Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, Sabah gazetesinden Okan Müderrisoğlu'na mülakat verdi. FETÖ'nün gerçek radikal bir terör örgütü olduğunu, örgüt hiyerarşisinde verilen talimatların dışına çıkamayan robotlaşmış bir teşkilat yapısında olduklarını söyledi.
"Bunlar, küçük yaştan itibaren önüne nasıl bir sorun gelirse gelsin 'Abim, ablam beni arayacak ve ne yapacağımı bana söyleyecek, endişe etmeme gerek yok' diye alıştırılmış kişiler." diyen Yaşar Güler, şöyle devam etti:
"İşte; abilerinin, ablalarının ne yapacaklarını tam söyleyemedikleri gün de 15 Temmuz oldu! Saati öne aldıklarında ne yapacaklarını bilemediler. Çaresiz kaldılar. O gece Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Müsteşarı'nı Genelkurmay karargâhına davet ettiğimiz anda ABD'deki elebaşı, haini arıyorlar. Darbenin tespit edildiğini, ne yapacaklarını soruyorlar. Terör elebaşından "Darbeyi derhal başlatın" diye talimat geliyor."
FETÖ'cülerin askeri okulda FETÖ'cü olmadıklarını, girmeden önce FETÖ'cü olduklarını söyleyen Yaşar Güler, şöyle devam etti:
"FETÖ'nün hain planlarından biri de TSK tarafından yapılan askeri okul sınavlarının ÖSYM'ye geçmesiydi. Bu karar, 'ÖSYM sınavı yapsın, başarılı olan vatan evladı askeri okula girsin' düşüncesiyle alındı. Örgüt üyelerinin kendi mensuplarına şifreli aday numarası vb. belirlediklerini ve bize gelen listedeki öğrencilerin baştan itibaren hain örgüt tarafından seçildiğini sonradan anlıyoruz.
Kripto gibi çalışmışlar. Gelenlerin neredeyse tamamı yıllarca FETÖ okullarında, evlerinde yetişmişler. FETÖ'den dolayı askeri okuldan atılanların aileleri, 'Benim çocuğum FETÖ'cü değildi, askeri okula girdi ve FETÖ'cü olarak mezun oldu' diyemez. Zaten bize geldiklerinde FETÖ'cü idiler!"
EMİR SUBAYI ALAYCI BİR ŞEKİLDE "MERAKLANMAYIN KOMUTANIM TATBİKAT YAPIYORUZ" DEMİŞ
Bakan Güler, İstanbul'da kursta olması gereken emir subayının sivil kıyafetle makam odasına girdiğini, alaycı bir şekilde "Meraklanmayın komutanım, tatbikat yapıyoruz" dediğini aktardı.
"O haini orada gördüğüm an bu işin ne olduğunu anladım" diyen Bakan Yaşar Güler, FETÖ'cü emir subayının öldürülmesinin dönüm noktası olduğunu söyleyerek şunları kaydetti:
"Gözlerimi ve ellerimi bağlayarak beni zorla bir araca bindirdiler. Kısa süre sonra, aracın önünde oturan kişinin "Kapıyı aç, ateş ederim!" diye bağırması üzerine sesinden emir subayım olduğunu ve nizamiyeye geldiğimizi anladım. Karşılıklı bağrışmalar sonrası birkaç el ateş sesi geldi. Hain emir subayım öldü. Odamdan beni sürükleyerek çıkardıkları zaman personelden biri nizamiyeyi arayarak, 'Yaşar Paşa'yı kaçırıyorlar, sakın çıkarmayın' demiş.
Genelkurmay Muhafız Tabur Komutanı Yarbayımız; aracın kaputuna yatarak çıkmasına müsaade etmeyeceğini söyledi. Hain emir subayı, kahraman yarbayımızı ateş ederek ağır yaraladı. Bunu gören Muhafız Taburu'ndan üsteğmen evladımız hain emir subayını vurarak öldürdü. O gece beni infaz etmekle görevlendirilen emir subayının öldürülmesi kırılma noktalarından birisiydi. Bir müddet bekledikten sonra helikopterle bilmediğim bir yere götürüldüm. Odaya hapsedildim. F-16'ların seslerini duydum. Darbecilerin merkezi Akıncı Üssü'nde olduğumuzu anladım. Darbenin silahlı, fiili ayağını başlatmak için benim alınmamı beklemişler."
AKIN ÖZTÜRK'TEN YAŞAR GÜLER'E: VAY YAŞAR'IM
Darbeye katılan en rütbeli asker YAŞ üyesi Orgeneral Akın Öztürk'ün kendisine "Vay, Yaşar'ım" dediğini aktaran Yaşar Güler, "16 Temmuz sabah saatlerinde hapsedildiğim odanın kapısı açıldı ve "Vay, Yaşar'ım" diye bir ses duydum. Havacı Akın Öztürk'tü" ifadelerini kullandı.