On dokuz yılı geride bırakan AKP iktidarının genç ve orta kuşakları umutsuzluğa sürüklediği kamuoyu yoklamalarına yansıyor.
Birgün'de yer alan habere göre; uluslararası denetim ve danışmanlık hizmetleri veren Deloitte’nin araştırmasına göre Y kuşağı olarak tarif edilen 1980 ile 2000 yılları arasında doğanların yüzde 51'i, Z kuşağı olarak tanımlanan 2000 ve sonrası doğan yurttaşların ise yüzde 65'i finansal durum ve iş olanakları nedeniyle kendini stresli hissediyor.
Deloitte’nin bu yıl 10’uncusunu yayımladığı 2021 Y ve Z Kuşağı Araştırması’nın sonuçları açıklandı. Türkiye dahil toplam 45 ülkede Y kuşağından 14 bin 655, Z kuşağından 8 bin 273 kişi ile gerçekleştirilen araştırmaya göre Türkiye'de Y ve Z kuşağının kendini stres altında hissetme oranı dünya ortalamasının üzerinde seyrediyor.
Y kuşağının yüzde 83'ü, Z kuşağının ise yüzde 76'sı gelir dağılımı adaletsizliğine inanıyor. Bu sene salgın koşullarında gelir eşitsizliği ve işsizlik korkuları Y kuşağı için kişisel kaygılar listesinin başında yer alıyor. Bunu çevre sorunlarına odaklanma takip ediyor.
Z kuşağı için de işsizlik ve gelir eşitsizliği aynı Y kuşağında olduğu gibi öncelikli kaygılar olarak dikkati çekiyor. Stres sebeplerinin başında ise finansal durum, aile refahı ve iş olanakları geliyor. Bunun yanında salgın etkisiyle stres seviyesi artan ve bu sebeple izin alma ihtiyacı hisseden katılımcıların yüzde 58’i izin alma sebeplerini, ruh sağlıklarıyla ilgili karşılaşabileceklerini düşündükleri önyargılar sebebiyle yöneticilerine açıkça ifade edemediklerini belirtiyor.
Salgın, Y ve Z kuşağının finansal gelecekleri konusundaki belirsizliğin artmasına neden oluyor. Türkiye’deki katılımcıların neredeyse yüzde 60’ı finansal gelecekleriyle ilgili "sık sık endişelendiklerini veya strese girdiklerini" söylüyor. Ayrıca ankete katılanlar salgının finansal hedeflerini yeniden değerlendirmelerine ve değiştirmelerine de neden olduğunu belirtiyor.
Dünya ölçeğinde ise gelecekle ilgili Y kuşağı katılımcıların sadece yüzde 36'sı ve Z kuşağı katılımcıların yüzde 40'ı kişisel finansal durumlarının 2022'ye kadar iyileşeceğine inanıyor.
Türkiye’de pek çok kişi değişimi sağlamak için hükümetin destek ve reformlarına ihtiyaç duyulabileceğine inanıyor. Türkiye’den Y kuşağı katılımcıların yüzde 36’sı, Z kuşağı katılımcıların yüzde 28’i “gelir eşitsizliğini dile getiren/azaltacak politikalar uygulayan siyasetçilere oy verdim/onları destekledim” şeklinde görüş bildirdi.
Gençler Cumhur İttifakı’na uzak
Öte yandan MetroPOLL Araştırma’nın anketine göre, 2018 milletvekili seçimlerinde oy kullanmamış 18-24 yaş grubundan Millet İttifakı’na daha yakın olduğunu söyleyenlerin oranı yüzde 44,1 oldu. Cumhur İttifakı’nın oranı ise yüzde 36,2’de kaldı. Ankette katılımcılara “Hangi ittifaka daha yakınsınız?” diye soruldu. Katılımcılardan yüzde 44,1’i “Millet İttifakı’na daha yakınım” cevabını verdi. “Cumhur İttifakı’na daha yakınım” diyenlerin oranı yüzde 36,2 olurken, “Fikrim Yok/Cevap Yok” diyenlerin oranı ise yüzde 19,7 oldu.
Yüzde 70’in borcu bulunuyor
Yöneylem Sosyal Araştırmalar Merkezi’nin Haziran ayı Siyaset Paneli Raporu, yoksulluğun ülkede yoksulluğun ulaştığı boyutu gözler önüne serdi. Araştırmaya göre seçmenlerin yüzde 72’si Türkiye’nin geçen yıla göre daha kötü bir durumda olduğunu, yüzde 54’ü ise Türkiye’nin önümüzdeki yıl içinde daha da kötüye gideceğini düşünüyor.
Araştırmaya göre seçmenlerin yüzde 69’u ödemekte olduğu bir borç olduğunu ifade ediyor. Bu borçların yüzde 86’sının bankalara yönelik olduğu ifade edilirken katılımcıların yüzde 16’sı bir yakına karşı borçlu olduğunu belirtiyor. Ev eşyası gibi satın alınmış ürünleri ödemeye devam edenlerin oranı yüzde 14 seviyesinde. Seçmenlerin yüzde 67’si ise borçlarını ödeyememekten korkuyor.