Yargıtay 5. Ceza Dairesi, 17 Aralık soruşturmasını yürüten ve meslekten ihraç edilen Cumhuriyet Savcısı Celal Kara hakkında, daha önce çıkarılan çağrı ve zorla getirilme kararlarından sonuç alınamaması ve yurt dışına kaçtığının anlaşılması nedeniyle "yakalama emri düzenlenmesini" kararlaştırdı.
Yargıtay 5. Ceza Dairesi'nin ilk derece mahkemesi sıfatıyla baktığı, Kara hakkında "görevi kötüye kullanma" suçundan açılan davanın görülmesine devam edildi.
Şikayetçilerin ve sanık avukatının katılmadığı Yargıtay 5. Ceza Dairesindeki duruşmada, bir önceki oturumda alınan kararlar gereği diğer mahkemelerden istenen belgeler ile Kara'nın avukatı Niyazi Atasoy'un mazeret dilekçesi okundu.
Daha sonra Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Kenan Zeybek, suç tarihinde İstanbul Cumhuriyet Savcısı olarak görev yapan Kara'nın savunma ve delillerinin tespiti amacıyla çıkarılan çağrı yazısından sonuç alınamadığını, bunun üzerine çıkarılan zorla getirilme kararının da Kara'nın yurt dışında olduğu gerekçesiyle iade edildiğini belirtti.
İnternet ortamında ulaşılabilen, Anadolu Ajansının yayınladığı bir haberde Kara'nın 10 Ağustos 2015'te saat 04.19'da Gürcistan'a gittiğinin belirtildiğini anlatan Zeybek, sonraki süreçte çeşitli haber sitelerinde Kara'nın Avrupa ülkeleri arasında geçişler yaptığına dair haberler yer aldığını aktardı.
Kara'nın ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 5. Ceza Dairesinde yargılandığı davanın sonuçsuz kalması amacıyla yurt dışına kaçtığının anlaşıldığını ifade eden Zeybek, savunmasının alınmasının temini amacıyla hakkında yakalama emri çıkarılmasını istedi.
Talebi görüşen Yargıtay 5. Ceza Dairesi heyeti, daha önce çıkarılan çağrı ve zorla getirilme kararlarından sonuç alınamadığı belirtilen ve kaçtığı anlaşılan Kara hakkında, Ceza Muhakemesi Kanunu'nun "Kovuşturma evresinde kaçak sanık hakkında yakalama emrinin re'sen veya Cumhuriyet Savcısının istemi üzerine hakim veya mahkeme tarafından düzenlenmesini" öngören 98. maddesinin 3. fıkrası uyarınca "yakalama emri düzenlenmesini" kararlaştırdı.
Kara'nın avukatının mazeret dilekçesini kabul eden heyet, duruşmayı 20 Nisan'a erteledi.
Davada, aralarında eski İçişleri Bakanı Muammer Güler, oğlu Barış Güler, dönemin Halk Bankası Genel Müdürü Süleyman Aslan, iş adamı Rıza Sarraf, eşi Ebru Gündeş Sarraf'ın da bulunduğu 31 kişi ve şirket müşteki olarak yer alıyor.