Tarikatların her alanda büyük çoğunluğun sırtından geçinerek hak ve adalet duygularını sarstıkları tescil edilmiştir.
Bu, aynı zamanda, yüzde 83.8 gibi ezici bir çoğunluğun “ya kapat ya da sıkı denetle” mesajına aldırmayan siyasilerin, bu çoğunluktan aldıkları yetkiyi, yarattıkları yüzde 4.4 ile azınlıkta kalan tarikatçı çıkar çevreleri lehine kullanmalarından kaynaklanıyor. Seçen yüzde 83.8, yararlanan yüzde 4.4 olursa toplumsal denge bozulur. Bu bozulma, siyasal ve ekonomik istikrarsızlığa neden olur” ifadelerini kullandı.