Melis Bayraktaroğlu / Sözcü - Yasemin Kay Allen, 80’li yıllarda fırtına gibi esen İngiliz asıllı Türk vatandaşı oyuncu Suna Yıldızoğlu’nun kızı… Allen’i ilk olarak annesiyle birlikte rol aldığı Elif dizisiyle tanıdık. Sonra pek çok ses getiren dizide rol alan güzel oyuncu, artık dünyaya açılıyor. Los Angeles ve Londra’da oyunculuk eğitimleri alan Allen’le yeni projelerini ve hayallerini konuştuk.
– İngiltere'de doğdunuz, ilkokulu Türkiye'de okuyup sonra Avustralya'da büyüdünüz. Ben “Türk müyüm, İngiliz miyim?” dediğiniz oluyor mu?
Farklı kültürleri kıyaslama şansın olunca nereden neyi kaptığını anlıyorsun. Ben bayağı Türk-İngiliz, İngiliz-Türk'üm. Fakat ne kadar Türk olduğumu Türkiye'den çıktığımda fark ettiğimi itiraf edebilirim. İlkokulu burada okumanın verdiği bir şey bu herhalde…
– 30'lu yaşlara girmenize 2 sene kaldı. Hayatınızı dönemlere bölecek olursak esas hikayeniz nerede başladı?
30'uma çok yaklaşmadan bazı adımlar atmak istiyordum. Malezya'daki son projem çıktı karşıma. Şimdilik gidip geliyorum. 6 ay kadar Malezya'da kalacağım.
İngilizce oynama hayalim vardı
– İngilizce oynamanı gerektirecek bir karakteri canlandırmak istediğinizi söylemiştiniz eski bir röportajınızda. Şimdi o hayaliniz gerçekleşiyor…
Evet bu güne kadar hep Türkçe oynamıştım. İngilizce benim ikinci ana dilim. Babam İngiliz. Epeydir İngilizce oynamakla ilgili hayallerim vardı. Los Angeles'ta eğitim görmeye başladığımda bu isteğim daha da artmıştı. Ardından karşıma bu proje çıktı. Kendimi çok şanslı hissediyorum.
– Geçtiğimiz haftalarda, marka yüzü olduğunuz yeni reklam filminiz yayına girdi. Bu reklamda oynamayı kabul etmenizin özel bir nedeni var mı?
Reklam filminin senaryosunu ve storyboard'unu gördüğümde çok heyecanlandım. Çok farklı set-up'larda yaptığım işin kamera arkasını gösteren güzel bir hikayesi var. Kendimi gösterebileceğim, markayla birleştiğim bir proje olduğu için de teklif sunulduğunda kabul ettim. İnsanlar Yasemin'i görecek biraz.
– Bu proje nasıl gelişti?
Bu proje Londra'daki bir ajanstan geldi. Callback'deki seçmelere çağırdılar ve kabul edildim. Amerikan – İngiliz ortak yapımı aksiyon dizisine yeni bir karakter olarak dahil oluyorum ve çok heyecanlıyım
– Rolünüze nasıl hazırlanıyorsunuz?
Rolüm için silah ve yakın dövüş eğitimleri alacağım.
Araba kullanmıyorum
– Zaman zaman güzelliğinizin oyunculuğunuzun önüne geçtiğini düşünüyor musunuz?
Hayır; dış görünüşümün oyunculuğumun önüne geçtiğini de kesinlikle düşünmüyorum. Hatta böyle düşünen insanları da anlayamıyorum. Sen rolüne odaklanabilirsen, güzelliğin ön plana falan geçmez. Rol aldığım reklam projesi de doğa ile iç içe olan, genç ve güzel bir proje bu.
– Doğayı korumak için neler yapıyorsunuz?
Ben araba kullanmıyorum. Bir arabam yok. Çok fazla benzin tüketmiyorum. Motosikletim vardı o da çok az benzin tüketiyordu… Geri dönüşüme dikkat ediyorum. Plastiklerimi her zaman ayırıyorum çöplerimi ayırırken. Et az yemeye çalışıyorum. Vejetaryen olmak istiyorum ama olamadım henüz. Umarım en kısa zamanda onu da başarırım.
Ozan çok komik bir adam
– Sizi en son olarak ‘Çi' kadrosunda seyretmiştik. Çekimler sırasında ilginç deneyimleriniz olmuştur. Aklınıza geldikçe güldüğünüz bir tanesini bizimle paylaşmak ister misiniz?
Dans edemeyen bir kızı canlandırmam gerekiyordu. Edemeyişi oynamak çok güldürüyordu. Komik anlar yaşandı kamera arkasında. Genel olarak da çok eğlendiğimiz bir setti. Bu yüzden de tek bir anı anlatmak zor olur. Birçok şey aklıma geldiğinde bile hâlâ gülüyorum. Ozan Güven çok komik bir adam. Serenay Sarıkaya harikalar harikası. Armağan Oğuz da öyle. Özellikle de bu üçü varsa sette acayip eğleniyorduk.